Harbilik adına hasım olmak
Bu köşede siyasi konular yazdığım oluyor. Siyaset dediysem memleket ve millet meselelerini… Kırmadan, dökmeden yaraya merhem süren el hassasiyeti ile görüşlerimi belirtiyorum. Daha önce, “Yerli ve milli kimlik Berat Albayrak” konulu bir yazı kaleme almıştım.
Özetle ne demiştim?
“Bir ayağı kendi toprağında diğer ayağıyla Dünya’yı dolaşan yerli ve milli kimliklere sahip çıkmamız gerektiği üzerinde durmuştum.” Bu yazıdan sonra birçok yerden eleştiri aldım. Çoğu duygusal, tepkisel ve şartlanmış eleştirilerdi.
Söylentiye dayanan ithamların muhafazakâr ve AK Parti’li bilinenlerden gelmesi düşündürücüdür ayrıca. Bu tartışmalardan geçmişte zor, çileli ve ıstıraplı günlerden ders alınmadığı ve çabuk unutulmuş olduğu sonucuna varıyorum. Dahası hala kısa mesafeli ve günü kurtarıcı düşünüldüğüne, bu tartışmalı zamanlarda duyguların ve önyargıların aklın ve izanın önüne geçtiğine şahit oluyorum…
Sayın Berat Albayrak’a, ekonominin dümenine geçmesi nedeniyle kibarca da olsa yapılan eleştirileri haksız buluyorum. Anlık gaza gelme olarak değerlendiriyorum. Özetle;
Bu bilgi ve tecrübesiyle ekonominin başına getirilmesi erkenmiş, Sayın Cumhurbaşkanımıza yakın oluşu bu göreve getirilme nedeniymiş… Daha tuhafı, doların yükselmesini bile Sayın Albayrak’ın bu göreve getirilişine bağlayanları duyunca çok güldüm...
Peşinen ifade edeyim, bu eleştiriler hakkaniyet ve insaf ölçüleri sınırları içinde değil bir kere. Adaletten yoksun ithamlar...
El insaf diyerek...
Şu gerçeği hak sabine teslim edelim. Sayın Berat Albayrak Enerji Bakanlığı döneminde en başarılı bakanlarımızdan biriydi. Başarısı, karizması ve sorunlar üzerine kararlılıkla gitmesi onu şimdiki pozisyonuna layık kılmıştır. Alın teriyle hak etti diyorum.
Mümin olarak birbirimizi sevmek zorundayız. İmanımızın gereği bu… Kulaktan dolma şeyleri harbilik adına dillendirmek hasımmış gibi olur.
İmam-ı Şafii’ye sormuşlar;
“Fitne zamanında Hakkı tutanları nasıl anlarız?”
İmam Şafii demiş ki; “Düşmanın attığı okları takip ediniz, o sizi Hak ehline götürür.”
Ülkemize, milletimize ve değerlerimize saldırıların rüzgârına kapılanları aklıselime davet ediyorum. Bizim dışımızdakilere gösterilen hoşgörü ve iyi niyetin kendi insanımızdan esirgemesine bir türlü anlam veremiyorum.
Tamda burada “İFK” hadisesini hatırlatma gereği duyuyorum: “Hz. Âişe (r.a.) Validemize münafıkların reisi Abdullah bin Übeyy tarafından yapılan iftirayla kâinatın Efendisinin lekesiz, tertemiz mahrem hayatına dil uzatılmıştı. Bazı saf Müslümanlar tuzağa düşmüş ve olayı yaygınlaştırmışlardı. Hz. Peygamberimiz çok üzülmüştü, öyle ki Hz. Aişe validemiz baba evine gönderilmişti. İnen Nur süresindeki ayet ile Hz. Aişe validemizin günahsız olduğu ispatlanmıştı fakat Müslümanlar bu olaydan çok yara almıştı.”
Aramızdan küçük hesap yapanların saflarımızda ne büyük tahribata yol açabileceğini bilmeliyiz. Bu nedenle ölçümüz şu olmalıdır:
“Ey inananlar! Size fasık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
Bu ilahi uyarının üzerine daha fazla izahatta bulunmak patavatsızlık olur.
Sayın Albayrak’a tevdi edilen görevin öneminin ve yükünün ağır olduğu bilinmelidir. Her babayiğidin taşıyabileceği cinsten bir yük değildir bu. Emin olun, ekonomik mücadelemizden de başarıyla çıkacağız. Ülkemiz adına katlanılması gereken bir şey varsa kendi adımıza, katlanacağız… Hatırlayın, çok daha kötü şokları, çok daha kötü krizleri birlikte aşmıştık.
Bu atamadan Sayın Erdoğan’ın ekonomiye çok önem verdiğini, direkt kendisinin yöneteceğini anlıyorum. Allah korusun, bir başarısızlık halinde bulunduğumuz gemi su almaya başlar. Sizce bu ihtimali Sayın Erdoğan’ın göze alması mümkün mü, bugüne değin olduğu gibi hayır...
Son olarak, kuyruğuna takılıp gidilen yani bu konuyu sorun edip ve kıyamet koparanların niyetlerinin; kimlikleri ve zihniyetleriyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Onların hiç bir zaman yerli ve milli olmadıklarını bilelim.
Hep düz yolda yürümeye alışık olanlar ilk karşılaştıkları tümseği aşmakta zorlanırlar. Bizler, ne tümseklerden geçtik ne engeller aştık. Bu ekonomik krizi de aşacağız Ya Hu...
Yeter ki, sabredin ve kimseye hasım olmayın...