Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.33
Gram Altın
2918.04
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Eylül 2020

'Harutyunyan' Bayraktar'dan Şikâyetçi!

Azerbaycanımız, arkasına “Büyük Şeytanlar”ı alan “Küçük Şeytan” Ermenistan’ı iyice bunaltmış durumda.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı’nın “22 Tank ve diğer zırhlı araç, 15 OSA HSS, 18 Drone, 8 topçu sistemi, 3 mühimmat deposunu imha ettik, 550 Ermeni askeri de ölü ve yaralı olarak etkisiz halde” açıklamasının “doğru” olmadığı yönündeki tezvirâtın etkinliğine son veren, Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ'ın sözde lideri Arayik Harutyunyan oldu.

“Türkiye yüzünden Karabağ’ın güneyindeki tüm pozisyonlarını kaybettiklerini, çok sayıda ölü verdiklerini ” açıklayan zâlim Haturyunyan, Azerbaycan’ın arkasındaki Türkiye desteğinden “şikayetçi” olurken, “Bayraktar teknolojisi”nin alandaki etkinliğine özellikle dikkat çekiyor.

Türkiye’nin modern savunma sanayiinin canlarına okuduğunu imâ ediyor!..

Evet…

Haturyunyan, “resmi” twitter adresinde Türkiye’den şikâyetçi olmuş.

Verdiği modern silah desteğinden dolayı “Uluslararası Toplum”a şikâyet ediyor “Türkiyem”i.

Bir vakitler, şikâyet diline sığınan bizdik her durumda.

Rakiplerimize “büyük güçlerin” yardım ettiğini, onların yardım etmemesi halinde “küçük rakiplerimizi” perişan edeceğimizi söyleyip dururduk.

Bugün “Büyük Güç”lerden biri de biziz ve bizim “yardımlarımız” da şikâyet konusu oluyor.

Aradaki fark:

“Biz mazlum halklara, mazlum devletlere destek veriyoruz.

BM’nin beşli çetesi ise zâlimlere, teröristlere!”

Beşli Çete ile destek verdiklerinin

Türkiye’nin “güç dengelerini” bozmasından “şikâyetçi” olmaları ne güzel, değil mi?

Evet, gittikçe büyüyen ve bugün artık “sayılı güçler arasına girmemizi” sağlayan Savunma Sanayimizin imkânlarını Azerbaycanlı kardeşlerimizin de istifadesine sunduk.

Harutyunyan’ın feryadı bizim onurumuz!..

Türkiye’nin gittikçe daha fazla caydırıcı hale geldiği ve Türkiye ile uğraşmanın gittikçe zorlaştığı yönünde “dış dünyada” bir kanaat birliği var.

Bu yüzyılın başlarında Anadolu’nun dört bir yanını işgal eden “Yedi Düvel”in Recep Tayyip Erdoğan’ın bir an evvel iktidardan gitmesini istemesi, bizim çok daha müreffeh, çok daha özgürlükçü, çok daha rahat bir ortamda yaşamamızı istemelerinden değil elbet.

Ellerinden gelse bizi bir kaşık suda boğarlar.

Bunu tarih boyunca denediler ama Allah’ın izniyle bütün saldırılarını püskürttük.

Her dönemde bir Lider taşıdı yükümüzü, o liderlerin kimimiz beğendik, kimimiz kızdık…

Bugün de, zaferlerimize liderlik edenleri kimimiz benimsiyoruz, kimimiz karşı çıkıyoruz ama tarihin hükmü değişmiyor…

Türkiyemiz, her zorlu durumda, her zorlu virajda büyük liderler çıkartabilme potansiyeline sahip.

Alparslan Han Lider, Fatih Sultan Mehmet Han

Lider, Abdülhamit Han’ın Lider, Mustafa Kemal Paşa Lider ve bugün Recep Tayyip Erdoğan Lider.

İnançlarımızın, ideolojilerimizin farklı olması “Liderlik” gerçeğini değiştirmiyor.

Karşı çıkışlar, tarihin hükmünü etkilemiyor.

Bugün de, “artısıysa eksisiyle” bir Lider, Türkiye’nin yükünü omuzlamış durumda.

Elbette hatadan münezzeh değil, elbette o da hatalar yapıyor, hatalara sürükleniyor…

Ne var ki…

Düşman oklarının işaret ettiği Sayın Erdoğan, beğenirsiniz beğenmezsiniz bugün için “Türkiye’nin haçlı ittifakı karşısındaki direnişine” Liderlik eder pozisyonda.

Gönül, böyle “tek kişiye bağlı ve bağımlı” bir tablo içinde olmamayı, memleketi yönetebilecek güçlü kadrolara sahip lider adayları arasından seçim yapma lüksüne sahip olmayı çok ister elbette.

Lâkin bu şimdilik görünmüyor.

Bundan dolayı, yazılarımızda kılı kırk yarmaya özen gösteriyoruz.

Böyle olunca da, farklı kesimlerden farklı tepkiler geliyor.

Kimileri, “kalemi keskin” bir yazar ve haberleri etkili bir gazeteci olduğumuz halde bazı “hatalar”a imza atıldığında eleştiri dozumuzu düşük tuttuğumuz için kızıyor.

Kimileri de bu zor süreçte “düşük dozlarla da olsa” eleştirdiğimiz için sitem ediyor.

Biz, bir yandan “söylememenin vebal yükleyeceğine inandığımız noktalara” dikkat çekiyoruz, diğer yandan da “Türkiye’ye zarar vermek isteyen çevrelerin ekmeğine yağ sürmeme” hassasiyetiyle hareket ediyoruz.

Bakın işte…

Filistinli kardeşlerimizin de, Suriyeli kardeşlerimizin de, Azerbaycanlı kardeşlerimizin de yanında olan bir başka ülke yok.

Türkiye’yi sindirebilirlerse, sadece Türkiye’nin değil bütün mazlum halkların işini bitirmiş olacaklar.

Bu öyle bir zor durum ki, bir yandan Sayın Erdoğan ile yürüyüşüne destek veren milyonlar arasına duvar örüldüğünü görüyorsunuz…

Diğer yandan da Erdoğan’ı alaşağı edip, yerine getireceklerinden “Türkiye’nin anahtarını alma” plânları yapan güçlerin faaliyetlerine karşı çıkmayı görev biliyorsunuz.

Sayın Erdoğan ile milyonlarca vatan evlâdının arasına örülen duvarlar, Erdoğan’ı alaşağı edip yerine getirecekleriyle “iş pişirmeyi” hedefleyenlere çalışıyor…

Bizler “Duvar Ustaları”nı mesajlarımızla aşmaya çalışırken…

Dağlık Karabağ’ın sözde Lider’i Ermeni Harutyunyan’ın ve diğer cânilerin feryatları takılıyor kulaklarımıza:

“Azerbaycan’ın arkasında Türkiye var. Bayraktar Teknolojisi’ni bize karşı kullanıyorlar! Zor durumdayız!”