Hazreti İbrahim'in dört duası
Yüce Rabbimiz, Kerim Kitabı’nda
Hazreti Muhammed (sav)’in güzel örnekliğinde gördüğümüz gibi, Hazreti İbrahim
(as )’ın güzel örnekliğine dikkatimizi çeker.
“İbrahim’de
ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır.” (Mümtehine, 4)
Hazreti İbrahim (as)’in tevhid
mücadelesini tefekkür ederken, onun dört duası ilgimi çekti…
Evet, onun güzel örnekliği ve dua da
önceliği neydi?
Titrek bir ses ve hasret yüklü bir
yürekle duaya nasıl yoğunlaşıyordu?
Daha doğrusu duasının ana teması neler
içeriyordu?
Duasındaki derinlik ve o derinlikler
içinde içi sızlayarak, kıvranarak Rabbinden ne talep ediyordu?
Sanıyorum bu konuda Hazreti İbrahim
(as)’in hassasiyet ve samimiyetini yakalayabilirsek, yaşadığımız çağın
önceliğini netleştirmiş olacağız…
Önce Hazreti İbrahim (as)’in dört
duasını paylaşayım;
Bir… “Bir zamanlar Rabbi, İbrahim’i birtakım kelimelerle sınamış, onları
tam olarak yerine getirince:
-Ben
seni insanlara önder (imam) yapacağım, demişti.
-Neslimden
de (zürriyyetimden de) önderler yap, Ya Rabbi! dedi. Allah:
-Ahdim
zalimlere ermez. (Onlar için söz vermem) buyurdu.(Bakara, 124)
İki… “(İbrahim ve İsmail Kâbe’nin yapım işini tamamlayınca):
-“Ey
Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir
ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira tevbeleri
çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak Sensin.”(Bakara, 128)
Üç…
“(İbrahim) Ey Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için, neslimden bir kısmını
senin Beyt-i Harem’inin (Kâbe’nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vadiye
yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara
meyledici kıl ve meyvelerden onlara rızık ver. Umulur ki bu nimetlere
şükrederler.”(İbrahim, 40)
Dört… “(İbrahim): Ey Rabbim! Beni ve neslimden
gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Duamı kabul
et.”(İbrahim, 40)
Evet; dört ayet, dört dua…
Ortak tema, temel vurgu; nesillerin
korunması ve kurtuluşu… Dua ve duyarlılığın merkezinde bu konu var…
Bir peygamberin en büyük kaygısı… Döne
döne yaptığı dua… Zürriyetim, evladım, neslim ne olacak?
Nesillerin kurtuluşu için babalarının
peygamber olması yetmiyor… Hz. İbrahim’in içten içe yakarışına tanık oluyoruz…
Naif yüreğiyle yalvarıyor…
İbrahim’in yeryüzünün önderi olması
yetmiyor. Davasını misyonunu yüklenecek, mirasına sahip çıkacak bir nesil
arayışında…
Yeryüzünün hilafetine aday olanlar,
kendi nesillerinin hıyanetini nasıl giderecekler?
Siz zirvelerde gezinebilirsiniz,
zürriyetinizin zehirlenmesine hangi önlemlerle müdahalede bulunacaksınız?
Kâbe’nin mimarı olmakla İbrahim,
mağrur değil, hüzün yüklü bir yürekle, Kâbe ile barışık bir nesil arayışında…
Kıblesiz, kimliksiz, kitapsız kayıp
kuşakların acısını kalbinde taşıyor…
Kıldığı namazla teselli bulmuyor…
Ulaştığı manevi mertebeler, gaybi mazhariyetler O’na yetmiyor… ‘Ya zürriyetim
namazı zay ederse’ ıstırabı ile kıvranıyor…
İbrahim (as)’in Allah’a teslimiyetinde
sorun yok…
Sorun: soyumdan gelenler seccademe
varis olmazlarsa nasıl hesap verebilirim?
Verdiğim mücadeleye sahip çıkmazlarsa,
nesilden nesle bu dava intikal etmezse akıbetimiz ne olur?
Bir neslin kimlik ve kıble krizine
tanıklık eden bizler, bu ayetler ışığında bir durum değerlendirmesi yapmamız
acilen gerekmiyor mu?
“Namazsız
Müslümanlığa” ikna
olmuş kuşaklara Hz. İbrahim’in önceliğinden ve örnekliğinden hareketle dua ile
diriliş çağrısını güncellememiz kaçınılmaz görünüyor…