Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2430.46
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Aralık 2022

Hayır mı Şer mi?

İslam insanlığa ne getirmişse, onda tüm insanlığın hayır ve maslahatı vardır. Neyi de yasak etmişse, onda da tüm insanlık için birçok şer ve kötülükler vardır. Bunu en bariz delili, Resulullah'ın (sav) bi’seti öncesindeki cahiliye hayatıyla devri saadetin birbiriyle karşılaştırılmasıdır. Bilgi çağının zirvesinde olmamıza rağmen, birçok insan, birkaç tuşa basıp o dönemi inceleme ve karşılaştırmada tembellik yapabilir. Ama çağdaş cahiliyede yaşanan şer ve mefsedetin kavranması pek zor değildir.

İşte batı kültürünün insanlığı getirdiği bataklık ve karanlık… Fıtratı bozulmamış olan her adem oğlu, şu asrımızda yaşanmakta olan ahlaksızlıkların çirkinliğini hemen anlayacaktır. Bu rezaletlerin bir yansıması da “Noel” denen muammadır. Her yıl ahlaksızlıkta, israfta, savurganlıkta ve şerde çıtanın biraz daha yükseltildiğini endişeyle ve dehşetle seyretmeden başak bir şey yapamıyoruz.

Çarşı, sokak, parklar, oteller ve AVM’lerde Noel rezaletleri artarak sürerken, artık batıdaki gibi evlerimizin içine de dolup taşmaya başladı. Başta AVM’ler olmak üzere birçok toplumsal alanda “Noel ağacı”, “Noel süslemesi”, “Noel indirimi” adı altında, nesillerimize kokuşmuş batı kültürü empoze edilmeye çalışılıyor.

Sadece batıda değil, tüm dünyada ve tabi ki İslam ülkelerinde de birçok AVM’de para kazanmak uğruna ‘Noel süslemeleri’, ‘Noel ağacı’, ‘Noel indirimi’ gibi uygulamalar bu kültür erozyonuna ön ayak oluyorlar. Özellikle son birkaç yıldır bu duruma daha çok özen gösteriliyor. Tüm İslam alemine ve tabi ki ümmetin son kalesi Türkiye’ye de dört bir yandan savaş açılmıştır. Ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve gerekse askeri açıdan saldırı ve hücumlar gerçekleştiriliyor.

Durum bu iken Müslümanların yılbaşında yakacakları mumlar, süsleyecekleri ağaçlar, kaldıracakları kadehleri İdlib’te öldürülen çocukların ruhuna mı kaldıracaklar? Kafir Rusya’nın, zalim Esad’ın Müslümanları katletmesine mi? Yemen’de, Filistin’de, Libya’da, Irak’ta, Doğu Türkistan’da ve daha birçok yerlerde sürgit devam eden zulümlere mi mum yakacaklar? Müslümanların bu oyuna gelmemesi ve bu gaflet uykusundan bir an önce uyanmaları gerekiyor. Aksi halde yarın geç olabilir.

Eğer bu Noel bir peygamberin doğum yıldönümünü kutlamak ise, peygamberin doğum yıldönümü böyle bin bir haramlarla iç içeme mi olur? Herkes bilir ki, tüm peygamberler; Allah'a (cc) kulluğun, hayrın, faziletin, erdemin ve güzel ahlakın temsilcisidirler. Adem (as) dan Resulullah'a (sav) varıncaya kadar tüm peygamberlerin durumu böyle olduğu gibi Hz. İsa’nın (as) durumu da böyledir. O Halde hiç kimse Noel adı altında yaşanan rezaletlere dini bir kılıf dikmeye kalmasın. Zira Allah (cc) katında tek din olan İslam, tüm şer, çirkef ve ahlaksızlıklarla savaş halindedir. Bu savaş ilk insan ve ilk peygamber Adem’den (as) kıyamete kadar böyledir.

İşin en ironi yanı ise tüm şer ve çirkefin temsilcisi olan batılılar, İslam’ı “orta çağ karanlığı” kendi kokuşmuş kültürlerini de “çağdaşlık” “özgürlük” “uygarlık” “muasır medeniyet” ve daha nice cilalarla parlatarak insanlığa yutturmayı başarmalarıdır. Onlar kapkara olan şerlerini hayır ve aydınlık olarak lanse ediyorlar da biz Müslümanlar, güneş gibi aydınlık olan hak davamızı, olduğu gibi insanlığa sunamıyoruz.

Ebu’l Hasan en-Nedvî’nin “Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti” kitabı, sadece ismiyle bile çok mesajlar veriyor. Bizim bu vb. benzeri eserleri çok daha iyi bir şekilde değerlendirerek insanlığa acilen uyarmamız gerekiyor. Sadece kendi neslimiz değil tüm insanlığın acil olarak batı kültürünün dayattığı karanlıklardan kurtarılması gerekmektedir. LGBTİQ+ “Noel” “karnavallar” “faşingler” ve artık güpegündüz, sokak ortasında işenen fuhuş rezaletlerine karşı ses verecek hareketler başlatılmalıdır.

“(Elbette) İyilikle kötülük asla bir olmaz. Sen (insanları Hakka davet ederken, şahsına yapılacak) kötülükleri en güzel şekilde karşıla (ve savuşturmaya çalış). O zaman (bir de bakarsın ki) aranızda düşmanlık bulunan kimse bile, sanki sıcak ve sadık bir dost oluvermiştir.” (Fussilet 41/34)