Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.30
Gram Altın
2995.65
BIST 100
9370.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 May 2022

Hazır olun!

Pandemi, yüksek enflasyon, enerji krizi ve bölgesel savaşlar derken, dünya büyük bir HESAPLAŞMAYA doğru hızla sürükleniyor. Nükleer tehditten tutun da ülkesel bloklaşmalara kadar, tehlikeli bir süreçten geçtiğimiz ayan beyan ortada. Kısacası iki genel savaş öncesi yaşanan olayların, günümüzde BENZER seyrettiğini görememek imkânsız. İşte bu noktada stratejistlere bakarsanız, 3. Dünya Savaşını tetiklemeye namzet, ÜÇ KRİTİK BÖLGEDEN bahsettiğini muhakkak duymuşsunuzdur. Bunların başında Çin’in Tayvan’a müdahale sinyalini verdiği, ABD’nin de müsaade etmeyeceğini açıkladığı, GÜNEY ÇİN DENİZİ geliyor mesela. Bazı ülkelerin NATO’ya ortaklık girişimleriyle, nereye evirileceğini bilemediğimiz, Ukrayna-Rusya geriliminin cereyan ettiği KARADENİZ’ de bunu takip etmekte. Devasa enerji kaynaklarına sahip D.AKDENİZ bölgesinin ise, sözü edilen iddiaları tamamlayan üçüncü unsur olarak öne çıktığı şüphesiz.

Yani işaret edilen iki bölgenin (Karadeniz-D.Akdeniz) komşusu olmamız hasebiyle, bizi yakından ilgilendirdiği tartışılmaz konumda. Bu açıdan başından beri taraflar arasında görüşmeleri sürdüren ve masaya oturtmayı başaran TÜRKİYE’nin, Karadeniz’de barışı tesis etmek için var gücüyle çabaladığı malumunuz. Ayrıca savaşın başlamasına sebep olan (NATO Üyeliği) mevzuların, başka ülkeler üzerinden tekrar ısıtılmasını da, “VETO” yetkisiyle şimdilik engellediğimiz aşikâr. Fakat gelin görün ki Batı’nın ATEŞE BENZİN DÖKME iradesinin, yükselerek devam ettiğine de hepimiz şahitlik ediyoruz. Zira bir takım sıkıntıların oluşturulması ve o sıkıntılar üzerinden, başka olumsuzlukların meydana getirilmesi, Batı’nın en bilindik karakteristik özelliğini yansıtıyor. Bu ise söz konusu savaşın sürmesini, hatta BAŞKA BÖLGELERE SIÇRATMA NİYETLERİNİ aklımıza getirmiyor değil.

O yüzden kimsenin ÇOKTA UZAK OLMAYACAK bir gelecekte, Ege ve D.Akdeniz’de yaşanması muhtemel bir krizin tetiklenmesine şaşırmaması gerekir. D.Akdeniz deyip, geçmeyin sakın! Tamamı, “Türkiye’nin 600 yıllık ihtiyacını” karşılayacak bir potansiyel barındırması, sanırım izah etmek için yeter de artar bile… Yeni Dünya Düzenine hükmetmek isteyenlerin, D. Akdeniz’deki kaynaklar üzerinde hâkimiyet kurmasının önemi de kati surette tartışılamaz. Bu minvalde Yunan adalarına askeri üsler kurulması, batılı güçlerin D.Akdeniz’de bloklaşması, Yunanistan’a silah yığılması ve iflas etmiş Yunan ekonomisinin Avrupa tarafından finanse dilmesi, hiç hayra alamet seyretmiyor. Tabi ABD’nin, Dedeağaç’a Rusya için gönderdiğini açıkladığı kısa menzilli füzelerin, Rusya için bir kere dahi KULLANILMAMASI da cabası. Miçatakis’in ABD Temsilciler Meclisinde “Türkiye’ye, Kıbrıs üzerinden meydan okumasını”, bunu KAMALA HARRİS dâhil herkesin ayakta alkışlamasını ve akabinde Yunan uçaklarının, sınırlarımızı 30 kez ihlal etmesini ise takdirlerinize bırakıyorum.

Anlayacağınız birileri Ukrayna savaşında ne yapmak istiyorsa, aynı şeyi Miçotakis’i, ZELENSKY EDASINDA GAZLAYARAK, Türkiye üzerinden deneyecekleri kuvvetle ihtimal görülüyor. Keza Sn. Hulusi Akar’ın Yunanistan’a yönelik sarf ettiği “AKLINIZI BAŞINIZA ALIN” uyarıları da, Devletimizin bu planın farkında olduğunun ispatı konumunda. Yani neresinden bakarsak bakalım, oldukça KRİTİK BİR DÖNEMDEN geçtiğimizi inkâr edemeyiz. Çünkü gelinen aşama MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞI ve VATANIN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜ mevzusu olduğu, gayet açık ve net görülüyor. Ancak hal böyleyken üstelikte Suriye’ye ye, yeni bir harekatın arifesinde Devletimize destek olmak varken; birilerinin bazı kurumları bahane ederek rejim tartışmaları çıkarması, asılsız iddiaları algı için kullanması ve en acısı da CELLADINA ÂŞIK OLMASI sizce de manidar değil mi? Peki, bu bir tavır kimlerin işine gelecektir, hiç düşündünüz mü? Türkiye’nin işine gelmeyeceği kesin… “KÜRESEL MÜCADELENİN 2023'te, TÜRKİYE'de yapılacağı”, boşuna zikredilmiyor demek ki... Bilmem anlatabildim mi? Fazla söze ne hacet…