HDP 'Çantada Keklik' mi?
Parti yetkilileri, “Asla!” diyor:
“HDP çantada keklik
değil!”
“Örtülü ittifak” sayesinde koca koca
koltuklara oturanlar tarafından “sakıncalı
piyade” muamelesine tabi tutulmalarına “artık”
tahammül göstermeyeceklerini dile getiriyor HDP yöneticileri.
Yüzde
7 ile yüzde 10 aralığındaki oy oranı ile “anahtar
parti” konumunda bulunan HDP’nin katkısı olmasaydı, Millet İttifakı “Yerel Seçim Zaferi”ni elde edemezdi.
HDP,
seçim sonuçlarını belirleyen bu büyük katkıyı, “maksat lâiklik olsun” diye vermedi.
“Millet
İttifakı”na seçim kazandıran “ortak”
olarak “siyasal meşruiyet alanı” oluşturmak istedi HDP.
Kapatma
davası sürecinin devam ettiği bu günlerde, parti yöneticilerinin, Cumhur
İttifakı’nın yanı sıra Millet İttifakı’na da sert sözlerle yüklenmeleri, “beklentilerinin” karşılanmadığını…
İzmir’de
olduğu gibi, “yerelde” gerçekleştirilen “CHP-HDP
el ele” eylemlerine “itibar
etmediklerini” ortaya koyuyor.
Millet
İttifakı’nın “alenî” unsurları, HDP gibi
bir parti ile “açık işbirliğine”
gidemeyeceklerine göre…
HDP
kitlesi için (parti kapatılsın, kapatılmasın) iki yol kalıyor:
1-“Sakıncalı Piyade” sayılmaya
razı olarak, “Yerel Seçim İttifakı”nı
devam ettirmek…
2- “Yerel Seçim İttifakı”ndan tamamen koparak, gidebileceği yere kadar
gitmek.
*
HDP
Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel’in,
Muş’tan verdiği mesajları takip edebildiniz mi bilmem.
Bir grup parti
yetkilisiyle birlikte katıldığı “Halk Buluşması”nda, hem Cumhur hem de Millet
İttifakı’na şöyle yüklendi Tayip Temel:
“Türkiye toplumu AKP-MHP bloğundan da, CHP-İYİ
PARTİ bloğundan da rahatsızdır ve Türkiye’nin temel sorunlarına cevap üreteceklerine
inanmamaktadır.”
*
Yerel seçimde “Millet İttifakı”na tam destek veren HDP’nin, gelinen noktadaki memnuniyetsizliğini
ortaya koyan konuşmadaki şu cümleler de dikkat çekici:
“CHP de alternatif
olma iddiasını ve çözüm gücü olma şansını İYİ PARTİ gibi milliyetçi bir
partiyle hareket ederek ve ona dayanarak yitirmiştir. Irkçı iki parti adeta iki
siyasi bloğu bloke ederek Türkiye siyasetini rehin almış ve tıkatmıştır. İki
kanatta da Kürt düşmanlığını besliyorlar ve geliştiriyorlar. HDP olarak
toplumsal kesimleri üçüncü yol çizgisi etrafında toparlayarak mücadeleye sevk
edeceğiz.”
*
Evet..
Sıkıştığı
yerden “Millet İttifakı”na “yerel seçim zaferi armağan etmek”
suretiyle çıkabileceğini düşünen parti yönetimi, bugüne kadar umduğunu
bulamamış gibi görünüyor.
Millet
İttifakı’nın “alenî” unsurlarının
kendilerini “çantada keklik” gibi
görmesine tepkilerini her vesileyle dile getiriyor, “O koltuklarda bizim sayemizde oturuyorsunuz!” iğnesini fırsat
buldukça batırıyor HDP Yöneticileri.
*
Özetimiz
şöyle:
Millet
İttifakı’nın “alenî” unsurları, “sonuç elde edebilmek için” HDP
kitlesinin oylarına muhtaç.
Ne
var ki, politikanın “yakar top”u
olarak görülen HDP ile “alenen” yol
yürümenin riski de göze alınamıyor.
*
Bir
önceki yazımızda, Ak Parti Teşkilâtı mensuplarına defalarca “Kapı kapı dolaşmaya var mısınız?” diye
soran Sayın Erdoğan’ın, her seferinde “Varıııız!”
cevabını aldığını ancak, bu “söz”lerin
alanda pek karşılık bulmadığını…
“Teşkilât”taki heyecan düzeyinin düşük
olduğunu belirtmiştik.
Cumhur
İttifakı’nda ve özellikle Ak Parti’de bir takım sıkıntıların olduğu muhakkak.
Amma
velâkin, Millet İttifakı’ndaki
sıkıntıların çok daha fazla olduğunu da gözden kaçırmamak gerek.
Millet
İttifakı, “Çantada keklik değilim!”
mesajını verip duran HDP’nin oylarına, “matematik
gereği” muhtaç durumda.
Öte
yandan;
Bir
tarafın “Cumhurbaşkanı Adayı”,
tartışmasız, Sayın Erdoğan,
diğer
tarafta ise en az 10 “Aday Adayı”
var.
Orada
“birlik ve beraberliği” sağlamak
yerel seçimlerdeki kadar kolay olmayacak.
“Sırtını Örgüt’e dayadığını” ilân eden HDP ile “bir ve beraber” olabilmek ve onca aday adayını “kırıp dökmeden” teke indirebilmek kolay iş mi?