Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Hayatı şiirleştiren şair: Özdemir Asaf

“Her insanın bir öyküsü vardır,

ama her insanın bir, şiiri yoktur.”

Özdemir Asaf (11 Haziran 1923, Ankara - 28 Ocak 1981) edebiyatımızın en büyük şairlerindendir. 1939 Yılında Servet-i Fünun dergisinde ilk şiirinin yayınlanmasından sonra çok verimli ve üretici bir entelektüel ve edebi hayat yaşamıştır. Haldun Taner, Özdemir asaf’la ilgili şöyle demektedir:“O şairden başka hiçbir şeye benzetilemezdi. Gençliğinden beri bakışından, duruşundan, yürüyüşünden ve özellikle düşünüşünden bohem, özgür, şair kişiliği kolaylıkla okunurdu. Onun kadar nezaketini ve akıl ölçüsünü bir an bile yitirmeyen başka insan tanımadım. Nezaket Özdemir’in takısı değil özüydü…”Özdemir Asaf, şiirin ete kemiğe bürünmüş halidir. O, hayata ve insana dair her şeyi şiirle anlatmak gibi çetin, ince ve zor bir yolu seçen eşsiz bir şairdir.

Özdemir Asaf, şiiri özgürlükle özdeş tutmaktadır. Özdemir Asaf’ın şiirlerinde, dar ideolojik, felsefi veya doğmatik kallıplar yoktur. Asaf, özgürce bütün kalıpların ötesine çıkarak hayata, doğaya ve insana dair duygularını ve düşüncelerini derin bir ifadeye kavuşturmaktadır. Asaf, şiiri zamana seslenme ve yaşama olarak tanımlamaktadır: "Şiir ilkin bir ana sesleniştir. Kelimelerle uzanıştır. O anın içinde, o anla birlikte zamana katılır. Ya kaybolur, ya kalır..."Özdemir Asaf’ın şiirlerinden duygu, duyarlılık ve düşüncelilik hep akış halindedir. Asaf’ın şiirlerindeki duygu, düşünce ve duyarlılık yoğunluğu, insanı hemen içine almakta ve hayatın derinliklerine coşkulu bir şekilde yöneltmektedir.

Özdemir Asaf denince hepimizin aklına ünlü Lavinia şiiri gelmektedir. Bir kadına duyulan aşkı anlatan en güzel şiirlerden biri olan Lavinia’nın şu dizeleri unutulmazdır: “Sana gitme demeyeceğim./Üşüyorsun ceketimi al./Günün en güzel saatleri bunlar./Yanımda kal./Sana gitme demeyeceğim./Gene de sen bilirsin./Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,/İncinirsin./Sana gitme demeyeceğim,/Ama gitme, Lavinia./Adını gizleyeceğim./Sende bilme, Lavinia.”Sevdiği kadını hiçbir kitabın anlatmaya yetmeyeceğini düşünen Özdemir Asaf, insanı anlayabilecek en iyi kişinin kadın olduğu fikrini işlemektedir.

Özdemir Asaf’ın şiirlerinde umut ve iyimserlik vardır. Şartlar ne olursa olsun, hiçbir şekilde yaşamaktan vazgeçilmeyecektir. Yaşamanın ve sevmenin içiçieliğini Asaf şöyle anlatmaktadır: "Bazen dayanmaktır Sevmek; Hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek... Bazen yaşamaktır Sevmek." Özdemir Asaf’ın şiirlerinde hayatı ve sevmeyi birbirine dayanak yapan bir felsefe vardır. Yaşamayı ve sevmeyi birbirine dayanak yapan Asaf, telaştan korkmaktadır: “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek.” O, hayatı sıradışı bir şekilde yaşamayı isteyen ve herkes gibi olmak istemeyen biridir: “Ben yürümeye başlayınca denizlerin üstünde/Karalarda koşanlar durup bana baktılar.” Hayatı denizler üstünde yaşamanın peşinde olan Asaf’ın derin ve doyumsuz bir sevme arzusu vardır: ““Bir şeyi sevmek demek o şeyin bütün parçalarının yerini bilmek demektir, yerini anlamak demektir. Onların arasında seçmeler yapmamak demektir… Bir şeyi sevmek demek, o şeyin bütün hallerini ve o hallerin içindeki ve dışındaki onun parçaca ve bütünce durumlarını görmek, görebilmek demektir. Alışamamak, yani yetinememek demektir. Bir şeyi sevmek demek, o şeyin ölümünü kendi ölümüne bağlı görmek demektir. Öyle ki kendini öldürmekle onu, onu öldürmekle kendini öldüreceğine inanmak demektir.”

Dünyamız ve insanlığımız cehaletle, düşmanlıkla, düşüncesizlikle, duyarsızlıkla ve fanatizmle kirlenmektedir. İnsanlar, kendilerinin kirlenmişliğinden değil, renklerin kirlenmesinden söz etmektedirler. Aslında kirlenen renkler değil, insanlardır. Özdemir Asaf, insanların renkleri özellikle beyazı keni kirlenmişliklerinin günah keçisi yapmalarını anlatmaktadır: “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, /Birinciliği beyaza verdiler.” Asaf, hayatı sadece kitapla aydınlanacağına inanmaktadır: “Kitap aydının bahçesi, yobazın mezarı, aymazın hücresidir.”

Özdemir Asaf, yalnızlığı çok derin yaşayan bir kişidir. Yalnızlık konusunda şöyle demektedir: “Yalnızlıktan korkmak ya da korkmamak değildir önemli olan. Onu duymak ya da duymamak önemlidir. Yalnızlık dışarıdan gelmez; insanın içindedir.” Yalnızlık Paylaşılmaz şiirinde Asaf, yalnızlığın erişilmezliğini çok yalın bir şekilde anlatmaktadır: “Yalnızlık, yaşamda bir an,/Hep yeniden başlayan../Dışından anlaşılmaz./Ya da kocaman bir yalan,/Kovdukça kovalayan.. Paylaşılmaz./Bir düşün'de beni sana ayıran/Yalnızlık paylaşılmaz/Paylaşılsa yalnızlık olmaz.”

Özdemir Asaf, hayatı küçük yaşamanın esiri olarak değil, büyük yaşamanın özgür aktörü olarak yapmak istemiştir: “: “Küçük hayat zaten küçük şeylere esir olunca yaşanıyor. Küçük şeylerin esaretinden kurtulunca. Dünya insanın gözüne kaçabilecek bir toz gibi…” “Bütün dünyayı kucaklamak istedim, kollarım yetmedi” diyen Özdemir Asaf’ı 42. Ölüm yıldönümünde saygıyla ve özlemle anıyorum.