Hasan Ali Toptaş deyince…
Kitap fuarlarının bir şehir için sayılamayacak kadar faydası vardır. Şehrin kültür iklimini zenginleştiren bu tür etkinliklerin son zamanlarda artarak devam ettiğini görüyoruz.
Geçen yıl ilki gerçekleştirilen Tokat Kitap Günleri, bu yıl da “yüz yazar ve bir milyon kitap” sloganıyla sürdürülüyor. Bu yıl daha farklı bir anlayış ve tema ile yola çıkılmış durumda. Azerbaycan’ın kuruluşunun 100.yılı olması nedeniyle Tokat Kitap Günleri’nin ana teması “Kardeş Azerbaycan” olarak belirlenmiş durumda. Bu vesileyle Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Hazer İbrahim, ünlü şair ve yazarlardan Sabir Rüstemhanlı, Alili Irade de fuarın katılımcılarından.
Tokat Belediyesinin tarihî ve kültürel bağlarımızı güçlendirme ve Azerbaycan-Türkiye kardeşliğini yaşatmayı amaçlayan bu girişimi takdire şayandır. Kültürel zenginliklerimize olan ilgisi ve desteğinden dolayı Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp Eroğlu’nu kutluyorum.
Tokat’ın son yıllarda kültürel anlamda çıkış yaptığını söylemek mümkün. Tokat Kitap Fuarı bu anlamda yüzlerce yazarı Tokat’ta okuyucusuyla buluşturuyor. Bu kapsamda Tokat’a ilk kez gelen ve son yılların en çok okunan yazarlarından Hasan Ali Toptaş 16.10.2018 Salı günü okurlarıyla buluştu. Kendisiyle birlikte yazar Ethem Baran da misafirimizdi. Saatlerce süren imza etkinliğinin ardından özel sohbet imkânımız oldu.
Hasan Ali Toptaş deyince en çok “Kuşlar Yasına Gider” eseri akla geliyor. Sevilerek takip edilen ve okunan Hasan Ali Toptaş, mütevazı kişiliği ve samimiyetiyle sohbetimizi unutulmaz kıldı. Tokat’a ilk kez geldiğini, büyük bir okur kitlesiyle karşılaştığını ve çok memnun olduğunu dile getiren Toptaş’ın her görüş ve kesimden okur kitlesinin olması ise başka bir başarı ve takdir konusudur. Fuarın organizatörü Ahmet Ortadeveci tarafından dile getirilen bir gerçek ise şuydu: “Bazı şehirler, bazı yazarları istemiyor. Ancak Hasan Ali Toptaş ismiyle gittiğimizde istisnasız her şehirde bir karşılık buluyoruz ve Hasan Ali Toptaş’a kimse itiraz etmiyor.”
Hasan Ali Toptaş’ın şu bakışı bir Türkiye gerçeğidir: “Bugün imzada en çok da başörtülü kızlarımız vardı. Başının örtülü olması beni ilgilendirmiyor, başı örtülü ama zihni açık. Önemli olan da budur.”
Bir yazar olarak toplumun tüm kesimlerince kabul gören Hasan Ali Toptaş’ı böylesi bir vasfa kavuşturan nedir? Bizler, siyasî ve sosyal olarak kamplara ayrılmışken ve toplumda ciddi krizler varken, bir yazar herkes kesimi, görüşü, inancı nasıl bir arada toplar? İşte bu gerçek sanatın gücüdür. Sanat, boş ve beyhûde bir faaliyet değildir. Hakikî sanatın ve sanatçının dar bir alanda ve sınırlı bir maksadı ve hesabı olamaz. Ön yargıdan, bağnazlıktan, aşırı tutuculuktan, politize olmuş görüşten ve şahsî menfaatten uzaktır sanatçı. O; insanın, insanî olanın ve sadece güzelliğin peşinden koşan bir avcıdır. Belki bazı zamanlar kendisini bile vurur ama insan onurunu, toplumsal uzlaşıyı asla vurmaz. Hasan Ali Toptaş’ın sanata bakışını da bu vesileyle öğrenmiş olduk. Oturduğumuz masada farklı görüşten ve siyasî anlayıştan insanlar vardı ama ortak derdimiz güzellikti, sanat idi.
Sohbetimizin bir diğer konusu ise meşhur Tokat kebabı idi. Özel ve mevsimlik bir yemek olan Tokat kebabını ellerimizle yedirdik Hasan Ali Toptaş’a. Sanırım kendisi de Tokat’ı unutmaz.
Hasan Ali Toptaş deyince, toplumun her kesiminin katıldığı ve sadece kitap aşkına bir çizgide buluştuğu, uzayıp giden ve saatlerce süren imza kuyruğu kaldı zihnimde. Bir de engin gönlü ve mütevazı kişiliği.
Gecenin acı haberi Kahramanmaraş’tan geldi. Türk edebiyatının “Beyaz Kartal” ve “Dede Korkut” lakaplı şair ve yazarı Bahaettin Karakoç (88), Kahramanmaraş'ta tedavi gördüğü hastanede dünya sürgününü tamamladı. Merhum Karakoç’a Allah’tan rahmet ve yakınlarına sabırlar diliyorum. Türk şiirinin bir çınarını daha kaybetmiş olduk. Umarım yaşayan diğer çınarların kıymeti bilinir.