HDP saklamıyor ki.... Daha ne desin!..
Güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale
getirilen PKK’lı terörist ile bir Kadın HDP Vekili’nin basına yansıyan
fotoğrafları hakkında çok şey söylendi, yazıldı.
Fotoğrafın çekilme tarihi,
fotoğraftakiler arasındaki ilişkinin mahiyeti, HDP-PKK ilişkisi, HDP-CHP
ilişkisi, HDP- Millet İttifakı ilişkisi üzerine birçok şey.
Konu, bazı çevreler tarafından biraz da “magazinleştirildi” doğrusu.
Bendeniz bu konuya çok az girdim…
O girişlerimde de şunları söyledim:
“Şunun
bunla, bunun şunla fotoğrafı var. Bu fotoğraf işleri üzerinden tartışmaya
başlarsak işin sonunu getiremeyiz!.. HDP-PKK ilişkisini ve Millet İttifakı-HDP
ilişkisini bilmeyen mi var? Bırakın onu bunu, HDP’nin en yetkili isimleri çıkıp
‘Sırtımızı örgüte dayadık’ demiyor mu? Meclis Kürsüsü’nden PKK ile ilişkiyi
ilân etmiyor mu?
‘Aaaa,
bak, fotoğrafları çıktı, işte ilişkilerinin ispatı!’ denilecek bir durum mu var
ortada! Bizim vergilerimizle büyük maaşlar alan, başka başka geniş imkânlardan
faydalanan HDP’li vekillerin ilişkiyi sakladıkları yok ki… Ve memlekette bu
ilişkiyi bilmeyen aklı başında bir tek vatandaş yok ki! Biz, meselenin magazin
boyutuyla ilgileneceğimize nasıl oldu da bu noktaya geldik, esas bunun üzerinde
duralım!”
*
Rahmetli Erbakan Hoca’nın Liderliğindeki
Refah Partisi’ni bilirsiniz.
O Parti’nin onca baskıya ve elindeki
imkânların son derece kısıtlı olmasına rağmen, Türkiye genelinde ve özellikle
de Türkiye’nin Güneydoğusu’nda neler yaptığını hatırlayanlar vardır.
Şöyle bir “sandıkta kazanılan belediyeler” listesine baktım;
HDP zihniyetinin her seçimde büyük fark
attığı Diyarbakır’ın yanı sıra, Muş, Bitlis, Batman, Bingöl, Siirt, Van,
Şanlıurfa, Adıyaman, Ağrı.
Milli Görüş’ün büyük seçim başarıları
var Güneydoğu’da.
Sonra sonra…Neler yaşadık, neler…
Biliyorsunuz, PKK Terör Örgütü, 28
Şubat’ta “İkinci tehlikeliğe” terfi
ettirildi.
Durumlar epeyce değişti…
Sonra sonra…
Bugünkü HDP’yi doğuran politik oluşumlar
epeyce güçlendi.
Bölgedeki geleneksel yapıların
dağıtılmasının da etkisiyle “bireyselleşen”
birçok gence, “bu yeni adres”
(maalesef) çekici geldi.
Atatürk’ün kurduğu Parti’deki “ulusalcılar” gittikçe güç kaybederken,
HDP zihniyetinin etkinliği arttı.
Deniz Baykal’ı deviren “kaset olayı”nın bu işte büyük etkisi
oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yeni CHP’si, bu yapı için verimli bir
açılım alanı oldu.
“Açılım” demişken…
Şu meşhur “Açılım Süreci”ndeki büyük “strateji
hataları” da, bu sürece maalesef katkıda bulundu.
*
Şu oldu, bu oldu derken…
İşte, bugün geldiğimiz nokta…
Güvenlik güçlerimiz çok büyük
mücadeleler veriyor, sınır ötesinde ve sınır içinde PKK’lı teröristlere göz
açtırmıyor.
Öte yandan…
PKK’nın siyasi uzantısı olduğunu
haykıran HDP’nin “oy hesapları”
içindeki ağırlığı da gittikçe artıyor.
Hatırlayın, bu partinin öncülleri için
bir vakitler “yüzde 10’luk barajı aşabilmek”
hâyâl gibiydi.
Şimdi, HDP için “baraj sorunu” olduğunu söyleyen yok!..
Evet, bu parti, bazı yerleşim
birimlerindeki oyları, baskı ile tehdit ile almıştır ama…
Bu durum , “baraj sorununun kalmamasını” açıklamaya yetmez!..
Oy oranları yüzde 3’ün altında görünen
partilerin bile büyük iddialarla ortaya çıktığı bir vasatta…
HDP gibi “sırtımızı
örgüte dayadık” diyenlerin yöneticilik yaptığı bir partinin “baraj sorunun olmaması” Türkiye için
ne anlam ifade eder.
Bu büyük bir problemdir, çok büyük bir
problem.
Üstelik, HDP “bölgesel bir parti” olmayı
da çok aşmıştır.
İstanbul seçiminin sonucunu bile
belirleyebilecek noktaya gelmiştir, maalesef!
İşin bu noktalara nasıl ve niçin geldiği
üzerinde kafa yormazsak…
Resimlere bakar, dururuz!..
Sayın
Bahçeli’nin “ikazlarına” Dikkat!
Bir HDP’li vekil ile güvenlik
güçlerimizin operasyonunda etkisiz hale getirilen bir teröristin fotoğrafları
üzerinden hızlanan tartışmalar esnasında en sert tepkilerden birini veren MHP
Grup Başkanvekili Engin Akçay, “TBMM
terörist hücresi değildir, olmamalıdır!” dedi.
İktidar cenahından da çeşitli tepkiler
yükseldi.
Oradan en sert tepkiyi veren de, her
zaman olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan
oldu.
Partisi’nin dünkü grup toplantısında, "Biz parlamentomuzda bu tür birilerini
görmek istemiyoruz. PKK terör örgütünün uzantılarını görmek istemiyoruz!"
dedi Sayın Erdoğan.
Millet İttifakı taraflarına baktık…
Oradan, “sınırlı” tepkiler geldi.
HDP’nin desteğinden olmak
istemediklerini fazlasıyla belli ettiler!
*
Gündemde fotoğraf meselesi…
Ben,
evet, o fotoğraflardan çok rahatsızlık duyuyorum.
Meclis’te
olan bitenler beni çok üzüyor.
Bir
yandan tepkimi ortaya koyuyor, diğer yandan da “Bu gidişe son vermek için neler yapmak gerektiğini” düşünüyorum.
Sayın
Devlet Bahçeli’nin gündemin karmaşası arasında hak ettiği ilgiyi görmeyen “terörle mücadele için yapılması gerekenler”
listesinde birçok “ikaz” var
aslında.
“Yapılması gerekenlere”
dair 8 maddelik bir “paket” ortaya
koydu Sayın Bahçeli.
“Terörle
mücadele teröristle mücadele değildir. Yüksek akıl ve algı gerektirmektedir.
Terörizmle mücadele vizyonu geliştirilmelidir.” dedi.
“Bu işin günü birlik tedbirlerle
halledilemeyeceğini” söyledi.
“Terörle
mücadele konsept ve stratejisinin oluşturulmasını” istedi.
“Teröre
iç ve dış desteklerin kesilmesini sağlayacak bir eylem plânının hazırlanması”nın önemine vurgu yaptı.
“Güvenlik
güçlerinin yeniden eğitilmesi gerektiğini” ifade etti.
Son olarak da, “Tutarlı, dengeli ve istikrarlı bir terörle mücadele tanıtım çalışması
yapılması”nı talep etti.
Yani, “iletişim”
meselesinin halledilmesini istedi.
*
Cumhur İttifakı’nın kararlı savunucusu Sayın
Bahçeli’nin “ikazları” çok önemli ve
elbette çok anlamlı.
Özellikle..
“Terörle
mücadele teröristle mücadele değildir!” cümlesi üzerine bol bol tefekkür edilmeli.