Yusuf aleyhisselamın ibretli hayatı-1
Mübarek hayatı; derslerle dolu olan Yusuf aleyhisselam, Yakub aleyhisselamın oğludur. O da İshak aleyhisselamın oğlu ve İbrahim aley-hisselamın torunudur. Yakub aleyhisselam, dayısı Lâbân’ın büyük kızı Leyyâ ile evlendi. Daha sonra küçük kızı Râhîl’ide aldı. Çünkü o zamanın kanunlarına göre, bir adam iki kız kardeşle aynı anda evlenebiliyordu. Yakub aleyhisselamın ayrıca; Belhe ve Zülfe adında iki tane de cariyesi vardı.
Yakub aleyhisselamın oniki oğlu oldu: Bunlardan Yusuf ve Bünyamin’in annesi Râhîl’dir. Altısının annesi Leyyâ’dır. İkisinin annesi cariye Belhe’dir. Diğer ikisinin annesi de cariye Zülfe’dir.
Yusuf aleyhisselam, küçük yaşta annesi Râhîl’i kaybetti. Öksüz kalan Yusuf aleyhisselama, üvey annesi ve aynı zamanda teyzesi olan Leyyâ bakmaya başladı.
Yusuf aleyhisselam, bir müddet de halasının yanında kaldı. Halasının yanında iken bir gün Yakub aleyhisselam, ablasına gelerek Yusuf aleyhisselamı geri almak istedi. Çünkü güzel yüzü, yüksek ahlakı ve asil davranışlarından dolayı O’nu çok seviyor ve öksüzlüğünden dolayı da O’na çok acıyordu. Aynı sebeplerden dolayı halası da O’nu çok seviyor ve bir an olsun yanından ayırmak istemiyordu. Dolayısıyla O’nu babasına iade etmek istemiyordu. Fakat Babası Yakub aleyhisselam ısrar etti; mutlaka dünyalar güzeli öksüzünü tekrar yanına almak istiyordu. Çünkü O’nun ayrılığına daha fazla dayanamıyordu.
Halası bu sefer; “müsaade et birkaç gün daha yanımda kalsın” dedi. Yakub aleyhisselam da ablasını kıramadı ve Yusuf aleyhisselamın birkaç gün daha yanında kalmasını kabul etti. Ancak ablası bir gün, babası İshak aleyhisselamdan kalan kemeri, elbiselerin altından Yusuf aleyhisselamın beline bağladı. Sonra da ev halkına; “ben, babamdan kalan kemeri kaybettim” deyip evin içinde onu aramaya başladı ve nihayet bütün ailenin gözü önünde onu Yusuf aleyhisselamın belinden çıkardı.
Bundan sonra; oğlunu mutlaka yanına almak isteyen kardeşi Yakub aleyhisselama: “Yusuf, babamın kemerini çaldı, ev halkı da şâhit kemeri O’nun belinden çıkardım. Artık O, bir sene benim kölemdir, dedi.” Bunun üzerine Yakub aleyhisselam da; “sen bilirsin, eğer böyle bir şey yaptıysa, O bir sene senin yanında köle olarak kalacak” dedi. O günün kanunlarına göre hırsız, malını çaldığı kimseye bir sene kölelik yapmakla cezalandırılıyordu.
Daha sonra Yakub aleyhisselam, oğlu Yusuf aleyhisselamı tekrar yanına aldı. Yukarıda da geçtiği gibi; güzel yüzü, yüksek ahlakı ve asil davranışlarından dolayı Yakub aleyhisselam O’nu çok seviyor ve öksüzlüğünden dolayı da ayrıca O’na çok acıyordu. Bunun için O’nunla daha çok ilgileniyor, O’nu daha fazla sevdiğini belli ediyor ve bir an olsun O’nu yanından ayırmak istemiyordu…
Yusuf aleyhisselam, bir gece rüyada; on bir yıldız ile ay ve güneşin kendisine secde ettiğini gördü. Sabah olunca da kimsenin olmadığı bir esnada rüyasını babası Yakub aleyhisselama anlattı. Yakub aleyhisselam rüyayı; on bir yıldızın diğer oğulları, güneşin kendisi, ayın da hanımı Leyyâ olduğu şeklinde tâbir etti. Yakub aleyhisselam ayrıca bu rüyadan; oğlu Yusuf aleyhisselamın ileride çok büyük nimetlere kavuşacağını; kendisine sözleri ve rüyaları doğru yorumlama ilminin verileceğini, en önemlisi de peygamber olacağını anladı. Bunun için Yusuf aleyhisselama olan sevgisi ve ilgisi daha da arttı. Abilerinin halet-i ruhiyelerini iyi bildiği için:
- Evladım rüyanı abilerine anlatma. Çünkü bu rüya yüzünden, onlar, şeytanın vesvesesine kapılarak sana bir tuzak kurabilirler. Zaten şeytan, insanın apaçık bir düşmanıdır, dedi.
Yakub aleyhisselamın oğulları, maalesef akıllarıyla değil duygularıyla hareket ettikleri için, peygamber olan babalarının, küçük kardeşleri Yusuf aleyhisselama olan özel sevgi ve ilgisinin hikmetini kavrayamadılar. Bunun için de gün geçtikçe Yusuf aleyhisselama olan haset ve kıskançlıkları arttı. Bu haset onları, küçük kardeşleri olan Yusuf aleyhisselamı ortadan kaldırmayı düşünecek kadar ileri götürdü. Bir gün Yusuf aleyhisselam ile ilgili bir toplantı yaptılar…
(Devamı haftaya…)