Hasina'dan sonra Bangladeş
2018 yılında Bangladeş’te bir hafta kadar kalmak nasip olmuştu. Cemaat-i İslami partisinin liderleri Abdülkadir Molla, Muhammed Kamaruzzaman, Ali İhsan Mücahid ve Motiur Rahman Nizami idam çoktan idam edilmişlerdi. Milyonlarca üyesi olan Cemaati İslami hareketi yasaklanmıştı. Bangladeş’in başkenti Dakka’daki ilk günümüzde şehitlerin mezarlarını görmek istemişti. Mihmandarım daha ilk anda bunun asla mümkün olmayacağını söylemişti bana. Bir mezar ziyareti bile yapılabilecek ortam yoktu Bangladeş’te. Azınlığın egemen olduğu, Müslümanların sefil halde olduğu ülkede durum çok vahimdi. Döviz bürosuna girerken sandalyede oturan ve kıyafetinden Müslüman olduğu rahatlıkla anlaşılan bir kişi görmüştük. Müşteriler içeri girerken kapıyı açıyor sonra da kapatıyordu. Durmaksızın tekrar eden bir döngüydü bu. Rehberime iş yeri sahibinin neden sensörlü kapı kullanmadığını sorduğumda, bu yöntemin daha ucuz olduğunu söylemişti. Bir insanın kazancının bir sensörün tüketeceği elektrikten daha kıymetsiz olduğu bir ülke idi Bangladeş. İnsan emeğinin sonuna kadar sömürüldüğü, üzerlerine kilitlenen fabrikalarda yangınlarda kavrulan tekstil işçilerinin acı coğrafyasıydı oralar.
Bangladeş, 1971’de
Pakistan’dan zorla koparılsa da kaderleri birbirine hep yakın kalan coğrafyalar
oldular. Batı Pakistan’da dönemin Başbakanı Zülfikar Al Butto Butto, 14 Ağustos 1973'te ülkenin Başbakanı
olmuş, 1977 yılında General Ziya'ül Hak tarafından gerçekleşen askeri darbeyle
devrilmiş ve 1979'da da idam edilmişti. Kızı Benazir Butto 19 Kasım 1988 tarihindeki seçimleri kazanan Butto, ilk kez
bir Müslüman ülkenin kadın başbakanı olmuş, çalkantılı yönetim sürecinde
inişler çıkışlar yaşamış, suikast girişlerinden kurtulmuş ama 27 Aralık 2007’de
öldürülmüştü. Pakistan’da, erkek egemen bir toplumda yıllarca ülkesini demir
yumrukla yönetmişti.
Doğu Pakistan iken
Pakistan’dan ayrılıp Bangladeş olan ülkede Mart 1991-Mart 1996 ve Haziran
2001-Ekim 2006 tarihleri ülkeyi yöneten Begüm Halide Ziya, Bangladeş’in devet
başkanlığını yapan ve darbe esnasında öldürülen Ziyaur Rahman’ın eşiydi. Geçtiğimiz
günlerde devrilen Şeyh Hasina Vecid ise Bangladeş’te devlet başkanlığı yapmış
Şeyh Mucibur Rahman’ın kızıydı. Mucibur Rahman askeri darbeyle indirilip ailesiyle
birlikte öldürüldü. Şeyh Hasina ailesi katledilirken kız kardeşi ile birlikte
Almanya’da idi ve ziyaret onu katledilmekten korumuştu. 2008 yılında seçimlerle
iktidara gelip 16 yıldır faşist uygulamalara varacak kadar ülkeyi sert yöneten
Hasina Vecid Hindistan ile yakın ilişki halindeydi. Cemaati İslami’nin saygın
liderlerini asmakta tereddüt göstermedi. Ülkenin her yerine kendisi için
“insanlığın anası” olarak gösteren pankartlar assa da yükselen ekonomik kriz,
adaletsizlikler onun sonunu getirdi. 1971’deki bağımsızlık Savaşı’nda yer
alanların çocuklarına kamuda yüksek kota ayrılmasıyla başlayan gençlik
hareketi, iktidar geri adım atsa da durdurulamadı; bardağı taşıran son damlaydı
bu çünkü. Yüzlerce kişi olaylar esnasında katledildi. Binlerce sivil tutuklandı.
Gittikçe tusunamiye dönüşen dalgaların önünde duramayacağını anlayan Şeyh
Hasina Vecid, ülkesinden kaçarak Hindistan’a sığında. Pek çok milletvekili, iş
adamı da aynı yolu takip etti. Nobel
Barış ödülü alan Muhammed Yunus geçici hükümet için aday gösterildi. Ordu geçiş
sürecine ağırlığını koymayacağını hissettirdi.
Tüm bunlar yaşanırken
bir anda Hindu tapınakları yakılmaya, münferid şiddet olayları yaşanmaya
başladı. Cemaati İslami lideri Şefikur Rahman, üyelerine ve halka tapınakları
ve azınlıkları koruma çağrısı yaptı. Cemaat üyeleri günlerce tapınaklar önünde
beklediler. Hindu sosyal medya ağları şiddet dalgası havası varmış bibi
manipülasyona başlayarak Hindistan’ı Bangladeş’e müdahale etmeye çağırdılar.
Hatta daha ileri gidip Rohinyalı Müslümanları soykırıma uğratan, kırıp geçiren
Budist rahip Ashin Wirantu’nun “Nezaket ve sevgi dolu olabilirsiniz ama kuduz
bir köpeğin yanında uyuyamazsınız. Eğer zayıf
olursak, yurdumuz Müslüman olur.” Cümlesini alıntılayarak iç savaş çağrıları da
yapıladursun Cemaati İslami yetkilileri süreci soğukkanlılıkla yürütüyorlar.
Polislerin çekildiği bölgelerde trafik düzenini Diyobendi medreselerinden
talebeleri sağlamaya başladı.
Resmî rakamlara göre ülkenin %90.5’u
Müslüman, %8,5’u Hindu. Denklemler ve dengeler Hinduların psikolojik ve
ekonomik olarak hiç de azınlıkta olmadığını gösteriyor. Cezayir, Tunus ve Mısır
tecrübelerini gören Cemaat liderliğinin, yaşanan süreci serinkanlılıkla
değerlendirmesini, kırk yılın tortularını tek başına yüklenmeye çalışmamasını, ekonomik
ve siyasi olarak nüfuzunu artırmasını diliyor kardeş Bangladeş halkına refah ve
barış içinde bir gelecek diliyoruz.