Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Eylül 2019

HDP, HADEP, DEHAP derken geldikleri nokta DEHAK

Çoğu kimse demirci Kawa’nın hikayesini bilir. Newroz bayramı bundan yaklaşık 4000 yıl önce Kürt Demirci Kawa ile Dehak arasında geçtiği varsayılan bu efsanevi hikaye ye dayandırılmaktadır. Efsanenin uzun ve farklı versiyonlarına farklı kaynaklardan ulaşabilirsiniz. Dehak kimi rivayete göre yılanı için kimi rivayete göre de yakalandığı hastalığı için hergün iki gencin beynini yiyen zalim bir kraldır. Altı oğlunu bu zalim krala kurban veren Kawa, yedinci oğlunu vermemek için isyan etmiş ve sonunda Dehak’ı öldürerek zafer ateşini yakmıştır.

​Bu efsane PKK’nın kuruluş yıllarında çokça dillendirilmiş ve o dönem yaşananlar, Dehak’ın zülmüne benzetilerek gençlerin dağa çıkarılmasında bir argüman olarak kullanılmıştır.
Şimdi gelelim bugüne...
Çözüm süreci bitmiş olsa da, öncesi ve sonrasında yaşananlar, geç de olsa verilmiş bazı haklar, devletin bir nebze de olsa şefkatini göstermesi PKK’nın gerçek yüzünün halk tarafından görülmesinin ilk adımları olmuştur.
Türkiye’yi belirli bir çizgide tutmak isteyenlerin maşası haline gelmiş olan örgütün derdinin, ne Kürtler ne de bölge insanı olmadığı hendek olayları döneminde çok daha iyi anlaşılmıştır.
Suriye’de herkes bir şeyler derken, Türkiye’nin söz sahibi olamaması ve kendi iç sorunları ile uğraşması için, söz konusu süreçte onbeş-yirmi yaş aralığında yüzlerce genç hendeklere gömülmüş, hem asker analarının, hem de evlatlarını terör örgütüne kurban veren anaların yüreği dağlanmıştı.
21.yüzyıl’ın Kawa’sı Hacire Akar her yıl yüzlerce kürt gencinin, terör baronlarının oluşturduğu korku imparatorluğuna kurban edilmesine karşı ilk ateşi yakmış ve oğlunu bu kirli düzenin elinden söke söke almıştır. Gencecik kız çocuklarını, terör yuvalarında gözü dönmüş yöneticilerin sofralarına meze ettirmek istemeyen namuslu Kürt anaları artık susmuyor. Erkek çocuklarını, batıya uşaklık eden, 40 yıldır sözde çatışan ama ne hikmetse her gün daha çok semiren terör örgütü yöneticilerinin kazdırdıkları hendeklere kurban vermek istemiyor. Bugün Terör örgütünü maşa olarak kullanan güçler, zamanında Türkiye Cumhuriyeti içinde benzer maşaları kullanmış ve uygulamaları ile halkı devlete düşman eden güçler bu yapılara hizmet etmiştir.

Şunu da belirtmekte fayda olacaktır...
Türkiye’de yaşayan Kürtler ve diğer toplumlar için her şeyin dört dörtlük olduğu hiçbir zaman söylenmemektedir. Bununla birlikte içinde bulunduğumuz yüzyılda hak talep etmenin yolu şiddet, silah ve ölüm değil talep, ikna ve müzakeredir. Ortadoğu’yu ayakta tutmanın yolu parça parça ulusal küçük devletler değildir. İşte bu sömürü düzenine karşı ilk ateşi yakan anneler ve babalar geçmişte olduğu gibi, evlatlarının önce beyinlerini kemiren sonra da mankurta dönüştürüp yok eden bugünün DEHAK’ları olan PKK’lara, FETÖ’lere, İŞİD’lere karşı isyan etmişlerdir. Bu haklı isyan, bu çaresiz serzeniş ve gözyaşları DEHAK’lar için sonun başlangıcı olacaktır inşallah…