Hamakat Seviye Tesbit Sınavı

Dün yine büyük coçkuyla, huşu00fb içinde 'ulu önderin' bizlere armağan ettiği, gençlik ve spor bayramını tüm yurtda, dış temsilciliklerde ve elbette Yavru Vatan Kıbrıs'da idrak ettik.

Minarelerde sela, camilerde mevlit okunmadı tabii. O köhne zihniyet, beyni sulanmış hafız adeti olduğundan, Ebedi ve Milli Şefler bize, faşist oligarşik umdeleri daha uygun bulmuşlardı.

Gençlik deyince biraz yavan oldu, zira az karta kaçtık, pek bize hitap etmedi! Faşist yönetimlerin beton yüzünü gösterdiği ruhsuz nursuz Ankara binalarının(mimari dersek ayıp mı olur, diye tereddüt ettim de accık!) uzantısı gösteriler çok şükür mazide kaldı.

Yoksa, o coşku dediğiniz duyguyu gösterilere katılmak zorunda bırakılan çocuklara, aman işte yeniyetme gençlere soracaktık. Tabii duyacağınız küfürleri ne kadar hazmedebilirsiniz, onu da meşrebiniz belirler!

23 Nisan'da hap kadar çocukları saatlerce hiçbir şey anlamadıkları bürokrasinin kendini tatmin için attıkları nutuklara muhatap eden zihniyet, ergenlere daha güzel 'süprizler' sunuyordu.

Gençlik kısmını atlasak 'spor' kısmında takılıyoruz! Sahi 'spor bayramından' kasıt ne ve nasıl bir ihya sözkonusu. Zira sözden öte bir eylem göremiyoruz! Yoksa kasıt, yapılan akrobatik cambazlıklar mı!(Siyasetde değil ha!)

Sonra, neden 19 Mayıs, neden Samsun! Neden 16 Mayıs değil yahut 9 Eylül. Veya Sivas'da Manda isteyen 19 Mayıs'da Samsun'a ayakbasan sarı saçlı mavi gözlü kurtla aynı kişi değil de biz mi yanlış biliyoruz! Yoksa, o manda dedikleri, kuzu çevirme gibi birşey mi!

Geçen belgeselde tesadüf ettim, iki kurt, Amerikan Manda sürüsüne saldıryordu, öyle birşey zahir.

Kimileri bu ulvi duygular içinde terennüm ettikleri 'hadiseyi kutsiyeyi' ışıklar içinde gökten inen kurtarıcı olarak tasvir ediyor. Halbuki biraz ayağımızı yere basınca öncesinde cihan harbinden çıkmış ulusun çaresizliği duruyor.

Cihan savaşının 100. Yılı münasebetiyle Batıda çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Ve fakat tıpkı zamanında olduğu gibi şu an da pek Türkiye'de telaffuz edilmiyor. Çünkü 'yancı' görülen aktörler, kendini öne çıkarmazsa 'yanda' kalmaya devam eder anlayışı hakim.

Bazı paşaların 'cihangirlik' hevesiyle, serserilik yapmak için koskoca imparatorluğu harcadığı savaşa, maalesef ki maalesef, bile isteye girdik ve bize neticesi 19 Mayıslar oldu, hasılı.

Şanlı tarihimizin yapraklarında İstanbul'un fethi dahi bir şehzadenin sünnet düğünü kadar muteber görülmez, sıradan algılanırken, düştüğümüz bu acı vaziyete, bu kutlamalar az bile!

Siz Erdoğan'a neden karşılar sanıyordunuz!

***

Bu pazarda canlar satılırmış Dostum. Zalim için her dem heyu00fbladasın, u00eeman dolu göğsünle şahikadasın
Yazarımız Yakup Köse'nin yanındayız.

@yusufserce twitter.com/yusufserce