Haydarı Kerrar Ali (3)
Resulullah (sav) hicret etmeden önce elinde bulunan emanetleri, sahiplerine verilmek üzere Hz. Ali'ye bıraktı ve o gece Ali (ra), Resulullah'ın (sav) yatağında yatarak müşrikleri şaşırttı. Böylece Hz. Ali, Hz. Peygamber'i öldürmeye gelen müşrikleri oyalayarak, hayatı pahasına Resulullah’ı (sav) korumuş oldu. ayrıca bu plan; Peygamber'e hicreti sırasında zaman kazandırmıştır. Ali (ra), Efendimiz‘in kendisine bıraktığı emanetleri sahiplerine verdikten sonra Medine'ye hicret etti.
Medine'de de Hz. Peygamber'in
devamlı yanında bulundu, bütün cihat harekâtlarına katıldı, Uhud'da gazi oldu.
Bedir'de sancaktardı. Ayni zamanda keşif kolunun başındaydı; savaşa hakim
noktaları tespit ederek Hz. Peygamber'e bildirdi. Bu mevkiler işgal edilerek,
Bedir'de önemli bir savaş harekâtını başarıya ulaştırdı. Bedir gazasının
başlamasından önce, Kureyşlilerle teke tek dövüşen üç kişiden biriydi. Bu
döğüşte, hasmı Velid b. Muğire'yi kılıcı ile öldürdüğü gibi, Hz. Ebû Ubeyde zor
durumdayken yardımına koştu ve onun hasmını da öldürdü. Kendisine
"Allah’ın Arslan’ı" lakabı ve Bedir ganimetlerinden bir kılıç, bir
kalkan ve bir de deve verildi.
Dersler ve ibretler:
- Emanete riayet, peygamber ahlakı ve İslam’ın şaşmaz ilkelerindendir. “Emanet” peygamberlerin vacip sıfatlarındandır. Her peygamber emin ve güvenilirdir. Tabiki Resulullah (sav) tüm peygamberlerin de sultanı olarak, eminliğin de sultanıdır. Bu sebepledir ki, Mekke müşrikleri, peygamberlikten çok daha önce, Resulullah’a (sav) “Muhammed-ul Emin” lakabını takmışlardı. Resulullah'ın (sav) güzel ahlakı vs. sıfatları gibi eminlik sıfatı da, kıyamete kadar her Müslümanın prensiplerinden biri olmalıdır.
- Resulullah (sav) sevgisi sözde değil özde olmalıdır. İşte bu sevgi ve bağlılığın gereği olarak tüm Müslümanlar, Resulullah (sav) ve onun davası uğruna gereğinde gereken fedakarlığı yapmalı ve gerekene bedeli ödemelidirler. Bu konuda en güzel örneğimiz ashabı kiramdır (Rıdvanullahi aleyhim ecmeîn). Her sahabe gibi, Ali (ra) da peygamberin fedailerinden idi. Onun bir işaretiyle, seve seve canlarını feda etmeye hazır idiler. İşte Ali’nin (ra) buradaki ölümüne peygamberi koruma fedakarlığı apaçıktır. Kaldı ki Hz. Ali’nin (ra) hayatı böylesi bekârlıklarla doludur.
- Strateji ve planlama, İslam’ın ve Müslümanın şiarıdır. Özellikle İslam’a davet konusunda elini taşın altına koyan her davetçi, planlama konusunda daha hassas olmalıdır. Resulullah'ın (sav) sadece hicreti değil, hayatının tamamında da mükemmel bir planlama vardır. planlı yaşayan bir Müslümanın hayatı, rastgele ve plansız yaşayana göre kat daha verimli olur. Strateji ve planlama her sistem, kurum, şirket, devlet vs. kuruluşlar için önemli olduğu gibi, İslami bir cemaat için de önemlidir. Vizyonu, misyonu, hedefleri belirlenmiş ve planlı çalışan bir yapı, Allah'ın (cc) izniyle çok daha başarılı olacaktır.
- Peygamber terbiyesi alan ve nebevi eğitimle büyüyen bir insan, “Hulefa-i raşidin” vd. sahabeler misali, yiğit ve kahraman olur. tarih boyu da Resulullah (sav) sünnetine uyan ve ashabı kiramı örnek alıp rehber edinen Müslümanlar, hep başarılı olmuşlardır. Son yıllarda Resulullah'ın (sav) sünneti ve Ashab hakkında zihin bulundurmaya çalışanların bir kısmı, küresel çetelere hizmet eden, kripto hainlerdir. Bunlara aldanan cahil ve ahmak Müslümanlar ise, hain değilse gafildirler. İşte nebevi ikaz: "Size Allah'tan korkmayı, Habeşli bir köle de olsa (başkanınızı) dinleyip itaat etmeyi tavsiye ederim. Çünkü durum şu ki sizden, benden sonra yaşayacak olan kimseler, yakında çok ihtilaf görecekler. Binaenaleyh benim sünnetime; doğru yolu bulan, hidayete erdirilmiş halifelerin sünnetine sarılın. Bunlara azı dişlerinizle (yapışır gibi sımsıkı) yapışın. Sonradan çıkarılmış şeylerden sakının. Çünkü sonradan çıkarılmış her şey bidattir." (Tirmizi, ilim, 16; Ebu Davud, Sünnet, 5; İbn Mâce, Mukaddime, 6; Ahmed b. Hanbel, 4/126,127; Mustedrek, 1/95-96)
- Mukaddes emanet olan İslam, bugüne kolay gelmedi. Bunun uğruna ne bedeller ödendi, nice canalar feda, kanlar sebil oldu. Sahabeyi kiramın hayatları, bu konuda çok önemli ip uçları verir. Mekke ve medeni dönemi veya Resulullah'ın (sav) vefatı sonrasında sahabe’lerin yaptıkları fedakarlıklar malumdur. Kaldı ki, İslam tarihi boyunca da bu konuda yazılmış sayısız destanlar vardır. dolayısıyla sahabe hayatı ve İslam tarihini dikkatlice ve bu yönüyle de inceleyerek okumak önemlidir.
·