HAYATI EYLÜL RUHUYLA YAŞAMAK
Her Eylül sabahında bütün dünyanın gününü, güneşini, serinliğini, derinliğini ve doluluğunu yaşıyorum. Eylül, bir ay olmanın ötesinde bir hayattır. Eylül’ün derinliklerine bir yazı bırakmak, ruhumun dayanılmaz bir tutkusu gibi sarıyor. Eylül’e dair yazı yazdıktan sonra, Eylül’e olan borcumu yerine getirmenin huzuruyla doluyorum. Eylüle’e yazı yazmak, aslında kendime ve doğaya yazı yazmaktır. Eylül’de aklımda sadece hayat var. Umut, aşk, ruh, tutku, macera, güzellik, kısacası insana ve doğaya dair ne varsa Eylül’de bir bütün olarak bilincimi ve ruhumu kaplıyorlar. Eylül’de toparlanıyorum. Doğayla bütünleşen benliğim, herkesle ve herşeyle akraba olmanın coşkusunu yaşıyor. Doğayı ve dünyayı ruhuma ve aklıma dolduruyorum.
Bir
Eylül sabahında önümde çayım ve simidim
duruyor. Karşımda masallardan ve mitolojilerden çıkmış güzelliğiyle, büyüleyiciliğiyle ve
yakıcılığıyla karşımda Merve oturuyor. Kocatepe Çeşmesi’nden akan berrak ve sessiz akan su gibi izliyorum onu.
Eylül’ün bütün doluluğu ve derinliği onun gülüşünde saklı. Eylül onunla
güzel, coşkulu, sevinçli, mutlu ve neşeli.
Çay ve simidimi yerken tekrar
bir şeyler istemek ihtiyacı
hissediyorum. Ancak artık simit ve çay
istemiyorum. Eylül sabahında ondan özgürlük, umut ve aşk ısmarlıyorum.
Gülüşüyle özgürlük, umud ve aşka dair siparişimi aldıktan dalga dalga ruhuma yayılan okyanusvari duygularla doluyorum.
Eylül’e
sımsıkı sarılmak ihtiyacı hissediyorum. Aslında sarılmak istediğim, özgürlük,
umut ve aşktır. Ondan ve özgürlükten, bedenim, ruhum, aklım ve kalbim olmalarını
istiyorum. Eylül sabahının serinliğinde ruhum ve bedenim ateşler içinde yanıyor. Eylülde özgürlüğe,
tutkuya ve umuda dokunmanın en tehlikeli
iş olduğunu hissediyorum. Özgürlüğü istemek,
bir çay ve simit kadar sade ve doğal
bir istektir. Eylül’de
özgürlüğü istemenin en
tehlikeli yaratıcı eylem olduğunu fark ediyorum. Özgürlüğü istemenin
yakıcılığına dayanamayan bedenim ve
ruhum, Eylül’den ve ondan bana eşlik
etmesini istiyorum. Eylül’de en yaratıcı eylem, özgürlük ve tutku
ateşinde birlikte yanmaktır. Bütün zor ve çetin meydan okumalara özgürlükle,
umutla ve aşkla cevap vermek en
etkili yoldur. Hayatın bütün zor ve
çetin meydan okumalarına Eylül ile cevap
veriyorum, çünkü hayat, Eylül’dür.
Eylül,
bütün tabuların, yasakların, günahların, sınırlanmışlıkların ötesinde hayatı ve
doğayı özgürce tecrübe enerjisi ve
ilhamı vermektedir. Bütün tabuların, yasakların, kurumların ve kaynakların
aslında birer yalandan ve kurgudan
ibaret olduğunu kulaklarıma fısıldayan
Eylül’ün baştan çıkarıcılığı ve büyüleyicliği karşısında kendimden geçiyorum. Bende Eylül’ün kulaklarına
bütün gerçekleri olduğu gibi
fısıldıyorum. Eylül, kandırmaz ve yanıltmaz. Eylül’de yalan yoktur. Bütün
putlar, inançlar, kurumlar, kaynaklar ve kalıplar, sararan yapraklar gibi köhnemişliklerini, işe yaramazlıklarını ve
yalanlarını Eylül’de bütün çıplaklığıyla
ortaya koymaktadırlar. Eylül’de ne adına olursa olsun bütün yalanlara veda etmeye ve ruhumun bütün irinlerini patlatarak
üzerimdeki bütün ağırlıklardan özgürleşmeye doğru yola çıkıyorum.
Eylül
sabahının tatlı ve okşayıcı
serinliğiyle kendinden geçen gözlerim, çeşmeden akan suyu ve onun
gözlerinden parıldayan masalsı aydınlığı takip ediyorum. Akan suyun
derinliklerine yansıyan gölgemle özgürlük yazıyorum. Özgürlük dışında bütün
tabuların, kalıpların, kaynakların
ve kurguların bir yalandan ibaret
olduğunu düşünüyor ve hepsinin
sahte çekicliklerine bakış atma
gereği bile duymuyorum. Hayatı
yaşamamıza engel olan her şeyden hızla uzaklaşıyorum. Özgürleşen ruhumun
sıcaklığı bedenime yansıyor, ellerim ve gözlerim Eylül rüzgarıyla serinliyor.
Eylül serinliğindeki ellerimle özgürlüğe ve tutkuya dokunuyorum. Hayat, hiçbir
zaman geçmiş zaman değildir. Hayat, hep şimdiki zamandır. Özgürlük, Eylül
ruhuyla hayatı geniş adımlarla
yaşamamızı sağlıyor. Eylül sabahında
ateş gibi hareketli gözlerim, büyün yalanlara ve yaşanmamışlıklara veda
ederken ellerim onun varlığıyla doluyor
ve onunla zaman ve mekanla sınırlamayan yaşantılara doğru kanatlanıyorum. Eylül’de özgürlüğü,
tutkuyu ve umudu yaşamak, hayatın ta kendisidir. Hayat, Eylül ruhuyla yaşanınca
güzel!