HAKKARİ'Yİ ANLAMAK, TÜRKİYE'Yİ ANLAMAK
Hafta sonunu bir dizi konferans ve seminer vermek üzere Hakkari'de geçirdik. Din, aile ve toplum, modern dünyada din, bilgi ve öğrenme, insani gelişim konularında lise ve üniversite öğrencileriyle, din görevlileriyle, öğretmenlerle ve kadınlarla buluştuk. Bu etkinlikler sonucunda Hakkari'de küçük-büyük herkesin bilgiye, öğrenmeye ve başarıya olan açlığını gördük. Hakkarililer, kentlerinin kültür, düşünce, turizm, sanat, ticaret ve eğitim aktiviteleriyle dolup taşmasını arzulamaktadırla
Hakkari hakkında kuş konmaz, kervan göçmez bir şiddet memleketi şeklinde oluşturulan algı, anormaldir. Hakkari algısını anormalleştirmen
Hakkari, maneviyatın öncüsü olmuş bir şehirdir. Edebiyatın büyük ismi Eli Heriri, Hakkari'lidir. Ortadoğu'da "Kuşların Şairi" olarak bilinen Feqiye Teyran Hakkari'nin ürettiği bir değerdir. Hakkari'li büyük bir maneviyat insanı olan Melaye Bateye, İslam Peygamberi'ne olan aşkını coşkuyla anlattığı ilk Kürtçe Mevlit'i yazmıştır. Büyük bir aşk ve tasavvuf destanı olan Mem u Zin, Hakkari'li Ehmed e Xani'nin eseridir. Hakkari'nin kadim geçmişinde edebiyat, maneviyat ve tabiat iç içedir, çünkü Hakkari, şairlerin kuşlara şiir okuduğu bir yerdir. Hakkari Üniversitesi'nin adının Ehmede Xani Üniversitesi olarak değiştirilmesi, Hakkari'nin kadim kimliğine daha uygun düşmektedir.
Hakkari, maalesef sürgün yeri olarak nam salmıştır. Hakkari'nin sürgünle özdeşleşmesi, o coğrafyanın insan zihninde ıssızlaşması gerektiğine dair olumsuz bir duygu ve düşünce oluşturmaktadır. Hakkari'ye dair sürgün yeri imajı artık geçmişteki yerini almalıdır. Hakkari'nin seküler, sol, sürgün kent şeklinde kendisi hakkında oluşturulan yapay kurgudan kurtulması gerekmektedir. Hakkari'nin insani nitelikteki asli maneviyat ve medeniyet kenti şeklindeki asli kimliğine ve ruhuna dönmesi gerekmektedir. Sürgün, Hakkari'nin saygınlığını tahrip eden bir imajdır. Hakkari'nin sürgün imajından kurtulup saygınlık kazanmasının yolu tekrar asli medeniyet kimliğini keşfetmesinden geçmektedir.
Hakkari'nin medeniyet, maneviyat ve kültür kenti olarak asli kimliğinin keşfedilmesi için büyük çabalar sarf eden Vali Yakup Canbolat, devletin valisi olarak değil, milletin valisi olarak çok boyutlu faaliyetlerde bulunmaktadır. Vali Canbolat'ı Cuma namazından sonra halka kavurma-pilav dağıtırken gördük. Kitaba her şeyin üstünde değer veren Vali Canbolat, Cemil Meriç'in Bu Ülkesi'ni, Martin Lings'in Hz. Muhammed'in Hayatı'nı ve Ali Fuat Başgil'in Gençlerle Baş Başa'sını öğrencilere dağıtmıştır. Hakkari Valiliğinin öncülüğünde coğrafyamızın büyük maneviyat liderlerinden Seyyid Tahai Nehri hakkında öncü nitelikte bir akademik çalışma basılmıştır. Valilik tarafından Hakkari Ansiklopedisi olarak nitelenmeyi hak eden beş ciltlik Dağların Kenti: Hakkari isimli çalışmanın basımı gerçekleştirilmi
Hakkari, dağların, suların ve yaylaların ters laleleriyle Sümbül dağında şarkı söylediği bir yerdir. Masallar, öyküler, düğünler ve destanlar, Hakkari kimliğinde sürekli olan büyük yazınlardır. Hakkari, insanla hep konuşmaktadır, insana yorulmadan hep bir şeyler anlatmaya çalışmaktadır. Hakkari'nin muhabbetine ve yarenliğine konuşma ve söz ile cevap vermek lazımdır. Hakkari'yi anlamak, onunla konuşmaktır ve onu keşfetmektir.