Hayattan öğrenme: Psikolog yolunu şaşırırsa
Deneyimlemek ve deneyimden öğrenmek önemli bir konu. Bunun önemini anlatan bir sözde “Hiç kimse sına(n)madığı değerin sahibi değildir” denilmekte. Sınamak bilgisini, yeteneğini, yeterliliğini veya niteliğini yoklamak (imtihan etmek) anlamına gelmekte.
Böyle bir sınanmadan geçenlerden biri de ünlü
bir psikolog. Önce şu özeleştiriye bakalım: “Hem ben çok ıstırap çektim hem de Emily'e acı çektirdim.” Bu sözler
saygın psikolog Sayın Doğan Cüceloğlu
ait (Nur içinde yatsın). Özgeçmişinde yazdığı bu itiraf çok ilgimi çekmişti.
Hocanın, akademisyenliğimin ilk yıllarında
(1991) “İnsan İnsana” kitabını okumuştum. Doğan Cüceloğlu’nun o yıllarda çıkan
(1991) “İnsan ve Davranışı” kitabını da temin ederek altını çize çize okudum. Daha
sonra çıkan diğer kitaplarının birçoğunu da okudum.
Gelin önce Hocanın özgeçmişinden yazılan
ilgimi çeken kısma biraz daha detaylı birlikte göz atalım.
Eleştiri
Doğan Hocanın özgeçmişinde
şunlar yazmakta: “İnsan İnsana benim ilk kitabım. İnsan ilişkilerinin trenin
rayında gittiği gibi düz bir yolda gitmediğini kendi evliliğimde yaşadım. İnsan
ilişkileriyle ilgili çocukluğumda gördüğüm ve öğrendiğimin ötesinde yeni
bilgilere ve tutumlara gereksinmem olduğunu anladım. Araştırdım,
okudum, düşündüm ve uyguladım.” Kitabın alt başlığı şöyle: “İnsan İlişkilerinin
Getirdikleri ve Götürdükleri Üzerine”
Hocanın öz geçmişinde yukarıda yazdığım cümlesini anlamak için yine
özgeçmişindeki şu ifadeleri de dikkatli okumak lazım:
“İstanbul Üniversitesi Psikoloji
Bölümü'ne yazıldım ve oradan mezun olduktan sonra ABD'de Illinois
Üniversitesi'nde doktoramı yaptım. Uzmanlık
alanım iletişim psikolojisidir.
Amerika'da doktora öğrencisiyken, benim gibi doktora öğrencisi olan
Kaliforniya'da doğmuş büyümüş Emily ile tanıştım ve evlendim. On bir yıl süren
evliliğimizde üç çocuğumuz oldu: Ayşen, Elif ve Timur.
Evlendiğimde ne kendimi tanıyormuşum ne de evliliğin ne olduğunu.
Silifke'de büyürken çevremde gördüğüm evlilik, koca, baba modelleriyle
Kaliforniya'da büyümüş feminist bir Amerikalı kıza kocalık yapmaya çalıştım.
Sonuç: hem ben çok ıstırap çektim hem de
Emily'e acı çektirdim. Benim şimdi yüreğimi en çok yakan çocuklarıma
verdiğim acılar. Onlardan dört yıl ayrı yaşadım.
Yaşadığım acılar her şeyi bilmediğimi, öğrenmem gereken çok şey olduğunu
gösterdi ve yalnız bilgi yönünden değil,
insan olarak gelişmem gerektiğine ikna oldum”. (bk. https://dogancuceloglu.net/yasam-yolculugu/)
Sorun nedir?
İnsan davranışını konu alan bir
bilim dalında lisans ve lisans üstü eğitim almış bir insanın özeleştirisi hiç
de önemsiz görülemez!
Bu özeleştiri ağaç, motor vs
alanlarda değil insan üzerine eğitim alan birine ait olduğundan sorgulanması
gereken bir mesele olarak karşımıza çıkıyor.
Elbette farklı açıklama
yapılabilir: (a) Bilgi eksikliği, (b) tutum ve davranış sorunu veya (c)
deneyimleme ve öğrenme meselesi…
Bu örnekte bilgi sorununda ziyade
(konu ile ilgili eğitim almış) deneyimleme ve öğrenme (bilginin
yapılandırılması) ile ilgili olduğu düşüncesindeyim.
Her insan bir şekilde sınanır.
Bundan olumlu bir deneyimleme ile çıkabilirse yüksek bir erdeme erişebilir. Deneyimleme
insan hayatında önemli bir öğrenme şeklidir.
Doğan hoca deneyimleyerek mevcut
olan psikoloji bilgisi yanında daha yüksek erdemlere ulaşmış olabilir. Kendini
bile eleştirmesi buna işaret etmektedir.
Deneyimleyerek öğrenme konusuna
sonraki yazıda devam edelim.
Sonsöz: İçinizdeki canavar farkına
varmazsanız sizi yer.