Hannibal’a Saklı Mektub
Hanibal, bir ömür nasıl heder edilir İber Yarımadasında sonra İtalya’da. Tarihi yazan sen değilsin, coğrafyayı da. Ne Romalılar seni sevdi ne de Romalı tarihçiler. Siculus’a kim inanır. Çiçero ise başka başka yazardı seni ve Kartaca’yı. Seni sevecek olan da ben değilim.
Bir gün sabah vakti surlarla kuşatılmış ve limanla çevrili Kartaca’dan yola çıktın. Babana verdiğin bir sözün vardı. Romalıları asla sevmeyecektin. Bu can nasıl gömülür Avrupa’ya demiştin. Gömülmedin de oralara. Ortadoğuya, Anadolu’ya dayandın. Dayandın da dayandın. Nihayetinde İstanbul yakınlarında Gebze’de gördüler izini. En azından Romalı tarihçiler bunu bilmiyor. Senin asrını kirletenlerle benim asrımı kirletenler hep aynı zihniyetin ürünü Hanibal. Onların suratına nasıl tükürülür.
Dünyanın kirli tablosunda çok yaşamak anlamlı olmasa gerek Hannibal. Bu kirli tablonun büyük aktörü İskender’den de bahsedeceğim biraz. Hannibal, İskender ki bütün Akdeniz sahillerini biribirine benzetti. Bütün halklar, şehirler Akdenizleşti.
Hannibal, İskender’in ölümünden sonra daha yarım asır geçmedi ki sen Makedonya’dan Doğu’ya yapılan akını kuzeye çevirdin. Hellenizim, seni de etkilemişti. Hamilkar, Kartaca adına İskender’e elçi olarak gitmişti. Çünkü yanı başında Tyre şehri yağmalanmıştı. Hamilkar da senin gibi zeki idi. Makedonya’da İskender’in Kartaca üzerinde düşündüğü planları, tahta tabletlere yazıp balmumuyla Kartaca’ya göndermişti. Fakat Kartaca’ya döndüğünde onu vatan haini olarak idam etmişlerdi.
Hannibal, Kartaca’yı İskender’in hışmından Hamilkar kurtarmıştı. İskender ki Pers ordularını dört beş defa yenmişti. Hem onun tarihçileri vardı hem de Perslerin. Dârâ, büyük bir komutandı ama İskender onu yendi. Dârâ, bütün Anadolu’yu Avrupa’yı alacakken yenildi. Kaderin de üstünde bir kader vardı. Unutma ki güneş batarken ay doğar, bazen hilale bazen de dolunaya kalb eder. Ve İskender, Kartaca’ya yönelecekti ki otuz üç yaşında aniden ölümü Kartaca’yı onun gazabından korumuştu.
Hannibal, sen doğarken Kartaca, büyük bir şehir devletiydi. Roma ise, bu şehir devletini eline geçirmek için fırsat kolluyordu. Birinci Pön savaşında Roma’ya karşı ağır bir yenilgi ile birlikte baban Hamilcar Barca’yı da kaybetmiştin. Baban, Barcelona şehrini de kuran büyük bir komutandı. Ve sana Barcelona’yı ve Kartaca’yı sakın Romalılara verme diye tembihlemişti. Barcelona, ismini babandan almıştı. Ve sen İber yarımadasındaki orduların başına geçince Barcelona’yı daha yakından tanıyacaktın. Ve sen Barcelona’dan sonra tüm İspanya’ya ve Portekiz’e hakim oldun. Bütün İber yarımadası senindi artık.
Aslında yer yüzü, sana, babana, İskender’e hatta Romalılara’a yeterdi. Ama devlet aklı, devlet zihniyeti, yendikçe yenen, yenile yenile büyüyen zaferlerle büyüttü sizi. Filler üzerinde Alpler dağlarını geçişi resimlemişti ressamlar. Senin filin Alpler dağından daha büyüktü. Aslında haklıydı ressamlar, senin ufkun Alpleri aşacak bir ufuktu. Sen ki doğrudan Roma’ya saldırmaya karar vermiştin. Daha önce İspanya’yı aldığında Roma İmparatoru, kızmış ve Kartaca’ya iltümatom vermişti.
Ya Hannibal’i ya da sizi? Biz gelir, alırız!”
Hannibal, 219’un Eylül ayında yüz bin bin asker ve 37 fil ile Alplerde yürüyüşe başladın.Gah Alpler ile mücadele gah yoldaki kabileler ordununun yarısını yok etti. Fillerin de yok olmuştu. Sadece senin bindiğin fil, seni Roma önlerine kadar taşımıştı.
Roma ordusunu önce sen yaktın, sonra Neron... Neron, seni de can evinden vurmuştu. Kardeşinin kellesini almış ve sana göndermişti. Ve nihayetinde Romalı komutan Roma’yı Hannibal tehlikesinden kurtaran Scipio,”Africanus” ünvanını almıştı. Sen, Roma’ya girmemekle kendini cezalandırdın. Güya Roma’yı senin tehlikenden kurtaran Scipio, “Africanus” ünvanını almıştı.
Roma’ya, Romalılara mağlup olmak sana zor geliyordu Hannibal. Senin tehlikenden korunmak için Roma, Kartaca’ya baskı üstüne baskı yapıyordu. En sonunda Suriye civarında sürgüne gittin. Gebze yakınlarında yine Roma’ya saldırı düşünüyordun ki olmadı. Romalılar etrafını sardığında kendini öldürdün. Sen öldün Kartaca da Roma’nın bir şehri oldu.
Ah Hannnibal, seni düşmanın değil, ihtirasların yendi. Sen ki tarihte savaş sanatını en iyi bilen komutandın. Seni Gazi Mustafa Kemal de örnek almıştı. Kurtuluş savaşı ve Yunanlılarla yapılan muharebelerde senin savaş taktiğin uygulandı ve savaş kazanıldı.
Senin hatıranı yeryüzünde yaşamak isteyen bir komutan daha vardı. O da senin soyundan gelen Libya lideri Kaddafi’ydi. En küçük oğluna Hannibal ismini vermişti. Ama süslü oğlu Hannibal, babasının ve hayallerinin çok gerisindeydi. Ve Kaddafi de senin gibi ihtiraslarına yenildi, gitti.
*Hannibal-Helenistik Bir Hayat Eve MacDonald,Türkçesi Faruk Uysal,Hece Yay. kitabını okudum.