Halkı ezen tanklara selam duranlar
“Şartlar oluşmuşsa darbe meşrudur.”
“Köprüyü tutacaksın, İstanbul’a çökeceksin.” diyenler üç yıl önce bugün kahroldular.
Karanlığı aydınlığa dönüştüren Allah’a hamdolsun.
Zilletin ve nefretin köprüleri, yolları kestiği gece şehadete erdiler Ömerler, Erollar, Ayşeler…
Üç yıl önce bugün “Milletten başka bir güç tanımadım ben bugüne kadar.” diyerek milletini meydanlara, seferberliğe çağıran bir Cumhurbaşkanı’nın öncülüğünde yeni bir kurtuluş destanı yazdı bu millet.
Ama öte yanda zehirli bir yılan gibi kıvrılarak tankların arasından sıvışıp ihaneti naklen izleyen ve kendisine ihanet görev tebliğini bekleyenler de vardı.
15 Temmuz işgal gecesinde halkı ezen tankların selam durdukları, şimdi S400’lerin alınmasına karşılar.
15 Temmuz, ezelden ebede süren bir ihanet girişimidir. Hak ile batılın mücadelesidir. Bundan dolayı bu mücadele de ihanet de bitmez. Bunu bilerek her zaman uyanık ve güçlü olmalıyız.
Tarihten ibret almalıyız.
Altı yüz on dört yıl önce (22 Temmuz 1402) de aynı yerde ihanete uğramış bir toplumuz. FETÖ’nün ihanetini kustuğu Akıncı Üssü’nün 1990’lı yıllardan önceki adı ‘Mürtet’ idi. (dinden dönmüş) Şimdi eski adını tekrar aldı. O gün Yıldırım Beyazıt’a ihanet edenlerin artıkları, 15 Temmuz’da bir kez daha iğrenç yüzlerini gösterdiler.
İhanet süreci işliyor. Şimdi iktisadi ve siyasi argümanlarla faizle, döviz kuruyla, ekonomi notunu düşürerek, halkı mültecilere karşı kışkırtarak saldırıyorlar.
Türkiye, tarihin yüklediği bir misyonla bu açık ve gizli saldırılara göğsünü siper ediyor.
S- 400’lerin alımında gösterdiği dik duruşla Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sadece bu Anadolu coğrafyasının değil, tüm mazlumların da medarı iftiharıdır. Ne ABD ne Avrupa ne de NATO’nun tehditleri engelleyebilmiştir. Türkiye, gerçek manada bağımsız bir ülke olduğunu ortaya koymuş, şer planları, tuzakları darmadağın etmiştir.
Bu açıdan 15 Temmuz, aslında hainlere kol kanat geren, darbeleri planlayan, terör örgütlerini en modern silahlarla donatan NATO’ya ( müttefiklerine) karşı Türkiye’nin mücadelesidir.
NATO üslerinden kalkan tanker uçakları 15 Temmuz’da darbecilere Ankara semalarında yakıt ikmali yaptı. FETÖ, TSK envanterinde olmayan NATO silahlarını kullandı.
15 Temmuz tarihin seyrini değiştirmiştir. O gece Türk milletinin şahsında bütün mazlumlar, çağdaş Firavunların suratına hakikati haykırmıştır. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe1 ve Pençe 2 Harekatları 15 Temmuz’dan güç almıştır.
6 Temmuz 2019’da ( daha dokuz on gün önce) terör yandaşları Türkiye’nin Suriye sınırının dibinde Kamışlı – Amuda’da toplandılar. Bu toplantıda Gezi’de, 17-25 Aralık’ta ve 15 Temmuz darbe girişiminde attıkları Türkiye ile DEAŞ arasında işbirliği olduğu iftirasını dillendirdiler. Pençe 3 de buradan başlatılmalı…
“Gerici yazar Mehmet Şevket Eygi öldü” ve “Gerici yazarın tabutunu Erdoğan taşıdı” manşeti tam da bu toplantıya uygun düşmektedir. Ne hazindir ki Merhum Eygi’nin bazı arkadaşları bu zihniyetle ‘dirsek teması’nı sürdürüyor. Gaflet ve dalâlet böyle bir şey olsa gerek.
15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişi; istikrarını, istikbalini ve istiklalini güvence altına almış, güçlendirmiş, bunun sonucu olarak bugün her türlü savunma sistemini geliştirebilmiş, kurabilmiştir.
O gece, ebedi bir gece olmamışsa elbette Allah’ın yardımıyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği ve milletin cesaretiyledir.
O gece, hainlerin maskeleri düştü.
O gece Atatürk Havalimanı’nda halkı ezen tankların selam durduğu zevatı çok iyi tanımalıyız. Bu zevat, darbelerin, zulümlerin uygulayıcısıdır. Planlayıcısı ise bu topraklarda değil; ‘üst akıl’… Bu zevatın Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır, Libya ve Yemen’de versiyonları var. İlahları: Para.
Üstat Eygi’nin ruhu şad olsun.
