Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2977.37
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Eylül 2018

HAYAT OKULUNUN KAÇINCI SINIFINDASIN?

Sözüm okulların açıldığı şu günlerde, okul ile ilişiğini kesip evlatlarının başında cellat olanlaradır…

Batılı düşünür Ernest Renan bilimi şu şekilde tarif eder: “Bilim bir dindir ve bundan sonra amentüleri bilim yazacaktır. Ahlaki ve edebi meseleleri bilim çözecektir”

Bu bakış vahye savaş açmış, şirkin ve zulmün yayılmasında baş rol oynamıştır.

İlmin yerini bilimin alması sevgiyi de saygı da ortadan kaldırmıştır. İnsanı mutlu eden karşılıksız iyilikler de bitmiştir. Acı akıbet ise insanın köleleşmesidir.

İman bilgiden doğar. Cehalet ise hayatımızı kararttır. İyiliklerin ve iyilerin şu fırtınalı dünya da limanı doğru bilgidir. Kötülüklerin limanı bilgisizlik ve cehalettir.

Cehalet ise insana kendi mezarını kendine kazdırır. Cehalet ve kötülükler hayatımızı zorlaştırırken doğru bilgi ve samimiyet ise kolaylaştırır. Bu bilgi ise insanı özgürleştirir.

Hayat okulunda yaşanarak elde edilen bilgiler, taş üzerine yontulmuş yazılar gibidir. İnsan ne kadar okursa okusun, bilgisine yaraşır şekilde yaşamazsa kendisi ile çatışır. Allah Teâlâ vahyinde bu kişileri kitap yüklü merkeplere benzetmiştir.

Bunun yanında bilenle bilmeyenin de bir olmayacağını defalarca vurgulamıştır.

Hayat okulunda başarılı olmak için hedefler bellidir. Hedefi olanlar sağlam bineğe binerler. Bu da doğru bilgidir. Ancak bu bilgiler ile menzile ulaşılır.

Hayat okulunda tecrübe ile elde edilen bilgiler geleceğini cennet yapmak isteyenlere cennet, umudunu yitirenlere umut, karanlıkta kalanlara ışık, haddini aşanlara ise ikazdır.

Hayat okulunun en önemli kuralı: Haddinin bilmektir. Başımıza gelenler haddimizi, sınırımızı ve sorumluluklarımızı bilmediğimizden dolayı değil midir?

Haddini aşanlar öncelikle yanlış bilgiyle beslenip bildiklerinin tek doğru olduğu düşüncesiyle ilme kendini kapatanlardır. Bu cehaletten daha da tehlikelidir.

Hele de modern düşünce bunalımını anlatan Abdülvahid Yahya/Rene Guenon “İnsanın dışında, insanı aşan herhangi bir hakikat yoktur” diyerek bilginin kaynağı olarak akıllarını sanmışlardır.

Böylelikle akıllarını putlaştıran insanlık, ilmin kaynağında da uzaklaşarak kendine de zulüm etmiştir.

Bilginin ve ilmin en büyük kaynağı vahyedilen kitaba inananlar, yaratılan ayetler ile beraber okunması sonucu kopmaz bir ipe tutunmuş olacaklardır.

İnsanoğlunun da cinlerin de bilgisi Allah’u Teâlâ’nın kullarına öğrettikleri kadardır.

İnsanlığın babası olan Hz. Âdem (a.s.)’e eşyaların ismini öğreten Rahman nebilerine ve iyi insan olmak isteyenlere de öğretmiştir.

Hz. Muhammed (a.s.)’in en büyük mucizesi olan Kur’an-ı Kerim, bilginin en sağlam kaynağıdır. Alemleri Rabbi tarafından korunmuştur.

İnsan doğumu ile hayat okulunun bir öğrencisi olur. Sonra kâinatla girdiği ilişkiyle elde ettiği bilgilerle de Rabbine yaklaşır. Şükredenlerden olur. Kulağının, gözünün, kalbinin şükür için yaratıldığını bilir. Özgürlüğün başlangıcı olan bilgiyi elde etmeyi dilemek gerekir. Bilgi insanı konuşturur. Doğru bilgi de insanı sorumlu kılar.

Nitekim Rahman İsra 36 ayetinde “Hakkında bilgin olmadığın şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalbin her biri bundan sorumludur.” buyurur.

Bundan dolayıdır ki, hayat okulunun öğrencisi meraklıdır. Merak bilgi ile beslenmelidir. Bilinir ki; Soru sormak insanın önünü açar. İnsanlık yolunda yol aldırır. Soru soran insandır.

Soru yaşamak için sorulur. Soru sormak ve sorgulamak; doğruya ulaşmak içindir. Aksi takdirde inkarların artmasına sebep olabilir.

Gören gözlerin kör, duyan kulakların sağır, seven kalplerin gaflette olması insanın hayat okulunda başarısız olduğunun delilidir.

Vücut göze tabi, yapılan güzel işler de ilme tabidir. Göz neyi görüyor yada görmek istiyorsa o doğrultuda aklından geçirdikleri olacaktır. Niyetleri kötü olanların bakışı iyi olmayacak, iyi bakmadığı için güzel görmeyecek, güzel görmediğinden dolayı yaşadığı hayat acı verecektir.

Allah Resulünün arkadaşlarından İbn-i Mesud; “Âlim ol, öğrenci ol, dinleyici ol, seven ol. Sakın beşinci olma, helak olursun” demiştir.

Hayat okulunda öğrenmeye ihtiyacı kalmayıp her şeyi bildiğini zannedenler haddini aşanlardır. Haddinin bilen kişi de ölüm gelinceye kadar ilme devam eder. Bilir ki, ilmin bittiği yerde hayat biter. İlim insana sınır çizer.

Hayat okulunda görülen bütün hakikatler; her yaratılanın ölümlü olduğunu hatırlatır. Baharda ölen her bitkinin hayata dönmesi adeta yeniden dirilişi anlatır. Bu bilgi de insanı güzellikleri yapma yolunda ilerletmelidir.

Rahman Hicr suresi 99. Ayetinde şu şekilde hatırlatma yapar;: “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”

Mutluluk ve başarı peşinde koşan insanoğlu bilmelidir ki; doğru bilgi doğru düşünceye, doğru düşünce doğru kararlar alıp uygulamaya geçirmeye bağlıdır.

Hayat okulunda; inanmayana, sevmeyene, ilgi duymayana bilgi vermeye kalkmak, havaya tohum serpmek gibidir. Suya yazı yazmak gibidir. Bilgi ve sevgi; istek ve güven ortamında dokunan bir kumaş misali sabır işidir.

Peki sen hayat okulunun kaçıncı sınıfındasın?