Hayat ibretlik hadiselerle dolu...
Değerli okurlarım, CHP'nin Eski Genel Başkanı Deniz Baykal hayatını kaybetti. Cenazesi, yarın düzenlenecek törenlerin ardından, Antalya'da defnedilecek.
Baykal'ın vefat haberini duyduğumda... Aklıma, kendisiyle 2007 yılında yaptığım 45 dakikalık telefon görüşmesi geldi.
Biliyorsunuz, 367 kriziyle, Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçtirilmemişti. Daha sonra, o kördüğüm, milletin sandık müdahalesiyle çözülebilmişti.
O sıralar, bu duruma çok üzülmüş ve düşüncelerimi CHP Liderine aktarmak istemiştim.
CHP Genel Merkezine yaptığım ısrarlı aramalar neticesinde, Merhum Baykal'la telefon görüşmesi sağlanmıştı.
O görüşmede, benim ilk sözüm şu oldu: -"Sayın Genel Başkan, siz CHP olarak neden milletin sesine kulak ver miyorsunuz?"
O da, bana uzun uzun Abdullah Gül'ü lekelemeye çalışmıştı. Mesela cümlelerinden bazıları: Gül'ün Ne mutlu Türküm diyene sözüne getirdiği eleştirilerdi. Bir diğeri de: Abdullah Gül 1 Mart Tezkeresini içine sindirmiş bir kişidir olmuştu.
Dün Deniz Baykal, Gül'ü Cumhurbaşkanı seçtirmemek için, elinden geleni yaparken... Şimdi onun koltuğunda oturan zat, Baykal'ın tam tersini yaptı.
2007'de, Deniz Baykal Cumhuriyet Mitingleriyle sıkı bir laiklik savunuculuğu yaparken... Şimdi onun koltuğunda oturan zat, Millet İttifakının Mutabakat metninin içine laikliğin "l"sini bile aldıramadı.
Dahası, dün Deniz Baykal sayesinde siyasetçi olan kişi; şimdilerde ona kaset komplosu düzenleyenlerle işbirliği yapıyor.
Başlıkta dedim ya, Hayat ibretlik hadiselerle dolu...