Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.28
Gram Altın
2993.88
BIST 100
9378.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Hayat ve ameliyat

Günlük işlerinizin yoğunluğu içinde hayata koşturduğunuz bir anda ameliyatınızın erkene alındığını ve acil bir şekilde bir iki saat içinde hastaneye gitmeniz gerektiğini öğreniyorsunuz. Hızlıca hazırlığınızı tamamlıyor ve çok kısa sürede hastaneye ulaşıyor ve yerleşiyorsunuz. Hastane sürecinde, ameliyata hazırlık için gerekli olan bütün işler ve işlemler yapılıyor. Ameliyata hazırlık sürecinde Merve’nin gözlerinde, ameliyata dair hiçbir endişeli belirti yoktu. O, ameliyat sürecinin bir hayat süreci olduğunu çok canlı bir şekilde kendi duruşuyla ortaya koyuyordu. Ben kaygılarımı bastırmak için çok rahat görünmeye çalışırken, o her zamanki sadeliği, soyluluğu ve zerafetiyle ameliyat sürecini bir hayat sürecine çevirmişti. Onun duruşu, zihnimin bütün şemalarını alt üst ediyor, hayatın hep faaliyet olduğu gerçeğinin kavrandığı takdirde en zor zamanların bile coşkulu ve tutkulu bir hayat tecrübesine dönüşecebileceğini onda görebiliyordum.

Ameliyat, bedeni yorar. Ameliyat ve beden arasında bir yorgunluk, yarma ve yaralama ilişkisi olmasına rağmen bu bağlamda aşk ve kalp arasındaki ilişkinin kurulması da önem taşımaktadır. Ameliyatın yorduğu bedenin aksine kalbin aşkla çarpması önemlidir. Genelde aşkın kalbi yorduğuna dair bir yanılgı veya yanılsama vardır. Bu yanılsamanın aksine aşk, kalbi yormaz. Aşk, kalbe ve bedene iyi gelir. Ameliyatın yorduğu beden ve kalp, aşk ve umut sayesinde iyileşir, toparlanır ve canlanır. Ameliyat öncesinde ve sonrasında aşkın toparlayıclığını ve tamamlayıcılığını, ağır bir ameliyat anını bile gülüşle, espriyle ve neşeyle pozitif bir hayat anına dönüştürmeyi onda gördüm.

Birey, bedeninde kendi kalbini taşır. Birey, aynı zamanda ruhunda başkasının kalbini taşıma kapasitesine de sahiptir. Aşk, ruhunda başkasının kalbinin taşımak ve bedendeki kalbin ruhtaki kalp ile birlikte çarpmasıdır. Ruhtaki ve bedendeki kalpler birbirlerine sevgi, şefkat, ilgi, sıcaklık, tutku ve umut verdikleri sürece her iki tarafta birbirini beslemekte, geliştirmekte, iyileştirmekte, ilgilenmekte, coşmakta, sevinmekte, umutlanmakta ve güçlenmektedir. Ameliyat anları, ruhtaki kalbin ve bedendeki kalbin birlikte hayat bulduğu, umutlandığı ve güçlendiği çok özel anlardır.

Aşk, bedeni ve ruhu iyileştirmektedir. Kalp, aşkın, sevginin, ilginin ve tutkunun sıcaklığını ve ateşini hissettiğinde endorfin salgılamaktadır. Vücuda salgılanan endorfinin sıcaklığı bütün organlarımıza yayılmakta ve onları sarıp sarmalamaktadır. Aşkla çarpan kalp sayesinde, ameliyat öncesi ve sonrası bir depresif dönem olmaktan çıkmaktadır. Aşk sayesinde kalp, sürekli olarak endorfin salgılamakta, beden-ruh kendini iyi hissetmekte, hayattan haz almakta, hayatı en büyük mutluluk olarak yaşamaktadır.

Ameliyat, bedeni yormaktadır, yaralamaktadır ve yarmaktadır. Yorulan, yaralanan ve yarılan beden, kendisini çaresiz ve aciz hissetmektedir. Yorulan ve yaralanan ameliyatlı bedenin karşısına sevgi ve sıcaklık dolu yüzler çıktığında, kişi yalnız ve yaralı olmadığını, bedensel güçsüzlüğün kader olmadığını, başkasının kalbinden gelen sıcak bir bakışla ve dokunuşla yaşam dolu hissettiğini tecrübe etmektedir. Ameliyat sedyesinin başında Sacide’yi gören Merve’nin ilk sözleri “İyiki geldin, kendimi aciz hissediyorum, ama artık değil!” şeklinde olmuştu. Ameliyat, bedeni yormakta, duygularımızı, düşüncelerimizi ve düşlerimizi acizleştirmektedir. Ameliyat karşısında acizleşen bizler, acziyeti ve çaresizliği ancak dayanışmayla, destekle ve birbirimize tekrar bağlanmayla aşabiliriz.

Ameliyattan çıkar çıkmaz Merve’nin söyledikleri, beni baştan sona sarstı Merve, hemen evdeki kuşa yemini verip vermediğimi sordu. Sekiz saat süren en ağır ameliyatlardan birini geçirmesine rağmen, ilk sorduğu ve ilgilendiği konunun bir başka canlının bakımı olması, ameliyat gibi zor bir anda bile hayattan vazgeçilmezliğini gösteriyordu. İşte o anda Nazım Hikmet’in Yaşamaya Dair şiirinin şu mısraları dilimde dökülüyordu: “YAŞAMAK SAKAYA GELMEZ, BÜYÜK BİR CİDDİYETLE YAŞAYACAKSIN/ BİR SİNCAP GİBİ MESELA, YANI, YAŞAMIN DIŞINDA VE ÖTESİNDE HİÇBİR ŞEY BEKLEMEDEN YANI, BÜTÜN İŞİN GÜCÜN YAŞAMAK OLACAK… DİYELİM Kİ, AĞIR AMELİYATLIK HASTAYIZ, YANI, BEYAZ MASADAN BİR DAHA KALKMAMAK İHTİMALİ DE VAR/ DUYMAMAK MÜMKÜN DEĞİLSE DE BİRAZ ERKEN GİTMENİN KEDERİNİ BİZ YİNE DE GÜLECEĞİZ ANLATMAN BEKTAŞİ FIKRASINA, HAVA YAĞMURLU MU, DİYE BAKACAĞIZ PENCEREDEN, YAHUT DA YİNE SABIRSIZLIKLA BEKLEYECEĞİZ EN SON AJANS HABERLERİNİ.”