Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Hakikat üzere yürümek (1)

Arınma Zamanlarına

“Sözümüz eksik, hayatlarımız yarım, kalbimiz sallanıyor içimizde, direnmeye hazır hayatlar ver bize Rabbim!”(Nuri Pakdil)

Baharların vardır, sonbaharın, ilkbaharın, kışın ve dâhi yakan kavuran yazın vardır. Mevsimler dönüşüp dururken ve yıllar devrilirken; kanın deli deli akarken damarlarında, birden dizlerinin dermanı kesilir, saçlarına aklar düşmeye başlar, dinmeyen sızılarla ürperten acılar odağında azalarında bir yoklama başlar ansızın. Ansızın gözlerine bir perde iner sanki. Böyledir ey yolcu, doludizgin koştuğun yollarda bir gün yorulacağın aşikârdır. Bir gün rengârenk bulutlar içinden boşalıp apansız yağan ilkyaz yağmurları değil de yüzünü okşayan sonbahar meltemi daha bir yakın gelir sana. Sen artık yola revan olmuşsundur, dermanın yoktur ama yol vardır önünde yürünecek, menzile varılacak ve sefer başlayacak.

Kirli bir zamandır akan avuçlarında, çocuk ölülerine dolanır ayakların, ekranlardan çığlık çığlığa oluk oluk kan akar eviçlerine. Bu senin içine doğduğun zamandır, yaşaman gereken bir hayat, yürümen gereken bir yol vardır. Seni bekleyen menziller bir bir dizilmiştir önüne. Ama durmaksızın tüm kirliliği ve fesada varan bozgun zamanları ile akar âhir zaman avuçlarına ve dâhi tüm yollarına.

Sen ey yolcu arınma zamanlarına doğru yola revan olduğunda başlar herşey. Değil mi ki Efendimiz de Risalet’ten önce kutlu bir yolda, bir kutlu yürüyüşe hazırlanıyordu. Tükeniş duraklarındaki insanlığa taşımak zorunda olduğu kutlu bir yükü vardı sonra… Onun mübarek azalarını titreten, kırk yaşının erdem ve onurlu zamanlarında, tertemiz yaşantısının nişanesi gibi yüreğine yürüyen bir temiz emanet ırmaktı vahiy…

Yürüyüş başlayacaktı, kirlenmiş, onursuz yaşantılara doğru. Cahiliyenin en azılı zamanlarında, putlarla işgal olmuş mekânlara, putlarla inşa olmuş zihinlere ve dahi hayatlara doğru bir kutlu yolculuk başlayacaktı.

“Ey örtülere bürünen kalk!”.

Senin için artık mübarek olan, mukaddes olan, kutlu sefer başladı. Sen artık tüm dünyalıklardan, tüm ayartanlardan, tüm zalimlerden, tüm haksızlıklardan ve tüm azgınlıklardan beri olarak bu kutlu yürüyüşe adım aldın.

Efendimizin Mekke’si vardı. Bizim modern zaman sokaklarımıza, cahiliye zamanlarımıza eş, nice sancılı, acılı halleri kuşanmış zamanlardı Mekke’nin zamanları. Mekke’ye sabredenler, Mekke’yi aşanlar, Mekke’ye katlananlar sonunda Medine’ye yolcu oldu.

Senin Mekke’n neresi ey yolcu? Medine’n var mı? Seni bekliyor mu? Yürek ülkenin kuşlarını uçurmak ister misin bir gün meltemler esen Medine’nin serin, sıcak, soğuk rüzgârlarına.

Asırlar öncesinden mübarek ayakları yangınlaşan çöllerde, mübarek yüreği, yanan, kurumuş çöller gibi kavrulan yüreklere emaneti abı hayat gibi akıttığında çıkmıştı yola Kutlu Nebi.

Darul Erkam’ da yol arkadaşlarını bir bir seçecek, onları eğitecek, yürek kilitlerini çözecek, yine yüreklerini bu davanın sönmeyecek zamanlarına ateşleyecekti. Sonra biliyordu, bilenen yürekler Darul Nedve’nin anarşist ruhuna karşı devrimsel bir çaba ile hep savaşacaklar, hep direneceklerdi.

Senin zamanların da, yaşanmış geçmiş her zaman gibi kirli, bulanık sularla yıkanır ey yolcu. Senin de yolunun üzerine dizilmiş anarşistlerin, zamane ayartanların vardır. Kirlenmiş, kinlenmiş bir güruh durmaksızın akıp durur önünde. Mekke’nin çileli günleri vardır ya ey yolcu. İşte modern zaman çukurunda senin de çileli zamanların vardır. Ruhun sıkışır, acıların ayyuka çıkar. Sen daralırsın kirlenmiş saatleri kuşanmış bu zamandan. Bazen bakarsın her şey sanki ruhunu tarumar etmek için, senin temiz ve arı tüm anlarına saldırıya geçer.

Artık kıyamete kadar sürecek bir yolculuk başlamıştı ve öncüler yerlerini bir bir aldılar ey yolcu. Kutlu zamanlardan, âhir zamanlara doğru, dünyanın göklerinde parlayan ay ve güneş gibi, sönmeyen yıldızlar gibi bir bir dizildiler ahir zaman ümmetinin önüne…

Selvigül Kandoğmuş Şahin

(Diyanet Aile Dergisi Şubat 2020)