Hayrını da göstersin Rabbim!
Avrupa’da ve özellikle İspanya-Endülüs’te okunan ezanları dinleyince hüzün çöktü üzerime.
Yurt dışında sürgündeyken, Endülüslü Salih Bin Şerif’in Endülüs Mersiyesini “İçimi yaktı” diyerek yollamıştı Halil'im. Okuyup karşılıklı Endülüs'e ağıt yakmış, bir gün Kurtuba sokaklarında ezan sesini
dinleyip Kurtuba camiinde çok kalabalık bir cemaatle namaz kılma hayalî kurmuştuk…
Şer bildiğimiz şeylerin hayrını da göstersin Rabbim...
Yüzyıllar sonra İspanya /Endülüs sokakları ezan sesini duydu, Vatikan, Berlin ve diğerleri de...
Burada şuna özellikle dikkat etmeli:
Haçlı zihniyeti/devletler, pragmatist yaklaşıyor meseleye. "İnsanlara faydalıysa, bırakın dine de inansınlar" diyen felsefecilerinin tavsiyesine uyuyor ve böyle günlerde insanlara ruhen faydalı –terapi gibi olabilir diye izin veriyorlar. Yani faydacı bir yaklaşım söz konusu. Bizdeki küfür soyu ise hem küfründe ısrarcı hem de ahmak.. Bunun ne demek olduğunu bile idrak edemiyor, habire milletin dinine mukaddesine saldırmaya devam ediyor. Düşmanlıkları kör etmiş gözlerini, akıllarını ve ruhlarını…
Fakat hesap edemedikleri birçok şey var. Her insan İslam fıratı üzerine doğar. Ve kalplerin sahibi Allâh’tır.
İslâm’a ısınmak
Müslümanların iyi, güzel, fedâkar tavırlarını gören insanların ruhu böyle zamanlarda İslam’a ısınır. Kızılay'ın yardım kutusundaki 'hilale' bakıp "bir siz varsınız karşılıksız iyilik yapan" diyenleri duyduk
Vatikan coğrafyasında. Emperyalizmin zulmüne sesini çıkartan, BM’nin sömürü düzenine “dünya beşten büyüktür” mottosuyla tavır alan Cumhurbaşkanımızdan, dünyanın öbür ucunda mazlumlara yapılan zulme öfke duyan sokaktaki insanımıza, bütün bir millet olarak zulme karşı çıkan, neredeyse dünyanın her ülkesinde dara düşmüş milletlerin yardımına koşan, milyonlarca anasıyla mazlumu bağrına basan insanların vatanı Anadolu’nun duayla uzattığı elin nelere, hangi hayra vesile olacağını
bilemeyiz.
Şer bildiğimiz şeyleri hayra tebdil etsin Rabbim.
Zulmün taşı çatlatacak noktalara vardığı, katliamların, işgallerin, o süper güç denilen zalim dünya devletlerinin dünyayı kana buladığı bir zamanda yaşanan salgın, insanlara ilah değil insan olduğunu hatırlatacaktır belki.
İstatistiklerde, bakın sadece istatistiklerde rakam olarak kıymeti olan, ama yaşadığı hayatı ve nefes aldığı bedeni hiçbir kıymet arz etmeyen; binler, yüz binler, milyonların açlıktan, yokluktan işgal ve sömürüden ölmesi ve öldürülmesi “medeni Batı” dünyasında hiçbir anlam ifade etmiyorken, hiçbir
ırk, renk, din, statü, makam, zenginlik farkı gözetmeden öldürmeye başlayan bir virüs ne hale soktu o koca koca devletleri…
İnşallah ders alalım
Bizim açımızdan ise, ölçü bellidir. Bela umumi gelir. Tedbirimizi alır, tevekkül ile takdire boyun eğeriz.
Bunun ötesinde devletin ayakta kalması ve bu hengamenin sonunda oluşması muhtemel yeni dünya düzenine güçlü, ayakta ve kendi şartlarıyla var olması için ne yapmamız gerekirse onu yapmamız gerek.
Endülüs’te okunan ezan ile başlamıştık söze… Beş yüz yıl ezan sesiyle yoğrulan topraklarda, inancından dolayı katliamla yok edilen Müslümanların
ruhu kuşatsın inşallah tekrar o toprakları. Okunan ezanlar hürmetine İnsanlar tekrar İslam ile şereflensin... (Türkçe çevirisini Sezai Karakoç Beyefendinin yaptığı Endülüs Mersiyesini okumalısınız.)
Rabbimin Rahmeti sonsuzdur. Rabbim rahmeti sonsuz ama azabı da çetindir. Biz O'na sığınır Ondan yardım dileriz. Bu virüs insanların, kurtuluşun İslam da olduğunu görmesine vesile olsun duasındayız
daima.
Son olarak: Bu günler geçecek bir şekilde. Buna inanıyoruz. Ve biraz sabırlı, dirayetli, tetikte-uyanık ve çokça birbirimize kenetlenmiş olarak geçirebilirsek bu süreci, Allahın izniyle ülke olarak çok daha
iyi bir durumları göreceğiz. Sabredelim, şükredelim, birbirimizi destekleyelim, moral verelim ve dua edelim.
Ümitvarız !
Görürüz veya göremeyiz bilemem. Takdir...
Ama dünyada yeni bir çağ başlayacak. Ve (inşallah hakkını verebilir, ve ülkemizi içerden yok etmeye çalışan zihniyete engel olabilirsek) bu çağın mührü İslam Milletinin elinde olacak. Türkiye güçlü ve dünyaya yön veren ülkelerden biri haline gelecek... Bunu hissediyor, bunun emarelerini görüyor, bunun duasıyla yaşıyoruz.
Rabbim şer gördüğümüzü hayra tebdil eylesin ve bize de göstersin inşallah.