Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2430.58
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Haziran 2020

Hayatın provası yoktur

Duymaya alışkın olduğumuz bir ifade vardır: “Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat denir.” derler. Bu cümleyi iyi tahlil ettiğimizde şu saptamaya varıyoruz:

“İnsan alışkanlıklarıyla yaşar.”

Kendi alışkanlıklarıyla örer kozasını insan. Ne zaman ki alışkanlıklarını değiştirir o zaman uçar özgürlüğe kelebek gibi. 90’lı yıllarda Mesut Uçakan’ın yönettiği bir film vardı hani: Kelebekler Sonsuza Uçar. Evet, kozasında kalırsa insan kurtçuk olur, yok olur, gider…

Tam dört yıl boyunca Turhal’dan Sivas’a trenle gidip geldim.O yolculuklarda şunu tefekkür ettim ki hayat da tren gibi.Doğru makası bulmak ya da yeri gelince uygun makas değişikliği yapmak insanın elinde.Zira insan hayat treninin makinisti.

Evet sözü nereye getirmek istiyorum? Bizi biz yapan, toplumsal ve meslek hayatımızda güvenilir kılan üç ana damar var esasında: merhamet,dürüstlük ve ümitvar olmak.

Öğretme ve eğitme işi, öğrencinin kalbine girmeden gerçekleşmez.Artık çok şey aktarmanın değil, öğrenciye yapılan rehberlik ve destekleme faaliyetlerinin ön planda olduğu bir toplum evresindeyiz.Öğrenciye yapılan her çalışmanın altında merhamet adlı bir çınarın aktör olduğu bir senaryo…

Doğru sözlü ve içten olmak ise dürüstlüğün gayet sarih bir tanımıdır.Ses tonu,karşıya verilen pozitif enerji,göz teması, dürüst insanların çok samimi bir şekilde kullandıkları enstrümanlardır.

İnsanlara umut aşılayanlara hayranım ben.Öğrencilik hayatımızda da ümitli konuşmaları olan öğretmenlerim oldu.Yazılıdan zayıf alan bile o öğretmenin vereceği umut dolu konuşmayı bekler, aldığı gazla bir sonraki sınavdan yüz bile alırdı.Çünkü insanları canlandıran umut, öldüren ise karamsarlıktır.

Başkasını yönetmeye talip olanlar –ki bu herkes olabilir: öğretmen,siyasetçi,müdür,eş vs.- önce kendilerinin ustası olmalıdır.Bir işte ustalaşmak kişinin kendine ümit aşılaması ile mümkündür.Ümidin sonucu ise malum özgüven…

Evet üzerimizden geçen bir pandemi süreci oldu.Hepimiz evlerde hayat bulduk.Yavaş yavaş normalleşiyoruz.Artık unutkanlık ve tembellik yorganından başımızı çıkarıp önümüze bakma vakti.Depolanan enerjinin kullanılma dönemi başladı.İnsan hatıralarına sıkı sıkıya bağlı olmalı hele de her anını dolu dolu yaşayanlar…Kendi sınırlarımız genişletelim ve herkesi sınırlarımız içine alalım.

Bugün kim olduğumuz aslında dünkü tercihlerimizin tezahürü..Eğer yarını düşünüyorsak bugünkü tercihlerimizi yeniden güncellememiz gerek…