Hay sizi diktatörler yesin
İçeride ki kanı bozuklar sayesinde, koca imparatorluk, yıkılmaya hazır hale getirilmişti. Osmanlıyı ayakta tutmaya çalışan gerçek deha Abdülhamid’i önlerinde tek engel gördükleri için “diktatör” aşağı “diktatör” yukarı yalanları savurup durdular ve Abdulhamid’i alaşağı ettiler. Böylece Osmanlı yıkıldı ve Filistin’de oluşturulan Yahudi uru yayılmaya başladı. Bir avuç İsrail İslam dünyasına bela edildi... Gelelim günümüze:
Cumhuriyeti yıkmak ve Anadolu’yu pasta gibi
emperyalistlere pay etmek için önlerinde tek bir engel var o da
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ne yapıp edip, bu engeli ortadan
kaldırmalıydılar… Osmanlı ve Selçuklu gibi daha sağlam kök oluşturamamış henüz
100 yaşında ki bu genç cumhuriyeti yıkmak onlar için Osmanlıyı yıkmaktan çok daha
kolay olacaktı. Ama bilmiyorlardı ki; 100 yıllık cumhuriyetimizin temelleri
binlerce yıl önce atılmış ve devlet geleneğini asla kaybedilmemiştir…
Erdoğan’a;
şunu yapamadın, şunu beceremedin, bize hizmet edemedin diyemiyorlar, zaten
diyemezler de. Tek silahları; “diktatör, saray” başka
hiçbir şeyleri yoktur. Köprü diyemezler, yol diyemezler, hastane, ilaç, kitap,
uydu, teknoloji, silah vs. diyemezler çünkü bizde en alaları var. Nasılsa
Abdulhamid’i devirmek için anırdıkları türkü tutmuştu, aynısını kullanmak daha
kolaydı “diktatör, saray” Oysa diktatör
dedikleri; milletin tercihi başım üstünedir, ikinci tursa ikinci tur diyerek,
milletin iradesine saygıyı bir kez daha ortaya koymuştur. Ne diyelim? Hay sizi
diktatörler yesin; diktatörlere gelesiniz inşallah…
Yüz yılın işini 20 yıla sığdıran biri elbette
Türkiye’yi 250 yıl önceki kudretli yıllarına döndürecektir. Bu durumda
Cumhuriyetimize öldürücü darbeyi vurmak isteyenler, yeni Türkiye’yi tehdit
gördükleri için eski Türkiye tarzı siyaset yapanlara alan açmalıydılar ve
acilen Erdoğan’ı koltuktan indirmeliydiler… Unuttukları şey ise: İslam Âleminin birliği için gerekli ve zaruri olan
Erdoğan’ı Allah Müslümanların duasıyla o koltuktan indirmeyecek, hatta o
koltuğu daha kavi ve üzerindekini de daha zaferli kılacaktır.
Yakarış
Allah’ım; dostlarının lisaniyle, meleklerin, ağaçların
lisanıyla, taşların, bulutların, yıldızların, Kehkeşanların lisanıyla, bülbülün
– gülün lisanıyla, Yusuf’un, Yunus’un, İbrahim’in (as) lisanları ve Hz.
Peygamberimiz (sav)’in lisanıyla, Miraç’ın lisanıyla, acizlerin, kuru toprağın,
yavruların, masum ihtiyarların, şehit analarının – babalarının lisanıyla,
geçmişin – geleceğin, huşu ile zikredenlerin, vecde gelip pervane gibi
dönenlerin, tefekkürle perdeleri yırtanların, aşka gelen atomların lisanıyla
sana yalvarıyoruz: Vatanımıza sahip çık, bizi çakallara yem etme, emperyalist
yamyamların emellerine hizmet edenlerin ellerine düşürtme! Bizi ecdadımıza ve
şehitlerimize karşı mahcup etme… Allah’ım;
sandıklara menfaat değil, öfke değil, yürek atılsın ve bu cennet vatan
kazansın, al bayrak kazansın, gelecek yüz yıl kazansın zira dışarıda tetikte
durup, kaybetmemizi bekleyen Amerika – batı ve Siyonist alçaklar var…
Son söz: Erdoğan için diktatör ve saray diyenleri
tedavi altına almak ya da cebine para koyup, gerçek diktatörlerin olduğu yere
göndermek lazım çünkü bunlar çoğunluk hukukunu, millet iradesini tanımıyorlar;
demokrasiyi, cumhuriyeti ve tam bağımsızlığı sevmiyorlar… Yerli ve milli olan
her şey bunları kudurtuyor… Bunları
diktatörler yesin ama bunlar diktatörlerin midesine de oturur çünkü en
tehlikeli virüs bu emperyalist uşaklardır… Allah kurtarsın, ikinci tur
seçim hayırlı ve rekorlu olsun, şehit anaları ve vatan âşıkları kazansın.