Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
35.99
Gram Altın
3000.08
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Ocak 2022

Haydi Türkiyem!

Tarih 5 Ocak 2022. Milat Gazetesi’ndeki köşemin ilk yazısıdır. Bugün dış gelişmeleri değil, ülkeme dair gönlümde gelişen duygularımı paylaşmak istiyorum. Dünya jeopolitik dengelerinin yeniden şekillendiği bir değişim döneminden geçmektedir.

Bu değişimin itici gücü, ekonomik, teknolojik, siyasi ve askeri alanda yaşanan gelişmelerdir. Ülkemiz, bu alanlarda başarılı olursa küresel ölçekli sonuçları beraberinde getirecek potansiyele sahip olduğunun altını çizmek isterim.

Türkiye’nin her alanda gelişmesi, ezilen bütün milletlerin gönlünde yalnızca umudun ışığını değil, aynı zamanda bağımsızlığın ebedi ateşini de yakacaktır. Zira sömürgecilerin kurduğu bağımlılık politikasının neticesi fakirliktir. Unutulmamalıdır ki, dünyada fakir ülkelere en çok yardım elini uzatan Türkiye’dir. Hatta yardım kuruluşlarımızdan birinin adı ‘Yardım Eli’dir.’

Türkiye kendi içinde iyiliği, ahengi, bilgeliği ne kadar büyütürse toplumsal barışını o kadar sağlam temellere dayandıracaktır. Bilinmelidir ki her şey, diğer tüm şeylerin bir neticesidir.

Buradan hareketle, siyaset ekonomiyi, ekonomi bilimi, bilim teknolojiyi, teknoloji savunmayı güçlendirir. Millet olarak her bir konunun diğer konulara hizmet ettiğini idrak ettikçe, kaderimizin dünyadaki güçlere değil, çabalarımıza bağlı olduğunu daha iyi kavrayacağız.

Varlığımızın temelini oluşturan güç, mahiyetini bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün kâinatı bir arada tutan güçtür. Kayaların aşınması gibi, fikirler de aşınabilir ve tesir sahaları değişebilir. Hatta güç ve güç dengesi de değişir ama insanlık tarihi boyunca iyilik ile kötülüğün mücadelesi değişmemiştir ve asla değişmeyecektir.

Burada mühim olan dünya siyasetindeki adımlarınızın hangi yöne doğru olduğudur. Eğer adımlarınız kötülük yönündeyse varacağınız yer: Fakirlik, bencillik, kargaşa, kan ve gözyaşıdır. Adımlarınız iyilik yönündeyse, varacağınız yer: Bereket, paylaşım, huzur, alın teri ve göz nurudur.

Unutulmamalıdır ki, iyiliğin direği kâinatı ayakta tutan direkler kadar sağlamdır. Dolaysıyla Türkiye, adımlarını iyi yönde atmaya devam ederse, varlığını kâinatın yapısı kadar teminat altına alacaktır.

Türkiye, yardım kuruluşlarıyla, barış ve adalet temelinde izlediği dış politikasıyla insanlığın vicdanını temsil etmektedir. Çünkü ait olduğu medeniyet, bütün insanlığın varlığını, birliğini ve kardeşliğini esas almaktadır. ‘’Dünya beşten büyüktür’’ çıkışı, bu görüşümüzü teyit etmektedir.

Erdoğan’ın Birleşmiş Milletlerin kürsüsünde ‘’dünyanın bir tarafı fakirlikle mücadele ederken, diğer tarafı obezite ile mücadele ediyor’’ demesi ezilen milletlerin hürriyet aşkını tutuşturan bir kıvılcım olmuştur.

Ancak hürriyet için irade gerekir. Zira hür fiilin ortaya çıkması insanlık ve dünya tarihinin en büyük olgusudur. Sürekli ‘’hukuk, demokrasi ve insan hakları’’ vurgusu yapan sömürgecilerin insanlığı getirdiği yer uçurumdur.

Ancak insan, uçurumun kenarına geldiğinde kurtuluşu ve hürriyet ister. Böyle anlarda, hudutlarını şuurla idrak eder ve kendisine büyük hedefler çizer. İnsanlık bu kıvama gelmişken, Türkiye’nin boş polemiklerle harcayacak zamanı olmamalıdır. Bu nedenle insanlığın kararan ufkunu aydınlatmak için haydi Türkiyem diyoruz!