Hayatın kaynağından doya doya içmek
İnsanın en değerli şeyi, hayatıdır. Birey, hayat sayesinde kendi varoluşunu biyolojik, psikolojik, sosyal ve manevi açılardan gerçekleştirmekle sorumludur. Yaşanmaya değer hayat, kişinin kendi varoluşunu gerçekleştirmek için emek sarf ettiği hayattır. Hayat, bireyin kendi varoluşunu gerçekleştirme tecrübesi ve macerasıdır.
Birey, bu dünyaya kendi dışında, üstünde ve ötesinde hiçbir otoriteye, güce, kuruma, kaynağa, kimliğe ve kurguya hizmet etmeye, bağımlı olmaya ve köle olmaya gelmemiştir. Hayatın asli amacı, insanın kendi varoluşunu özgürce ve akıllıca gerçekleştirmeye çalışmasıdır. Hayatın fışkırdığı pınar, akıl ve özgürlüktür. Hayatın her aşamasında müracaat edilecek yegâne referanslar, akıl ve özgürlüktür. Akıl ve özgürlük dışında kurgulanan sahte kaynaklar ve kurgular, hayat pınarını kurutmakta, hayatı çölleştiren, kuraklaştıran ve kısırlaştıran bir ölüm mezarlığına dönüştürmektedirler.
Hayatın kaynağından ve pınarından doya doya içmek için, hakikat üzerinde sahiplik ve tekel kurma yanılgısından, yanılsamasından ve yalanından kurtulmak lazımdır. Hakikate sahip olduğunu ve hakikatin kendi tekelinde olduğunu iddia eden bütün kurgular, kaynaklar, kurumlar ve kişiler, hayatın kaynağını kurutmaya ve dünyayı çölleştirmeye çalışmaktadırlar. Hayat, sınırsız hakikatlerle dolu açık bir tecrübeler alanıdır. Kişi, hayat nehrinde özgürce akarak kendisine uygun hakikat tasavvurunu oluşturabilir. İçi boş kaynakların, kişilerin, kimliklerin ve kurumların hakikatin ve doğru yolun kendileri olduğu kuruntusunu gerçek sanarak kişinin kendini onların kölesi haline getirmesi, aslında bireyin kendisini ve hayatını israf etmesi anlamına gelmektedir. Birey, hayatını israf etmemelidir. Bireyin bağlanacağı tek asli değer, hayattır. Hayat pınarından doya doya içmek için sahte kaynakları, kurumların, kişilerin ve kimliklerin hayat pınarı olduğu yanılgısına düşmemek çok önemlidir.
Hayat, geçmişe bağımlı kalarak yaşanamaz. Yüzyıllar önce oluşturulmuş kaynakları, kurumları, kimlikleri ve kalıbları taklit etmeye çalışmak, aslında bugün yaşanması gereken hayatı ıskalamak demektir. Geçmişte oluşturulan hiçbir gelenek, kişi veya kurum, yaşayan ve canlı olarak nitelenmeyi hak etmemektedir. Bütün gelenekler, kişiler, kurgular ve kaynaklar, içinde bulundukları sınırlı zaman ve mekân dilimleri içinde yaşarlar ve ölürler. Yaşayan örnek, yaşayan gelenek gibi nitelemelerle, geçmişte kalmış hiçbir kişi veya pratik bugüne taşınamaz. Geçmişte olup biten hiçbir şey, bugüne taşınması gereken evrensel değerler değildir. Zaman ve mekân sınırlarını aşan evrensel hiçbir kaynak, kişi, kimlik ve kurum yoktur. Herkes bulunduğu yerde ve zamanda kendini gerçekleştirmeye çalışarak hayatını doya doya yaşamakla sorumludur. Geçmişte yaşamış insanların davranışlarını, ilişkilerini, ilgilerini, ideallerini, anormalliklerini model haline getirerek bugüne taşımaya çalışmak, geçmiş tecrübeleri put haline getirmek, kişinin kendisini etkisiz, işlevsiz, ilgisiz ve atıl bir nesneye indirgemesi demektir.
İnsan ve doğa, hayatın kendisidirler. Hayatı düzenleme, dizayn etme, hayata yön verme ve yönetme iddiası taşıyan bütün kaynaklar ve kurgular, hayatı birer kölelik yolu haline getiren ölüm kültürüdürler. Hayata hâkim olma iddiası taşıyan bütün kaynaklar, aslında hayatı kurutmakta ve kuraklaştırmaktadırlar. Hayat pınarından doya doya içmek, hayatı standart, değişmez ve dar bir kurgunun sınırları içinde dizayn etme saplantısından kurtulmak lazımdır. Hayatı hizaya getirmek iddiası taşıyan bütün kaynaklar, aslında hayattan sapmayı ifade eden sapkınlıklardır. Hiçbir kurgu ve kaynak, tek başına hayata yön veremez ve bütüncül bir hayat görüşü ortaya koyamazlar.
İnsanın kendini gerçekleştirmesi, bireyin hayatı yeniden yapma kapasitesini ve yeteneğini geliştirmek için sürekli çaba sarfetmesi demektir. Bireyin hayatı yeniden yapma ve yaratma kapasitesini ve gücünü geliştirmeyen ve beslemeyen her şey, hayat kültürü yerine ölüm kültürünü besleyen tehlikeli ve yıkıcı kaynaklardır ve kurgulardır. Yaşam pınarı, bireyin dışında akan bir şey değildir. Dışarıda olan hiçbir şey, hayat kaynağı değildir. Hayat kaynağı, bireyin içindedir. Yaşam pınarından doya doya içmek için bireyin, içindeki yaşam kaynağını sürekli olarak üretmesi ve canlı tutması gerekmektedir.