Haklı olan mı güçlü olan mı\u2026
Adalet !
Güce endeksli adalet olmaz. Hakka ve haklıya, ulvi olana bağlı olan adalet, kim güçlü kim zayıfa bakmaz. Kim haklı kim haksız ona bakar.
Gücü tanrılaştırmak, sadece güçlüden yana olmak ve adaleti kendi isteklerine göre kullanmak toplumların maddi ve manevi çöküşünü getirir.
Ülkemizdeki yıllarca hüküm süren mevcut düzen ve aktörlerine gösterilen tepkinin sebebi bu değil miydi? O zihniyet, devletin bütün imkanlarını, askerin silahı ve mahkemenin hakimini kendi menfaati için kullanıyordu, bu yüzden de millet nezdinde zalim damgasını yedi.
Fetö davalarında yaşanan son gelişmeler çok sıkıntılı. Fetöcüler, başaramadıkları darbe girişiminden sıyrılmak için en başından beri ısrarla bir algı oluşturmak için çabalıyorlardı. Bu yüzden fetö operasyonlarında ellerinden geldiğince yanlış bilgiler verdiler, alakasız masum insanları ihbar ettiler ve süreci akamete uğratmak için her yolu denediler ve denemeye devam ediyorlar. Bunun da farkında olarak, en son 'kavurmacı damat' için verilen mahkeme kararıyla, bu durumun sadece Fetöcülerin algısı olmaktan öteye geçmeye başladığını söylemek gerek. Damatlar yeğenler abiler kardeşler iş ve suç ortaklığı olan güçlüler korunuyor, garibanlardan hesap soruluyor algısı milletin zihnine yerleşmeye başladı. Bunun sorumlusu ise millet değil !
"Bizdeki adalet güçlülerin delip geçtiği zayıfların takıldığı örümcek ağına benzer"
Durum düne kadar böyleydi, değişmediği görülüyor.
28 Şubat darbecilerinin zindana attığı Müslümanlar bir türlü serbest bırakılmadığı gibi, hastalık sebebiyle içerde çile çeken ve tahliye edilmeyip hayatını kaybeden bir çok insan vardı. Ve hala hasta olan, yaşlılıktan dolayı kendini idare edemeyecek durumda olan bir çok Müslüman var. Ve bu insanlara, 28 Şubat ın brifingli hakimleri ve Fetöcülerin ceza verdiği belgelenmişken, yani suçsuzken...
20 Yıldır sadece inancından dolayı içerde yatan ömürlerini zindanda geçiren insanlar varken, 28 Şubat darbecilerinden sonra şimdi de 15 Temmuz katliamcıları serbest bırakılıyor gibi görünüyor. Oysa bu insanlar ne insan öldürdü ne vatana ne dinine ne de milletine ihanet etti.
Bu sistemin değişmesinden bahsederken sadece iki yasa maddesinin değişmesinden bahsetmiyorduk. Anlayışın değişmesi, uygulamanın değişmesi, adaletin adına uygun olarak adil olmasından bahsediyorduk.
Fetöcülerle hesaplaşma yapılmazsa hesap soracak noktada durduğumuzu ifade ederek, bu düşünceye, ortada çok ve boş konuşan birileri gibi sadece 15 Temmuz sonrasında sahip olmadık. Yıllardır bunun mücadelesini vermiş ve fetöcülerin gadrine uğramış insanlar olarak dile getiriyoruz.
Coğrafyamızda hergün yüzlerce insanın katledildiği, sınırda askerlerimizin fiili savaş içinde olduğu bir zamandayız. İçerden ve dışardan kuşatılmak isteniyoruz ama hala hesap sorulması gereken kişilerle hasaplaşamamanın sıkıntısı var ülkede.
Dünyayı yakıp kavuran adaletsizlik emperyalist güçlerin genel karakteridir. Sadece güç ve menfaate odaklı düzenu2026 Bu yüzden emperyalist Batının çökeceğini biz en başta u2013Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz- esasını temel alarak biliyoruz. Bu dünya düzeni çok yakında yıkılacak. Çünkü bu kadar adaletsizliğin olduğu dünyada Allahın gazabı gecikmez.
Bu zulüm düzeninde direnmenin ve ayakta kalmanın yolu adaleti tesis etmekle olur.
Adalet üzerine inşa edilmeyen yapı abad olmaz. Ne devlet inşa edilir bunun üzerine ne medeniyetu2026