Hayvanların eğitim ve ahlakı
Hayvanlar âlemi bambaşka bir âlemdir. İster içgüdü denilsin ister başka bir şey denilsin… Ne denildiğinden bağımsız kendi yaşamlarını sürdürebilecek her türlü özellik, mükemmel olacak şekilde şifreleriyle hayvanlara verilmiştir.
Erkek-dişi
ilişkileri, üreme, yeme-içme, avlanma biçimleri, savunma sistemleri, bitkilerde
olduğu gibi hayvanlarda da bir paket program olarak Yüce Allah tarafından
hayvanların içerisine yerleştirilir.
Hayvanlar
da daha doğarken fıtraten bunları anne babasından genetik olarak alıyor. Ayrıca
neyi nasıl yapacağını anne babasından kısa bir eğitim aldıktan sonra
pekiştiriyor.
Sonrasında
ise hayatlarına mükemmelen devam ediyorlar.
Bitkiler
âleminde ikinci sınıf, üçüncü sınıf bir elma üretimi ve hayvanlar âleminde ise
ikinci sınıf, üçüncü sınıf bir aslan avcılığı problemi yok. Her şey mükemmel
işliyor ve öyle yaratılmış. Hepsi mükemmel.. hepsi birinci sınıf…
İkinci sınıf bir elma üretimi duyulmadığı
gibi ikinci sınıf bir aslan avcılığı da duyulmuyor. İkinci sınıf bir elma
üretimi ancak insan müdahalesi ile olduğu gibi ikinci sınıf bir aslan avcılığı
da yine ancak insan müdahalesiyle oluşabiliyor.
Hayvanlar
âleminde çevre problemi, çöp problemi gibi sorunlar da yok. Keza bitkiler
âleminde de öyle… Asla insanlar gibi problem üretmiyorlar.
Herkes
görevini mükemmel yapıyor ve düzen mükemmel işliyor.
Mesela ikinci sınıf kuş yuvası yok. Hepsi bir
sanat eseri. Ornitoloji (kuş bilimi) âlimlerinin keşfettiği bir tane ikinci
sınıf kuş yuvası yok. Ooloji (yumurta, yuva ve üreme bilimi) âlimlerinin keşfettiği,
tanık olduğu ikinci sınıf, üçüncü sınıf bir yumurta da yok.
Öyle kuş
yuvaları var ki sağanak yağmurun hafif kaldığı, adeta göğün yarılıp suyunu
boşaltırcasına yağan yağmurlarda yuvaya zarar gelmiyor. Süzek gibi neredeyse
içerisine hava girmeyecek bir yuva yapılmış ve yuva yumurtasını koruyup neslini
devam ettiriyor.
Yılanların
yaşadığı ya da diğer avcı kuşların olduğu coğrafyalarda dokumacı kuşların
mükemmel bir sanat eseri olarak ördüğü sepet misali yuvalara bakalım.
Kırlangıçların balçıktan yaptığı yuvalara bakalım. Çekiçle vursanız bile
nerdeyse kırılması zor yuvalar.
Ağızlarındaki
tükürüğün özelliği nedir ki tükürükleri ile yaptıkları bu yuvalar çok dayanıklı
olabiliyor?
Fıtratlarında
olan faydalılık ahlaki özellikleri nedir ki diğer âlemleri de destekliyorlar?
Hayvanlar dünyasına bakıldığında anlamamız
gereken ders de şudur: İnsanlar gibi özel okul, özel ders almadan bizzat
yaratıcının verdiği şifrelerle öyle bir yaşam sürüyorlar ki tıpkı bitkiler gibi
sadece kendi âlemlerine faydalı değil her âleme, her canlıya faydalı oluyorlar.
Yeri
geliyor her canlı için gıda, yeri geliyor insan için muhafız oluyorlar. Bir
düşünsenize… Hayvanlar olmasaydı makineleşmenin olmadığı zaman tarlaları kim
sürecekti? Eti yenebilir hayvanlar yok olsaydı vücut sıhhati açısından insan
türü ne hale gelirdi?
Dünyanın
tabiat dengesini, bitki ve insanlara fayda sağlayan ama okula gitmeyen, kurs
görmeyen ama doğuştan eğitimli ve mükemmel fıtratı olan hayvanlar sağlıyor.
Hayvanlar âlemi kendileri için vazgeçilmez olduğu gibi bitkiler ve insanlar
âlemi için de vazgeçilmez.
Böyle
muhteşem, faydalı bir hayatın doğuştan gelen mükemmel ahlakı insanda niçin yok?
Hayvanların bu eğitimli yaşam biçimi ve ahlakı, insana ne söylüyor?