Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.68
Gram Altın
2437.93
BIST 100
9883.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 May 2020

Hayırlısı!

Hayatımın her aşamasında, her kilit noktasında karşılaştığım olumlu ve olumsuz her durumda sihir gibi kalbimden beynime, oradan da dilime bir dua samimiyetinde bir tek sözcük dökülür:

- Hayırlısı!

Doğarken bir yanımız eksik geldik bu hayat sofrasına. Adına garibanlık denilen bir şeydi eksikliğimiz. Bilirdik ki eksiğiyle fazlasıyla, bize ne verilmişse ve ne verilmemişse onunla imtihan oluyorduk. Verilene şükür, verilmeyene sabır etme bilincimiz ta o zamanlardan yerleşmişti zihnimize.

Bazılarımız doğuştan şanslıydı ve hep bir beden büyük geldiler hayata. Hayat onlara içi dolu mutluluklar olan kutularda bağışlandı. Maça bir sıfır önde başlayanlar diyorduk biz onlara. Onların sahip oldukları hayata sahip olduğumuz zaman hesabını verememekten korkar ve özenti bile duymazdık hayatlarına. Umutlarımız bile sade ve sıradandı bizim. Elimizdeki amorti umutlarla yetinirdik.

O zamanlardan kalma bir alışkanlıktı, elindeki ile yetinme duygusu. Verilene şükür, verilmeyene sabır samimiyetiyle yaşadığımız olumsuzluklara bir yara bandı gibi “Hayırlısı!” sözcüğünü yapıştırmayı öğrenmiştik.

En güzel anımızda da, en hüzünlü demimizde de dilimizden dökülen en samimi duaydı:

“Ya Rabbi! Hakkımızda hayırlı olanı bize en güzel şekilde nasip eyle!”

İçimiz alev alev yandığı anda bir rahmet seli gibi söndürürdü içimizi bu dua. Bir serinlik kaplardı ruhumuzu ve kul olduğumuzu, sahipsiz olmadığımızı hatırlatırdı bize. Ruhumuzu teskin ediyordu.

Hayatta yüzümüze kapanan kapıların aksine başka kapıların kilidini açan bir anahtar görevi görüyordu bu söz. Gecenin en karanlık anında beliren bir sokak lambası misali.

Mükemmeli arama yolculuğu olan hayatımızda eksik ve gariban çıktığımız yolun en tılsımlı, en sihirli sözcüğüydü. Hokkabazların söyledikleri ‘okus pokus’ sözü şapkadan var olan bir tavşanı çıkarırdı, lakin “Hayırlısı!” sözü içimizden başka bir “Biz” çıkarma mahirliğine sahipti. O kadar büyülüydü ki bu söz, her defasında inanarak söylerdik ve her söylediğimizde kirlerinden arındığını hissederdik ruhumuzun.

Hayırlısı;

En büyük umudumuz, en büyük duamız olurdu, en çaresiz anlarımızda. Yolunu kaybetmiş bir yolcunun el feneri, hatta rehberi olurdu.

Bir yanı eksik şu hayatta en büyük destekçimiz olarak dururdu başucumuzda. Ona dayanıp söndürürdük içimizde yanan çaresizlik ateşini.

Elimizdekiyle yetinmemiz gerektiğini, aciz olduğumuz gerçeğini, bir tarafımızın her zaman yarım kaldığını, her an karanlıkta kalabileceğimizi hakkıyla öğreten en güçlü öğretmendi…

Tembelce bir kabullenişi değil bilakis elinden geleni yaptıktan sonra bir dua sıcaklığında tevekkül şuuruyla Yaradan’a sığınmak gerektiğinin en büyük deliliydi...

Dertler yağmur olup sağanak sağanak yağdığında bir şemsiye olur, korurdu bizi...

En hüzünlü anımızda içimizi kaplayan huzurdu...

Çok bilinmeyenli denkleme dönmüş hayatımızın çözüm yoluydu...

Dünya denen geminin en çetin dalgalarla boğuştuğu şu dönemde sığınak olarak durup kollarını açmış bizi bekleyen müşfik bir limandı “Hayırlısı!”

Doğarken eksiktik, yaşarken eksildik, çaresizliğimiz yüreğimizi nasırlaştırmadan imtihanımızın kolay kılınması adına Rahman’ın merhametine sığınıp dayandığımız “Hayırlısı!” sözcüğünü kol değneğimiz bilerek en güvenli limana sığınalım.

Haydi, gelin çaresiz kaldığımız şu günlerde açalım ellerimizi ve en büyük hesap sahibi Yaradan’a dua edip yalnızca O’ndan isteyelim:

“Ya Rabbi! Şu zor günlerde bize hakkımızda hayırlı olanı en güzel şekilde nasip eyle!”

Amin.