Haset rüzgârında devrilmemek
Dilediğine dilediğin nimeti
verirsin. Çünkü bütün nimetler, hayırlar senin elindedir. Allah’ım…! Bazen
nimet verdiğin kardeşlerime karşı kalbimde haset rüzgarları esiyor… Oysaki bana
vermiş olduğun nimetleri görmeliydim. Payıma düşen nimetten razı olmalıydım…
Ama nefsime yenik düşüp kardeşlerimdeki nimetlere karşılık kalbimde
hoşnutsuzluklar oldu… Allah’ım! hakkını helal et!”
Kalbine haset rüzgarları esmeyen
insan var mıdır bilmiyorum… Bu bir sınavdır… Eğer Allah’u Teâlâ haset rüzgarına
karşı kişinin kalbini korumayı murad etmişse o kişi haset rüzgarına yenik
düşmez…
Kalplerimiz Allah’ın kontrolünde
olduğu için kalbe gelecek olan hastalıkların def’i de Allah’ın iznine bağlıdır.
Muhammed aleyhisselam:
“Allah’ım! Beni nefsime terk edecek olursan, beni;
-
Hatalara,
-
Acizliğe
-
Zayıflığa
-
Günahlara
sürüklemiş olursun. Ben de senin rahmetine muhtacım.”[1]
Ömer radıyallahu anhu:
“Allah’u Teâlâ bir kulu sevdiği zaman ona yardım eder. Bir
kulu sevmediği zaman onu yardımsız bırakır.”[2]
“Rabbim bizleri göz açıp kapayıncaya kadar kötülüğü emreden
nefisimizle baş başa bırakmasın!” Âmin.
***
Bir insanın bir başkasını haset etmesinin ne olduğunu ve ne
gibi zararlarının olacağını, haset etmenin kalbi fena halde yoracağını,
kardeşliğe ciddi manada zarar vereceğini ve bazen insanın, hasetlikten
kurtulmak istese de kurtulamadığını hayat tecrübemizden biliyoruz.
Şu an yeryüzünde nefes alan her bir insan ister alim olsun
ister olmasın ister islam davetçisi olsun ister bir abid olsun -fark etmeksizin-
muhakkak haset rüzgarına tutulup “haset nezlesi” olmuştur… Bu
haset rüzgârı ortam bulduğu an kalbe uğrar ve kalbi tokatlamaya başlar… Bu
tokatlama/sarsma/kasma bazen kısa sürer, bazen ayları hatta yılları bulabilir…
İnsanın gerek ibadet gerekse sosyal hayatını daraltan,
kardeşliğe zarar veren ve birçok haramların kapısını aralayan bir bela olan
haset hastalığından kurtulmak istiyorsanız acizane size güzel bir yol haritası
sunmak isterim…
Haset rüzgârı kalbinize geldiğinde ya bu rüzgârın size
misafir olmasından rahatsız olur, Allah’a dua ederek o rahatsızlığı def etmek
istersiniz ya da haset ettiğiniz kişiden o nimetin alınmasını şiddetli bir
biçimde arzularsınız… Bunun orta yolu yoktur…
Çünkü siz insansınız… En küçüğünden tutun en büyüğüne kadar
haramları işlemeye meyyal olarak yaratılmışsınız… İnsan melek değildir. İlla ki
hata yapacaktır. Ama önemli olan yaptığı hatanın nelere mal olacağını
bilmesidir.
***
Kıymetli okur…!
Şu dakika itibariyle herhangi bir kardeşinize karşı
kalbinizde derecesi düşük ya da büyük bir hasetlik varsa bunu hiç kimseyle
paylaşmayın demeyeceğim, çünkü bugüne kadar ben filana karşı hasetlik
besliyorum hocam diyeni hiç duymadım açıkçası:)
Ama yine de sen kimseye söyleme!...
***
[2] Sünnet ve Eser Ehlinin Akidesine Dair Risaleler, Neda yayınları, sayfa: 19
Feyzullah Karınca