Hata yapana telafi imkanı
Cumhurbaşkanlığı seçimi için, “Yüzyılın Seçimi” diyenlerin mahcup olmadıkları bir süreç yaşadık. Özellikle birinci tur öncesi ittifaklar yapabilecekleri her şeyi yaptılar. Kimileri bununla yetinmedi;
Yapamayacaklarının da sözünü veren
oldu.
Sahip olduklarından daha çok sahip
olmadıklarının va’dinde bulundu. İlkesizlik diz boyuydu ve bunu sadece Millet
İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. 300 milyar dolar uyuşturucu parasını
getireceğini (ama sonradan CHP’liler bunun bir hayal ve temenni olduğunu
açıkladılar), KHK’lı herkesi göreve iade edeceğini vs vaat olarak sundu
Kılıçdaroğlu.
Milletin çoğunluğu buna inanmadığı
için %50+1 barajından uzak tuttu Kılıçdaroğlu’nu…
Ama kimileri için hülya devam ediyor.
Fantezi diyecektim ama değil, inanıyor “Müslüman
Muhalif!”
Niçin Millet Kılıçdaroğlu
Dedi?
Millet İttifakı bileşenleri havlu atmışken
kendilerini dindar ama muhalif dindar olarak lanse edenlerin Kılıçdaroğlu
hayranlığı bitmiyor.
Geçtiğimiz gün misafir olarak davet edildiğim
evde kendine “muhalif Müslüman”
denmesini isteyen eski şeriatçı, yeni CHP’ci bir akademisyenin “İlk turdan da anlaşıldı ki ikinci tur için
‘millet Kılıçdaroğlu dedi’ biz de anladık…” demesin mi?
Birbirimizi iyi tanımasak da bulmuşum bırakır
mıyım?
Dedim ki;
Avf edersiniz de ben bu konulara biraz
meraklıyımdır. Milletin nasıl Kılıçdaroğlu dediğini sizden dinlemek, öğrenmek
isterim çünkü “siz anlamışsınız”
dedim.
Bana bu sorunun cevabını vermek yerine hayat
pahalılığından, depremdeki aksamalardan, adaletsizliklerden dem vurdu.
Kendisine bu anlattıklarınız ilk turda oylandı
ve millet sizin gibi düşünmediğini sandığa yansıttı.
Millet pahalılığın var olduğunu kabul ederken,
bu pahalılığı aşan liderin de Recep Tayyip Erdoğan olduğuna inandığını
gösterdi, dedim. Ve kendisinden Kılıçdaroğlu’nun neden, nasıl, ne için milletin
teveccühünü kazandığını öğrenmek istediğimi ısrarla belirttim. Bana “Millet Kılıçdaroğlu dedi” dediniz. Bu
hususu açıklamanızı isterim ve bundan vaz geçmeyeceğim dedim.
Tahmin ettiğiniz gibi cevap veremedi. Muhatabıma,
“sizi zor durumda bırakmak istemem, ama bana
mutlaka ikinci tur ile ilgili milletin kanaatinin nasıl Kılıçdaroğlu’na
meylettiğini” anlatmasını ve bu savını ispatlamasını-gerekçelendirmesini
istedim.
İnanır mısınız, söyleyeceği bir tek madde
bulamadı.
Kendisine ben size yardımcı olayım dedim ve
anlattım:
Mesela;
Kılıçdaroğlu adaleti, hakkaniyeti nasıl
sağlayacağını anlatıp milleti ikna mı etti?
Mesela;
Kılıçdaroğlu iktidara geldiklerinde terörle
nasıl etkin ve daha iyi mücadele edeceğini anlattı da millet de buna ikna mı oldu?
Mesela;
Kılıçdaroğlu Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin
haklarını nasıl kararlı bir şekilde arayacaklarını, koruyacaklarını
anlattı ve böylece milletin teveccühünü mü kazandı?
Mesela;
Kılıçdaroğlu ekonomik sorunları hangi ekonomik
değerlerle, denklemle aşacağını ve ülke ekonomisini nasıl en büyük 10 ekonomi
arasına koyacağını anlattı da hepinizi ikna mı etti?
Mesela;
Kılıçdaroğlu ABD ve Avrupa’ya karşı ülkesinin,
milletinin hak ve hukukunu nasıl koruyacağını anlattı da en koyu Erdoğan
muhibbi bile Kılıçdaroğlu’na oy vermek mi istedi?
Mesel;
Kılıçdaroğlu Suriye ile yaşadıklarımızı ve
bundan sonrasını öyle şeffaf anlattı da kamuoyu tatmin olup Kılıçdaroğluna oy
mu vermek istedi?
Yok, Müslüman Muhalif artık CHP ve
Kılıçdaroğlu muhibbi. Savrulma dedikleri bu olsa gerek.
Muhatabımın muhterem eşlerinin dediği gibi:
Vallahi de
billahi de tallahi de Erdoğan’ın en kötü hali bile Kılıçdaroğlu’nun en iyi
halinden yeğdir, dedi ki yerden
göğe kadar haklıydı.
Evet,
Meselaları saymakla bitiremeyiz ancak yazımızı
bitirmek zorundayız.