Dolar (USD)
35.43
Euro (EUR)
36.50
Gram Altın
3053.00
BIST 100
10016.2
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Mart 2018

Hasan Celal Güzel Bey'le...

Rahmetli Hasan Celal Bey'in bir partisi vardı.

Ceberut 28 Şubat'ın, herkesin sindiği, sesini kıstığı, en karanlık günlerinde rahmetli Hasan Celal Güzel Bey, parti başkanı olarak darbecilere meydan okumuştu.

İşte o gün partisinin genel merkezini telefonla arayarak kendisiyle görüşmek istedim ama orada bulunmadığı için görüşemedim. Ancak kendisini tebrik ettiğimin, mücadelesinde arkasında-yanında durduğumun iletilmesini rica ettim.

Hasan Celal Bey nezaket gösterip ertesi gün öğle saatlerinde muayenehanemi aradı. Ankara'dan İstanbul'a doğru gitmekteyken, Bolu'dan aracından aradığını söyledi.

Muayenehanem çok kalabalıktı.

Telefonun sesini hoparlöre aldım.

Kendisine verdiğim desteğe teşekkür edip cesaretimden, desteğimden dolayı beni kutladı.

Aramızda geçen konuşmayı hastalarım da dinlediler.

Yaşanılan baskı atmosferini orada bulunan herkes daha bir hissedip daha bir müteessir oldular, hüzünlendiler

***

Osmanlı'yı kim yıktı?

Osmanlı'yı yıkan ne İngilizler, ne Almanlar, ne de Yahudilerdir.

Türklerdir.

Matbaanın gecikmesi asla gerilememizin nedeni değildir, sonucudur.

Bizim okuma alışkanlığımız olmadığı için matbaaya ihtiyacımız olmamıştır.

Laikçi yobazların söylediği gibi, ne bir kişi, ne de İslam, matbaaya karşı olmamıştır.

Matbaa ve teknoloji karşıtlığı, İslam'ı kötülemek için uydurulmuş bir hurafedir.

Matbaa geldikten sonra da okuma seferberliği falan yaşanmamıştır.

Gerilememizin en temel nedeni toplumsal kokuşmadır. Adaletin rafa kalkması, rüşvetin korkunç boyutlara ulaşması, herkesin devlete kapılanması, devlet imkanlarının peşkeş çekilmesi, devletin bir geçim kapısı haline getirilmesi, benim oğlanı maaşa bağlatsak ahlaksızlığı, on kişinin yapacağı işe yüz kişinin alınması, asker ocağının geçim kapısına döndürülmesidir.

Bu alışkanlıklardan arındığımız söylenebilir mi?

***

ABD ilah mı?

Türk halkı değil ama, Türk entelektüelleri (okur-yazar kesim) Batı'yı özellikle ABD'yi ilahlaştırıyorlar. ABD hapşırsa bunda bir hikmet arıyorlar, acaba ne hesapladı, ne planladı, niye hapşırdı? diyorlar. ABD'nin hesapsız bir adım bile atmayacağını vehmediyorlar.

Halbuki gerçek hiç de öyle değil.

ABD'de Batı ülkeleri de, hata da yaparlar, yenilirler de , rezil de olurlar.

Biz son 200 yılda batı ile her kapışmamızda acı yenilgiler yaşadık, yenilgi adeta genlerimize yerleşti.

Bir türlü ezikliği üzerimizden atamıyoruz.

Hep "Oğlum, Batı kim, sen kimsin, herkes haddini bilsin" yapıyoruz.

Ama realite hiç de öyle değil, köpekten kaçarsan seni kovalar, üzerine yürüsen köpek senden kaçar.

Düşman da öyledir.

Maceraya kalkışalım demiyorum ama özgüven lütfen!

Başarabilirsiniz!

Başarıyorsunuz da...

Ha gayret, az kaldı!

İnanıyorsanız, üstünsünüz!