Hayatı dile getiren hikâyelerimiz
Kalem
erbabı, bıkmadan usanmadan hikâye yazmaya devam ediyor. Memleket hikâyeleri,
esasen bizim hayatımızı dile getiriyor.
Yıllar
önce çok sevdiğim bir edip ağabeyim, sohbetimiz esnasında şöyle demişti: “Yaşım
ilerledi, artık roman okumaya sabrım kalmadı. Bunun için hikâye okuyorum.” Doğrusu
ben de romandan ziyade hikâyeye yöneldim. Ama iyi romanlar her zaman kendisini
okutuyor zaten. İster hikâye, ister roman, ister hatıra… Fark etmez kanaatimce…
Yeter ki kitap okuyanlar kervanına katılalım, gerisi önemli değil. Bunca edebî
türler arasında mutlaka alakamızı çekecek birini bulur, kendimizi kitap
sayfaları arasında nefis bir yolculuğa çıkmış buluruz.İmdi bu girizgâhtan sonra
hikâye kitaplarına dönüp bakmalı değil mi? Elbette!.. Ama bir itirafta
bulunacağım. Ben bazı hikâyecilerimizi yeni keşfediyorum. Onların yazdıklarını
okuyunca kendilerine olan muhabbetim de, hürmetim de artıyor. Bir bakıma sağlam
metinler, iyi kitaplar dostlukların tazelenmesine, pekişmesine hatta
güçlenmesine vesile oluyor. Zaten sürekli olarak kitaplardan bahsedişimiz,
bundan dolayıdır.
ALLAH’IN
ADAMLARI
Sadık
Yalsızuçanlar, seviyeli eser veren, sanatına güvendiğim, üslubuna aşina olduğum
kıymetli bir yazarımız. Önümde Profil Kitap’tan çıkan üç kitabı bulunuyor: Allah’ın Adamları, Ali’nin Parçaları, Ters Lâle.
İlk kitabımız Allah’ın Adamları. Eserin
girişinde Koca Ragıp Paşa’nın çok söylenen ve sevilen mısraı ile
karşılaşıyoruz: “Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı.” Eserin temaı, isminde
saklı. Anadolu irfanında kendilerine “veli” denilen ama geniş toplulukların ise
‘veli kullar’ gözüyle baktığı müstesna insanlar. Güzel bir arka kapak yazısını
okuyoruz, şöyle ki: “Asıl akıl üstünlüğü, kalbin işlemesi ve insanın kalbine
göre, gönlünce hareket etmesidir. Çünkü kalbin, aklı aşan akılları
vardır.Sonsuz,sınırsız, aşkın olan hakikat ise ancak akıllı bir kalpler idrak
edilir. Zira hakikat sırrına ermek için, aklı yitirmek gerekebilir…” Yazarın aşinası
olduğumuz usta üslubuyla kaleme aldığı eserde, okuyucuları düşündüren,
güldüren, inciten, sarsan hikâyeler var. Ali’nin
Parçalarıkitabındaise hayata, inanca, duygulara dair mühim metinler yer
alıyor. Kimisi sayfalarca sürüyor, kimisi de kısacık ama çok anlamlı. Aynı
zamanda sorgulayıcı, sarsıcı metinlerdir bunlar. “Şikâyetin Hikâyesi” işte o
etkileyici yazılardan biri:
- Ne
demişti, iki bin on dört yılında bombalısaldırıda ağır yaralanan Suriyeli yetim
çocuk: “Gidince sizi Allah’a şikâyet edeceğim.”Ters Lale, bizim kültür sanat ve medeniyet dünyamızda var. Aynı
ismi taşıyan kitapta insanlara nahif bir yaklaşım buluyoruz. Sadık
Yalsızuçanlar, Türk edebiyatının yaşayan değerli simalarından. Eserlerini okumalı
ve bu duygu dünyası içinde düşünmeye devam etmeliyiz.
GÜVERCİN
SEVDASI
İmdat
Avşar usta bir yazar, hikâyeci. Bizim iklimleri bilen, gönül coğrafyamızda
dolaşan, tarihimizle barışık bir edebiyatçımızdır.İmdat Avşar, Güvercin Sevdası’nda Anadolu
insanlarımızın zevklerini, hüzünlerini, neşelerini, kaygılarını ve korkularını
dile getiriyor. Köklerimize ve mazi ile olan bağlarımıza işaret ediyor. Türk
dünyası ile en sıkı irtibat hâlinde olan edebiyatçılarımızdandır Avşar. Bilhassa
Azerbaycan’da ve diğer Türk illerinde yaşayan Müslüman Türk kardeşlerimizin
hâllerini anlatırken ihmallerimize de dikkat çekiyor. Diğer Türk lehçelerine
aktardığı eserlerle bölgede tanınan, bilinen ve sevilen bir sima. Anadolu’dan
özünü alan ve ruh dünyamızı temsil eden hayati meseleleri başarıyla kaleme
alıyor, kâğıda döküyor. Bu yerli ve millî bakışın yanı sıra insanoğlunun türlü
hâllerini es geçmiyor. Aksine bütün insanlık için de dertlenmemizi istiyor.
Dedim ya hüznümüzü de sevincimizi de, kederimizi de, efkârımızı bu sayfalar
arasında bulabiliyoruz. Mesela
“Hocalı’da Kalan Tar” hikâyesi çok önemli. Orada geçmişte yaşanan büyük acıları
dile getiriyor yazarımız. İnsanın ‘nisyan’dan ibaret olmaması gerektiğini
vurguluyor. 14 hikâyede de böyle yaşanmış acıların anlatıldığı sanılmasın. Hayata
dair birçok konu esaslı biçimde işleniyor. Mesela kitabın sonunda yer alan “Bitmeyen
Roman”hikâyesi yazarımızın mizah vadisinde de ustalıklı eserleri ortaya
koyduğunu gösteriyor.
RUHUMA
SAPLANAN ŞEHİR
Akıl Fikir
Yayınları’ndan çıkanRuhuma Saplanan Şehir,
daha önce de yazılarımda bahsettiğim, değerli hikâyecimiz Şerif Aydemir’in
eseri. Kitabın içinde toplam on hikâye var. Ama her biri bizim gönül dünyamızı
okşuyor, ruhumuzu sarsıyor ve keyifli bir irfan yolculuğuna çıkarıyor. “Ay Başı
Zenginliği”, “İş Arıyorum”, “Güher Kız Çiçeği”, “Kaçık Hikâye”, “Yayla Otu”
bunlardan beşi. Esasen bütün hikâyeler aynı gönül tezgâhında dokunmuş, aynı tornadan
çıkmış gibidir. Dolayısıyla birinin diğerinden temelde bir farkı yok. Çünkü
aynı hassasiyetlerle düşünülmüş, aynı doğru bakışla inşa edilmiştir. Hikâyeler,
kurgusuyla, Türkçesiyle ve incelikleriyle sizi sarıveriyor. Ustalıkla
kullanılan dil, hikâyelerin sahicilik vurgusunu pekiştiriyor. Esasında bu
mahallî dil, İstanbul’a göç etmiş ve yaygınlık kazanmış bir büyük şehir dilidir
aynı zamanda. Dolayısıyla asla yabancılık hissi vermiyor. Ruhuma Saplanan Şehir’de daha ziyade mahallî çevrede, Elazığ/Hazar
yöresinde hâkim olan kültürel kimliğin öne çıktığını görüyoruz. Şerif Aydemir
üslubuna alışanlar, yazarımıza vefa gösteriyor ve onu hiçbir zaman
terketmiyorlar. Sadık Yalsızuçanlar ve İmdat Avşar gibi Şerif Aydemir de
hikâyeleriyle geleceğe kalacak olan müstesna yazarlarımızdır.
İSHAK KUŞU
Ünal Sakman Bâbıâli’nin
usta bir kalemidir. Bir zamanların etkili, güçlü ve efsane gazetesi olan,
milliyetçi / muhafazakâr kesime hitap eden Tercüman’a
en çok emek vermiş olan bir gazeteci ağabeyimizdir. Tercüman gazetesinde
birlikte çalıştık. Onun Bâbıâli
Hâtıraları’nı okumuştum, Kral Kapanı
romanı da mükemmeldi. Şimdi de hikâyelerini okuyoruz. İshak Kuşu, edebiyat dünyamız adına büyükbir kazanç.Eser, ömrünü
matbuata adamış usta bir gazetecinin duygu ve düşüncelerini, yaşama sevincini
yansıtıyor. Derin bir lirizm, mükemmel bir üslup ve akıcı metinler demeti.
Kitap, darbelerle, salgınlarla ve savaşlarla sarsılan ve yorulan insanlarımıza
bir bahar esintisi gibi gelecektir. Gönülden akıp gelen, insani hisleri
hatırlatan bu anlamlı ve doğru sese kulak verilmelidir. 19 hikâyenin yer aldığı
seçkin eseri, Akıl Fikir Yayınları kültür dünyamıza kazandırdı.
SENDEN
DAHA GÜZELİ YOK
Gazetemizin
kıymetli yazarlarından Selvigül Kandoğmuş Şahin’in yeni hikâyelerinden meydana
gelen bir eserdir Senden Daha Güzeli Yok.
Bugüne kadar pek çok eserini okuduğumuz, resim tablolarını temaşa ettiğimiz
Selvigül Hanım, bu kitabında yine okuyucusunu nahif dünyasında gezdirmeye devam
ediyor. Sade, akıcı ve güzel üslubuyla da adından söz ettiren Şahin, şehrin
sosyal dokusunu ve kültürel yüzünü gayet iyi biliyor. İstanbul’da gezip gördüğü
ve içinde iz bırakan hadiseleri, meseleleri, insan yüzlerini anlatıyor. Doğrusu
bir kedisever olarak bu metinlerden ilk dikkatimi çeken “Derviş Kedi Gültekir”
idi. Kitap, hayatın içinden alınmış kesitlerle sahiciliğini okuyucuya da hissettiriyor.
“COVİD-19 Sorgu Odası” isimli hikâye ise henüz yeni yeni içinden kurtulup
sıyrıldığımız salgının üstümüzde bıraktığı derin izlere temas ediyor. Sözün
özü, Selvigül Kandoğmuş Şahin gibi bütün iyi hikâyecilerimiz düzenli biçimde
okunmayı hak ediyor. Kalemlerine, kelamlarına, yüreklerine sağlık.
DİĞER
HİKÂYE KİTAPLARIMIZ
Sınırı
belli bir yazıda pek çok hikâye kitabından bahsedemeyiz. Lakin ileride daha
geniş söz etmek üzere en azından isimlerini anabilir, yazarlarına selam
gönderebiliriz. Biz de öyle yapalım öyleyse. Kitap isimlerini, yazarlarını ve
yayıncılarını ismen yâd edelim: Dergâh Yayınları’ndan çıkan üç kitap: Kimsenin Atlamadığı Balkonlar (Erhan
Genç), Eşyadan Say (Berat Karataş), Bazı Kaldıramadığım Yükler (Merve Can). Ayşegül
Genç’in Dünya Atı kitabı Muhit
Kitap’tan çıktı. Coğrafyada Grili Savaş
(Sevgi Korkusuz, MGV Yayınları), Anlatacak
Bir Şey Yok (Ahmet Karacan, Okur Kitaplığı), Gezgin (Cihat Çetinkaya, İki Nokta Yay.), BirAdımÖtesiGece (Sevgi Korkusuz, Pruva Yayınları), Dipsiz Göl (Faruk Turinay, Everest
Yayınları). Ötüken Neşriyat’tan çıkanlar: Dede
Korkut-Oğuz Beylerinin Destanlaşmış Hikâyeleri (Sadettin Özçelik), EvvelZamanÖyküleri (Hasan Erimez), Kuşkesen (Yücel Öztürk), KuşlarKıraathanesi (Samet Çıldan), KurtuluşSavaşıHikâyeleri (Hasan Erdem), Siz Bir Alçaksınız! (Peyami Safa-Server
Bedi), Cennet Diye Bir Yer (Hüseyin
Ferhad), Yer-Su Hikâyeleri (Emrah
Ece); Akıl Fikir Yayınları’ndan çıkanlar: Uzak
Köşe Hikâyeleri (Mürsel Ağaç), Hazeran
Çiçeği (Zeliha Ergün), Mitoloji ve
Efsaneler Serisi-1, Zeliha Ergün), Karsuyu
Masalları Ülkesinde (Zeliha Ergun).