Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Haram paradan ölümcül hastalığa

Aslında iplik ticareti ile meşgul olan küçük çaplı bir tüccardı. Fakat belki beceriksizliği belki de ülkenin ekonomik sıkıntılarına bağlı kriz sonucu işleri iyi gitmedi. Kıt kanaat geçiniyor, yoksulluk sınırına yaklaştığı oluyordu.

Derken Rabbim ‘yürü ya kulum’ demiş olacak ki kamu ile iş yapmaya başladı. Kritik ihaleleri alıyor, maddiyatını artırdıkça artırıyordu. Derken Türkiye’nin sayılı zenginlerinden oldu. Keyfi yerindeydi, paraya para demiyordu. Giderek de değişik sahalara el atıyor, servetini büyütüyordu. Fakat doymak bilmiyordu.

Daha genç yaşta sayılırdı. Değişik rahatsızlıkları ortaya çıkmaya başlamıştı. Gittiği hekimler ona kanser olduğunu söylediler. Teşhis konulduğunda ameliyat aşamasını geçmişti. Ancak ışın tedavisi ve ilaç terapi uygulanabilirdi. O tedavilerden yararlanma şansı sınırlıydı.

Kahramanımız ölümün soğuk elini ensesinde hissediyor, morali kaçıyordu. Ölümünün yaklaşmasını kabullenemiyordu. İçin düştüğü durum ona oldukça zor geliyor, bir türlü inanamıyordu. Daha servetini yeni etmişti. Uzun yıllar topladığı mallarını yiyeceğini planlarken bu kadar parayı mülkü nasıl bırakacaktı? Daha yaşamanın tadını da yeterince alamamışken üstelik.

Hadisenin gelişimini bana anlatan bir ortak dostumuz, “O kadar çok haram dünyalık elde etti ki bunları yerken bedeni kaldıramadı ve yedikleri kansere dönüştü” diye rahatsızlığını izah etti.

Gazetelerde resmini gördüm. Bir toplantıya katılmış, orada çekilmiş resmi internette yayınlanmıştı. Zayıflamış, kemoterapi etkisiyle olacak, saçları dökülmüş, beli bükülmüş, yüzündeki o mağrur ve mutlu ifade kaybolmuştu.

Gayrimeşru yoldan edindiği serveti yiyemeden sağlık sorunlarıyla boğuşur hale gelmişti. Haram para ona yar olmamıştı. Tabi esas hesap ahirette idi.

Bütün hayat hikâyeleri ibretlerle doludur. Kahramanımızın hayatı da bizlere ibrettir. Yeter ki anlayalım, kendimize dersler çıkaralım.