Halı Bombardımanı
Emperyalizm işlediği günahları mazlumların sırtına yüklemekte bugüne kadar mahir davrandı. Afganistan’da da aynı şeyleri yaşıyoruz. Rusya, işgal boyunca (1979-1988) katlettiği 2 milyon Afganistanlı yetmiyormuş gibi çekilmek mecburiyetinde kaldığında yola, tarlaya, dağa, taşa döşediği on binlerce mayınla en az 1,5 milyon Afganistanlıdan sakatlar ordusu oluşturmuştur.
1992-96 yılları arasında yaşanan iç savaşın ardından Taliban
Afganistan’ı 1996-2001 yılına kadar, yani ABD’nin işgaline kadar yönetmiştir.
ABD, işgalden önce Taliban’dan, El Kaide’nin tüm liderlerini teslim etmesini,
hapsedilen ajanlarını serbest bırakmasını, gazeteci, diplomat ve yardım
görevlisi kılığında kendisine çalışanları korumasını, terörist olarak
nitelediği eğitim kamplarını kapatmasını, terörist olarak niteledikleri ve destekçilerini uygun makamlara teslim
etmesini, terör kampı olarak tarif ettiği kampları teftiş için ABD’ye tam yetki
vermesini istemişti. Afganistan’ı ben yöneteceğim anlamına gelen bu istekler
reddedilince işgal süreci başladı. 20 yıllık işgal sürecinde kaç
Afganistanlının öldürüldüğü, işkenceye tabii tutulduğu, hapsedildiği kimsenin
umurunda oldu mu? Mesela ABD’nin mağlubiyete her yaklaştığında kullandığı
B52’lerle halı bombardımanında öldürülen sivillerin hesabı tutuldu mu? ABD’nin
kendi hesaplarına göre, 66 bin savaşçı, 47 bin sivil bu halı bombardımanlarında
katledildi. Sadece 2019 yılında 847 çocuk öldürülürken 2 bin 275 çocuk
yaralandı. Geçtiğimiz yıla kadar en az 26 bin çocuk ABD’liler tarafından
katledildi.
Terör ABD’den sorulur
Yukarda sıraladığımız beş maddeden sadece ilkini Türkiye, yıllardır
ABD’den istiyor da ne oluyor. Terör örgütü PKK ve FETÖ mensuplarını teslim ediyorlar
mı? Terör örgütlerine lojistik, silah, mühimmat, eğitim yardımını kesiyorlar
mı? ABD’nin muhalefet ve sosyal medya üzerinden verdiği cevap, Türkiye
otoriterleşiyor, İhvancı yönetim var, Osmanlı hayalleri kuruyorlar, gazeteciler
hapiste, hukukun üstünlüğü yok, muhalifler ötekileştiriliyor….
Talibanla varılan anlaşma gereği palas pandıras askerlerini
çeken ABD Kabil Havalimanı’nda oluşturduğu kaosu da fırsata çevirmekte
gecikmedi. Taliban’ın Kabil’e girmesi ile
sosyal medya hesaplarından yayılan ABD’nin 30 bin Afganlıyı ülkesine
kabul edeceği haberleri üzerine insanlar havaalanına akın etti. 1109 kuyruk
numaralı nakliye uçağına tutunanlar, uçağın ezdikleri, uçaktan düşenler
üzerinden de, tşörtler bastırarak 11 Eylül saldırılarının rövanşını aldığını
ilan etti dünyaya.
Biden, dostlarını sattı
ABD çekilirken de kazandı mı, sorusu sorulmaya başladı. Evet
ABD mağlubiyetten de zafer ürettiğini NATO genel sekreterinin basın
toplantısında gördük. 20 yıldır Afganistan’ın zenginliklerini 30 ülke ile
beraber çalan ABD bu hamlesiyle diğer ülkeleri sırtından atmış oluyor. Tahliye
operasyonları NATO’nun beşinci maddesinin tabutuna sağlam bir çivi çakıldığının
göstergesi oldu. Almanya’sından, Finlandiya’sına, Avusturya’sından Fransa’sına
bundan sonra başınızın çaresine bakın mesajı verildi. NATO toplantısında en çok sorulan soru,
ABD’nin kuyruğuna takılan ülkelerin kendi istihbaratlarını kullanmadıkları için
rezil oldukları ve bundan sonra ABD’ye ne kadar güvenecekleri oldu.
Birçok yorumcu, Taliban’ın Kabil’de başkanlık sarayını
basması sonrasında verdiği fotoğrafta, Taliban ilerleyişinde Pakistan
istihbaratı kadar ABD’nin de etkin rol oynadığı görüşünde. Fotoğrafta silah
tutanların Taliban elbisesi giydirilmiş Blackwater (paralı katiller sürüsü)
üyesi olduğu görüşüne sahip. DEAŞ’ı önce
kurdurup, sonra da kontrollü kaos oluşturarak dünyada İslam düşmanlığıyla terör
örgütlerine alan açan Pentagon aklı, Afganistan’da da Taliban üzerinden aynı
oyunu oynuyor. ABD başkanı Biden, Afganistan’da asker çekmeye mecbur olduğunu
ya Taliban ile savaş veya anlaşmaya uymak zorunda olduğunu belirterek,
babasının ‘herşeyle meşgul olursan hiçbirşey yapamazsın’ tavsiyesini
hatırlatarak, dikkatlerini bundan sonra Afganistan yerine, Suriye, Somali,
Afrika ve Akdeniz’e vereceklerini söylüyor. Biden, birinci hedefinin
Türkiye’nin çıkarları olduğunu gizlemiyor.
Paralı askerler Taliban içinde
NATO genel sekreteri, dünyada değişen güç dengesine,
Rusya’nın saldırgan tutumu ve Çin’in yükselişinden bahsederek, Afganistan’da kendileriyle
çalışan 800 kişi olduğu, 200 Afganistanlının da kendilerine çalıştığı için
acilen tahliye edilmesi gerektiğini söylüyor.
Diğer ülkeler de
kendileriyle işbirliği yapanları bir an önce Afganistan’dan çıkarma
sevdasındalar. Biden, Özel güvenlik şirketlerinde çalışan ABD’lilerin
tahliyesinden bahsetmiyor. Bunlar çoktan Taliban elbisesi giydiler.
Dünya devlerinin bilek güreşi Afganistan’a kilitlendi. Çin,
önceki dönemden maden işletmeleriyle ilgili milyar dolarlık yatırımları teahhüt
etti. Rusya, sınırları kapattı olası iç savaşta pozisyon alıyor. ABD her ne
kadar çekildiğini söylese de sözde güvenlik şirketleri eliyle tarafların içine
sızmış durumda. Pakistan, Afganistan’da Taliban öncülüğünde bir hükümet
kurulması için çabalıyor. Kaçak cumhurbaşkanı Gani’nin kardeşi bile Taliban ile
aynı masaya oturdu. Herkesin tekrar ettiği gibi tek bir Taliban yok. Rusya ile
savaşan mücahidlere, Pakistan kontrolünde medreselerde (8 bin medrese)
yetişenlere veya son dönemde ABD’nin özel güvenlik şirket elemanlarıyla içine
sızdığı yapıya mı Taliban diyeceğiz. Veya bunların hepsi Taliban mı?
Taliban’dan anlaşmalar gereği terör örgütlerine ülkede yer
vermeyesin dayatması yapan ABD’nin, Suriye’deki DEAŞ mensuplarını 2018’de kendi
uçaklarıyla Suriye’den Afganistan’a taşıdığını, onların bazı bölgelere hakim
olmalarını sağladığını unutacak mıyız?
ABD ve Almanya bugüne kadar Afganistan’a çıkarlarını
sürdürmek için gönderdikleri yardımları kestiler. Tarım dahil hiçbir üretim
yapamaz hale gelen Afganistan’da açlık geleceğin tehlikesi. ABD’nin Talibanı
tehdit ettiği tek konu var, benim istediğimi yapmazsan, istediğime hükümette
yer vermezsen, B 52 uçaklarımla halı bombardımanı yaparım. Daha fazla insan
öldürerek kaosu derinleştiririm.
Düğümü Türkiye çözer
Olaya Türkiye’den
baktığımızda ise burka ve kadın haklarına sıkıştırılmış bir İslam düşmanlığı
her şeyin önüne geçiyor. Taliban’ın İslam’la ilişkisi, uygulamalarının kabul
edilip edilmeyeceğini tartışıyoruz. Her şeye rağmen bölgede oluşacak huzur ve
barış ortamı bize de olumlu gündem olarak döner. Türkiye’nin Kabil havalimanını
işletmesi, Afganistan’da hükümet kim olursa olsun Afgan halkının menfaatinedir.
Çin’in, Rusya’nın, Pakistan’ın, Arabistan’ın, Katar’ın tanıdığı, ABD, Almanya,
NATO, AB’nin her türlü görüşmeyi yaptığı bir Taliban’a (Afganistan) sırtımızı
dönmenin bedelleri elbet olur. O bedel ise Türkiye-Azerbaycan-Pakistan hattı
ile yeşeren Türk birliği umudunu ebediyete kadar tarihe gömülür. Her zaman
olduğu gibi Müslüman halklar, Batı (ABD-AB) emperyalizmi ile Doğu (Rusya-Çin)
emperyalizmi arasında kölelik tercihi yapmak zorunda kalır.
Türkiye hukukunu ABD’nin kuyruğuna takılarak da,
Rusya-Çin’in kuyruğuna takılarak da koruyamaz. Pakistan-Türkiye işbirliği
bölgenin asıl sahiplerinin son sözü söyleyeceği bir yapı oluşturur. CİA
mağlubiyeti karşısındakini şeytanlaştırarak gizliyor. Burka ve İslam düşmanlarına şunu söyleyelim.
Nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan Afganistanlılar batı propagandalarında
olduğu gibi İslam’ın ve Burka’nın düşmanı değil. Burka, eskisi gibi Afganistan
kadınlarının güzelliklerini namahremden gizlemiyor artık. ABD’nin halı bombasıyla yaktığı yüzlerini,
kopan el, bacak, parmaklarını, Rusya’nın düşediği mayınlar sebebiyle parçalanan
vücutlarını gizliyor üç kuruşluk çıkarları için Afganistan’ı ateşe veren vicdan
yoksunlarından…. Vesselam…..