Hazinenin Anahtarı
Seküler dünyada hazine denildiğinde akla ilk gelen şey madde ve para. Hâlbuki Hz Ali Efendimizden nakledilen bir kelamı kibar var. Hazreti Ali Efendimiz; ilmin bir hazine olduğunu ve bu hazinenin içerisine de ancak sorular sorarak girilebileceğini beyanla sormayı ve sorgulamayı ne kadar önemsediğini anlatıyor anlayanlar.
Geçmişten günümüze kelam-ı kibar kabilinden bugüne ışık tutan anlayanı uyandıracak o kadar söz ve davranış var ki, aklidenler için gerçekten değerine paha biçilmeyecek kadar değerli.
Nerede o aklı ve feraset diyenleriniz elbette olacak.
Manevi dinamikleri dumura uğramamış aklıselim sahibi insanlarımız hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışırken yarın öleceğine inandığından hesabın hasbiliğinden korkarak yaşar ve havf ve reca pusulası ile yollarını aydınlatırlarmış.
Bugünü yaşayan bizler kılavuz olarak kargaları tercih etmemeliyiz. Yandığında yakan, söndüğünde hiç bir iz bırakmayan saman alevlerinin harına kendimizi kaptıranlardan olmayalım. Bilelim ki, bu alev aldatmaktan başka hiç bir işe yaramaz
Ne ısıtır ne de iz bırakır.
Sormayı ve sorgulamayı çok sevmesek de bizim ve ümmetin geleceğinin burada olduğuna inanalım. İnanalım ki, hamaset, miskinlik, hayalperestlik ve beceriksizlik sıfatımız olmasın. Olmasın ki, dünya arenasının maskarası olmayalım.
Değerli kardeşlerim. Zaman su gibi akıp gidiyor. Koca bir yılı daha devirdi yaşayanlarımız. Kimini delerek kimini ise uyuduğu derin uykuya biraz daha daldırarak koskoca bir yıl kaşla göz arasında geçip gitti.
Geriye bakma cesareti olanlar bir bakıversin.
Yapıp ettiğini, eşi dostu ve yakınları için nasıl bir miras bıraktığını, bulunduğu makam ve mevkie ne kadar layık olduğunu, bir yıllık icraatına vereceği tezkiyenin not ortalamasını, devleti ve milleti için yüz ağartıcı nelere imza attığını, kısaca Allah rızası için kazanç hanesine neleri ilave ettiğini sorgulasın.
İnsan kendi hazinesinin anahtarını açmak için sorgulamaya kendinden başlasa, çok zor olmsına rağmen aynanın karşısında kendini sığaya çekse kendisine öyle bir iyilik yapar ki, bir tadını alsa belki bir daha sorgulamaya başkasından hiç ama hiç başlamaz.
Kendi hazinemizi açmak için anahtar sorulardan birkaç tanesini sıralayalım.
Emir bil maruf ve nehyi ani münkerde durumun nedir?
Evladı iyaline ve elinin altındakilere örneklik teşkil edecek hal ve gidiş notun kaç?
Bulunduğun mevki ve makamda hizmet ederken önceliğin desinler mi yoksa İlayı kelimetullah mı?
Ölüm ötesi için biriktirdiklerin bu dünya için biriktirdiklerine galebe çalmış mı?
Allah korkun, virus illetinden korktuğundan ne kadar daha fazla?
Akçalı makçalı işlerle iştigalin oldu mu?
Harama uçkur çözmüşlüğün oldu mu?
Servet, şöhret ve şehvet bu üç sıfatın şerefle muhafazası ve korunmasında gayretin izzet ve şerefine helal getirdi mi?
Kul hakkı notunu hakkaniyetle verebilecek cesaretin var mı?
Sorular nerede ise sonsuza kadar gider. Ancak amaç hasıl oldu sanırım.
Kendi hazinemizin anahtarı olabilecek sizlerin aklına gelen soruları kendinizde sorarak kızarmadan bozarmadan cevaplar verebiliyorsanız ne mutlu sızlere değerli dostlar.
Hikaye edilir ve sık söylenir.
Hatılanması için bende hatırlatarak makalemi sonlandıracağım.
Hesabın hasbi olduğu günde yük taşıdığı ipin hesabından zorlanan bir hamaldan bahsedilir.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle