Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2504.75
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Şubat 2023

Hatay gözlemlerim!

Geçtiğimiz cumartesi günü Hatay’daydım.Gözyaşlarıyla girdiğimiz şehirden gözyaşlarıyla çıktık. Bazen acıdan bazen şükürden ağladık. Çoğu bina yıkılmış. Yıkılmayan, zarar görmeyen bina neredeyse hiç yok. Hatay diye bir il kalmamış ortada. Enkaz şehri adeta.

O kadar çok yıkılmış bina vardı ki hala yetişilmeyen, dokunulmayan binalar vardı. Enkazın altında hala çıkarılmamış cesetler olduğuna inanıyorum. Sahipleri yok çünkü. Gelip “Burada benim bir akrabam var, bir yakınım henüz çıkarılmadı. Sağ kurtaramadık bari en azından cesedini çıkarıp bize teslim edin” diyecek kimse yok ortada. Çünkü onlar da ya aynı yerde ya da başka bir yerdeki enkazın altında. Ya yaralı çıkarıldılar ya da enkazın altında hayatlarını kaybettiler. Şehir kimsesizler mezarlığına dönüşmüş adeta. Sessizlik hakim; sadece akan gözyaşlarının sesi duyuluyor, hissediliyor. Şehri terk eden terk edene. Şehre giriş yapan yabancı plakalı araç sayısı çok fazla. Neredeyse Türkiye’nin tamamına ait plakalı araçlara denk geldim. Şehri terk eden araç plakası ise çoğunlukla 31 (Hatay) plakalı araçlar.Ağır hasarlı araçlarına bile binip şehri terk etmeye çalışan insanlar var.

Deprem yaşandığı gece adeta mahşer alanı gibi çığlıklar, bağırışlar, koşuşturmalar yaşanmış. Bir yandan yağmur yağıyor, her yer çamur ve yıkıl binalar diğer yandan yağmura ve çamura aldırış etmeden çıplak ayak kendini dışarı atıp canını kurtaran insanların akrabasına ulaşmanın telaşı. Gerçekten tam bir mahşer alanı gibi…

Çoğu akrabasına ulaşamamış. Ulaşabilenler şanslı olup, şükrediyor;“Rabbim evlatlarımı, anne babamı bana bağışladı” diye ağlıyor. Yakınını kaybeden acıdan, yakınını bulan şükürden ağlıyor. Kaybolan malın mülkün derdinde değil kimse; herkes can derdinde. Gözünün önünde yıkılan binalarda milyonlar değerindeki arabasını kaybeden insanlar canınıkurtardığıiçin şükürden ağlıyor.

Biz orda iken birkaç saat içinde o kadar çok artçı oldu ki anlatamam. Adeta beşik gibi sallanıyorduk. Gergin ve stresli hale geldim.Psikolojimin iyi olmadığını hissettim. Orada canını sağ kurtaran insanların psikolojisini ise hiç düşünemiyorum. O kadar büyük iki üç deprem yaşadılar o kadar çok acı çekmişler ki artçılar normal geliyor onlara, hiç yaşanmamış gibi davranıyorlar. Hatay’ı, Maraş’ı, Adıyaman’ı anlamak için oralara gitmek gerekiyormuş bunu anladım. Televizyondan veya basın ve medyadan gördüğümüz, okuduğumuz kadarı ile onları anlamak, anlamak değilmiş. Eksik oluyormuş bunu fark ettim. Güçlü empati duygularına sahip olsanız bile oralara gitmeden yeterli ölçüde onları anlayamaz, onların duygularına ortak olamazsınız.

Oralara gitmek, depremzede vatandaşlarımızın hayatlarına dokunmak gerekir. Bunun bir gönüllülük bir vicdan işi değil, insan olan kendini kul olarak gören herkesin üzerine düşen bir zorunluluk olarak görmeye başladım deprem bölgesi Hatay’da ilerlerken. Aradan neredeyse iki üç hafta, bir ay geçti diye düşünmeden imkanı olan herkesin deprem bölgesine gidip oraları görmeleri gerekiyor. Aldığınız her bir nefes için şükredersiniz. Hatay’da iken sahip olduklarım için oturup şükür namazı kıldım. Rabbime milyon kere hamdolsun hayatımızı bize bağışlamış, bu imkanları sunmuş, ailemizi çoluk çocuklarımızı anne babalarımızı bize bağışlamış. Bu bile büyük bir nimet değil mi? Dünyanın en büyük serveti en büyük armağanı değil mi? Daha ne olsun?

Hatay’a beş kişilik bir ekiple gittik. Depremde evleri yıkılmış, enkazın altında kalmış ama çok şükür sağ kurtarılmış akrabalarımızı ziyarete, acılarına ortak olmaya, teselli etmeye, moral vermeye gittik. Onları görünce gözyaşlarımı zor tuttum. Üzülmesinler, etkilenmesinler diye çoğu zaman gizliden gizliye sildim akan gözyaşlarımı. Aklıma direkt anne babam, eşim ve kızım geldi. Bazen sevdiğimiz insanların nefes aldıklarını bilmek bile insana iyi geliyor, şükür sebebi olabiliyor. Sahip olduğumuz her şey için hamdolsun rabbimize.
Hatay’da depremi yaşamış kıymetli Amcam, yengem ve çocukları. Rabbim size güç kuvvet versin. Dirayetinizi arttırsın. Hayatınıza hayat, ömrünüze ömür katsın inşallah. Rabbim bir daha size, ülkemize ve tüm Müslümanlara böyle bir acıyı, böyle bir felaketi yaşatmasın. Amin.