Hayrabad-Hüsn ü Aşk-Can u Canan yada Tenkidin Tenkidi
Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk mesnevisinin "sebeb-i te'lu00eef" bölümünde kendi zamanındaki genç şairler tarafından çokça beğenilen Nabu00ee'yi, Hayrabad isimli eseri üzerinden birçok açıdan eleştirir. Bu eleştiri Divan edebiyatı döneminde bir eser üzerine yapılan ve nadir karşılanan ciddi eleştiri numunelerindendir.
Bilindiği gibi Nabu00ee, eserinin "Vech-i Nazm-ı Kitab-ı Hayrabad" başlıklı bölümünde, yaşadığı devrin edebu00ee durumunu karamsar bir tablo halinde tasvir ederek du00eevan şiirinin kıymet bilmez, sanattan anlamaz insanların elinde kaldığını ifade ettikten sonra konuyu kendi şairliğine getirmekte ve şiir kudretini överek özgün bir eser olan Hayrabadu201fı yazdığından bahsetmektedir. Ve şiir meclislerinde böyle bir eserin artık vücuda getirilemeyeceği söylenmektedir.
Nitekim Şeyh Galib de şiir kudretiyle ve özgün bir eser yazmakla övünen Nabu00ee'yi bir yüzyıl sonra eleştirecektir. Galib'e göre Nabu00ee, Hayrabadu201fın konusunu Attaru201fdan çalmıştır. Yine o, eserde orijinallik bulunmadığını, Nabu00eeu201fnin dil ve üslup açısından övüldüğü kadar da iyi olmadığını iddia eder. Burada eleştirinin gözden kaçan tarafı aslında Nabu00ee'nin taşradan gelip payitahta kurulması ve devrin rical ü üdebasından çokça iltifat etmesidir.
Bu kıskanma Mesela şeyh Galib şahsında şöyle zuhur buluyor. Dostları, eğer böyle bir kitap yazarsan Nabu00ee'nin geç yaşta bulduğu şöhreti sen genç yaşta bulabilirsin. O da bu hevesle kalemi eline alıp kırık dökük bir manzume yazar. Hüsn ü Aşk'ın renkleri ve nakışları kötü olsa da bir Evren kumaşını temsil ettiğini söyler ve bu kumaşın elbette Halep bezinden aşağı kalmayacağını söyler. Galib'in şiirine Evren Kumaşı demesi Hindistan dolayında bir kumaştır ki kendisinin Sebk-i Hindu00ee ekolinin temsilcisi olduğunu söylemekte. Nabu00ee'nin şiirini de Halep kumaşına benzetmekle onun klasik şiirinin bayağı temsilcisi olduğunu söylemektedir.
Biz biliyoruz ki Şeyh Galib'in Nabu00ee'yi eleştirmesi, yeni yazdığı eserin önemini beyan etmek ve eleştirdiği eserle mukayese ederek ondan üstün olduğu iddiası taşır. Çünkü daha önceki dönemlerde de Tacizade Cafer Çelebi, Hevesname isimli mesnevisinin "Hasb-i Hal" başlıklı bölümünde eserinin yazılma sebebi olarak bir dost meclisinde konuşulanları göstermekte ve Ahmed Paşa ile Şeyhu00eeu201fyi eleştirerek kendi şairlik değerini ortaya koymaya çalışmıştır.
Eleştiri yapan eleştirilmez mi. İşte bu sorunun cevabını da 18. asırda Şair Refu00ee'den gelmiştir. Şair Refu00ee', eseri olan Can u Canan'ı Şeyh Galib'in Hüsn ü Aşk gibi bir eserin yazılamayacağından neş'et bir naziredir. Şair Refu00ee' Diyarbakırlı olup dedesi büyük şairlerden Şair Lebib'dir. Bu şairimiz Nabu00ee'nin etkisiyle şiirler kaleme alır. Onun şiirlerine nazireler yazar. Ki bu olay ister istemez dedesinin divanını karıştırırken ve oradan benzete benzete şiirler yazan Şair Refu00ee'nin Nabu00ee'ye yakınlık duyması doğaldır. Yine Refu00ee' daha eserin girişinde Nabu00ee'den taraf olduğunu onunla beldelerinin yakın olduğunu söylemekle başlar.
Nabu00ee ile beldemiz yakındır
Birbirine şehrimiz karindir (Can u Canan: Üstüner, 180)
Elimizde inceleme imkanı bulduğumuz ve Kaplan Üstüner Hocamızın çalışması olan Can u Canan mesnevisi, "hem Hüsn ü Aşk'a nazire yazma hem de Nabu00ee'yi Şeyh Galib'in kınamasında kurtarma ve onun eserinin beş beytine bile nazire yazılmayacağı iddiasına cevap verme düşüncesiyle kaleme alınmıştır.
Burada Refu00ee', kendisinin -Şeyh Galib'e bir ince bir dokunuşla- Nabu00ee'nin Hayrabad'ını okuduğunu ve bu eserin gerçekten şairin ismini dünyaya duyurduğunu söyler. Refu00ee', Şeyh Galib'in yazdığı Hüsn ü Aşk mesnevisinin de kıymetini inkar etmez. Fakat daha önce vefat eden bir insanın faziletlerini yok sayıp "hezl ü tezyif" etmeyi doğru bulmaz.
Şair Refu00ee', evvela yakın beldeden biri olan Şair Nabu00ee'yi Şeyh Galib tarafından atılan bu kaza oklarından korumak için Allah'ın verdiği tabiat-ı pak ile Galib'in eserine bir nazire yazmayı düşünür. Tabi burda Refu00ee'nin Can u Canan'ı yazmasının başka sebepleri de vardır. Şeyh Galib, eserine nazire yazılamayacağını söylemişti. O bu nazireyle hem Galib'i ilzam ediyor, yani söz ve fikirde galibiyete eriyor. Bu sayede adının da ölümsüz olduğunu iddia ediyor.
Bizce Can u Canan'ın asıl yazılma sebebi şudur. Kendi eserini tanıtma peşinde olan Şair Refu00ee', payitahtta (başkent-İstanbul) ne zorluklarla karşılaşacağını bilir. O, merkeze kurulan şairlerin ve sanatçıların taşradan gelenleri yermesi, onları küçük görmesi -Halep kumaşı değil de Halep bezi gibi küçültücü ifadeler kullanması-Diyarbakır'dan İstanbul'a giden birisinin bilecektir ki kendisi de Urfalıya Halepliye biçilen kumaş boyutlarına göre değer görecektir. Bu nedenle Refu00ee, Şair Nabu00ee şahsında Şeyh Galib'in eleştirilerine cevap vermektedir.
Bir Kitap Okudum:
Viranşehir ilçesine bağlı Sarıbal köyünde çiftçilik yapan ailesiyle yaşayan Zeynep Polat, çeşitli nedenlerle eğitimini ilkokul üçüncü sınıfta bırakmak zorunda kalır. Eğitime açıktan devam eden Zeyneb'in ilk romanı "Yeniden Diriliş" romanı bölgedeki kadınların yaşadığı sorunları dile getiriyor. Yazmama sebep olan şeylerden bir tanesi, bölgemizdeki bir takım örf ve adet adı altında yaşanan yanlışlar oldu." Diyen Zeynep Hanım, Risalelerden sonra başladığı kitap okuma serüvenini Mustafa İslamoğlu hocamızla sürdürüyor. Kendisine okuma ve yazma macerasında başarılar diliyorum.