Halk bedelli istiyor mu?
Siyasi gündemin yoğunluğu sosyal meselelerimizin bir kısmının geri planda kalması ya da ciddiye alınmaması sonucunu doğurabiliyor. Üstelik sadece içte değil Ortadoğu'daki siyasi denklemin karmaşıklığı ve her an değişebilir olması ülkemiz için yeni sorunlar doğurabildiği gibi dış siyasetin daha bir önem kazanması anlamına da geliyor.
Bölgenin ateş yumağı haline gelmesi, değişen dengeler, İŞID faktörüne bağlı ortaya çıkan sorunlar derken dış siyaset, içteki etkisini artırıyor. Öte yandan yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri, belirlenen çatı adayı, AK Parti'nin adayının kim olacağı yönündeki varsayımlar, sonrası için yapılan öngörüler derken hızlı ve baş döndürücü bir siyasi gündemde sürüklenmekteyiz.
İç ve dış siyasetin hızı bir yana, önemli dönemeçlerden geçilmesi de özellikle basın-yayın camiasındaki herkesin dikkatini siyasete çekmiş durumda. Bunda yadırganacak bir durum yok elbette. Lakin uzunca bir süredir siyasete odaklanmış olmamız içteki birtakım talepleri, sorun ve beklentileri görmemizi engellenmemeli.
İşte bu minvalde zikredilecek konulardan birisi de bedelli askerlik talebi. Bedelli isteyen gençlerimiz oluşturdukları platform, güçlü ve dinamik iletişim, dayanışma ve işbirliği neticesinde seslerini sosyal medyada duyurabiliyor olsalar da diğer alanlarda çok da görünür oldukları söyleyemeyiz.
Siyaset merkezine ve basın-yayın camiasına yeteri kadar ulaşamadıkları gibi gerekli desteği alamadıkları da belli. Bunda, toplumun genelinde, bedellinin zenginlere imtiyaz sağlayan adalete aykırı, ayrımcılık uygulaması olduğu yönündeki bir kanaatin etkisi olduğunu da kabul etmek gerekir.
Oysa bedelli platformu, talepleriyle zengin kesimlerine hitap edecek kısmı bir uygulama yerine daha çok kişiyi kapsayacak bir uygulama istemekte. Yaş ve ödenecek miktarı düşürerek çok sayıda gencin bu imkandan yararlanması umudunda. Orta ve alt gelir seviyesine sahip gençlerin yararlanması planlanan, bu yönde oluşturulan talepler var.
Çoğu bedelli taliplisi bu parayı borçlanarak ödeyeceklerini ifade ediyor zaten. Bir kısmının eğitim hayatını sürmesi bir kısmının iş hayatına atılması bir kısmının ise ailesel sorunlara bağlı olarak bedelli askerliği hayat-memat meselesi olarak gördüklerini de hatırlatalım.
Bakaya durumundaki 750 bin kişinin GBT'de aranması yaşam alanlarını daralttığı gibi ortaya birtakım sıkıntılar da çıkarıyor. 2011 yılındaki bedelli uygulamasından yaş ve ücretin yüksek olması nedeniyle yaralanamayan bedelli platformu üyeleri, tecilli olanlarla beraber 1 milyon kişinin bedelli beklediğini ifade ediyorlar.
Bedelli bekleyenlerin 150 binini küçük ve orta büyüklükteki işletme (KOBİ) sahibi olanlar oluşturuyor. Bedelli yasası çıkmazsa bu işletmelerin kepenk kapatacağı, en azından sekteye uğrayacağı belirtiliyor.
Bedelli bekleyenlerin 100 bini kamuda çalışırken 650 bin kişi özel sektörde çalışan ve işveren konumunda. Özel sektördeki 150 bin işverenin yaklaşık 750 bin kişiye istihdam sağladığı iddia ediliyor. KOBİ'lerin yıllık 15-20 bin TL ödediklerinden hareketle bu işletmelerin kapanması halinde 3 milyarlık bir vergi kaybından da bahsedilebilir.
Bedelli isteğinin ekonomik yönünün dışında çeşitli ailesel ve özel şartlardan dolayı bunu isteyenler olduğu da görülüyor. Ayrıca GBT ile aranan gençler, yakalanma korkusuyla oy kullanmaktan da kaçınıyorlar.
Bedelli bekleyenlerin sayısı 750 bin olsa da aileleri, işçileriyle birlikte düşünüldüğünde rakam hızla katlanıyor. Çeşitli yollarla bizlere ulaşan ailelerin de çeşitli mazeret ve gerekçelerle gençleri desteklemeleri bedelli beklentisinin bu rakamların çok üstünde olduğunu gösterir. Umarız iç ve dış siyasi yoğunluk bedelli talebindeki insanlarımızın seslerin işitilmesine mani oluşturmaz da bu insanlarımız muştulu haberi tez zamanda alırlaru2026