Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Ekim 2018

Hakaret ve küfür kuru odundur, meyve vermez

Kocaeli'de ergenlik anaforunda aklı dönmüş – karışmış bir 16’lık çocuğun düşüncesizce Atatürk heykelini tokatlaması ve çektirdiği videoyu sosyal medyada paylaşması yanlış olmuştur ama bir o kadarda polisin tavrı da yanlış olmuş; hastalanan birini ceza olsun diye iyice hasta etmek gibi… İzniniz olursa bu meseleye farklı açıdan bakmaya çalışacağım…

Y.S. (16) yakalandıktan sonra polisin zorla arkadan tekme atarak o ergene defalarca “ben o… çocuğuyum” dedirtmesi ne hastalıklı bir ruh halidir. Gereksiz bir davranışa – yanlışa daha büyük bir hata ile cevap verme halidir bu… Hakaret etmek insana hiçbir bir şey kazandırmaz. Sevmemek başkadır, hakaret etmek başkadır. Hiç kimse hakaret ederek bir yere varamaz ve boyu da uzamaz, sadece düşman kazanır. Zaten herkes kendi gerçekleri ile ahirette yüzleşecek… Hiç kimsenin hakkı yok; gereksiz yere huzur bozmaya ve milleti germeye... İnsanların değerlerine saldırmamak, medeniyetin ve aklın gereğidir. Birlikte huzur içinde yaşamanın sırrı da budur. Şunu da söylemek gerekirse; Türkiye’de kutsallara hakaret, ecdada hakaret gereken tepkiyi maalesef tam manasıyla göremiyor. Atatürk’e hakarete refleks gösterenlerin, başka değerlere yapılan saldırılarda sessiz kalmaları da çok düşündürücü... Hiçbir hakaret pirim yapmamalı! Şunu da belirtmekte fayda var; her kesimden insanın hakaret lisanını, davranışını sahiplenmesinde eski Türkiye’nin de çok büyük payı vardır... Bu yanlış tutumu terk etmek için aslında herkesin bir şekilde psikolojik tedavi alması gerekir! Kemalist’i ve dünya görüşü farklı insanlar, inançlısı – inançsızı istisnalar hariç can simidi gibi hakaret diline, hakaret davranışına sarılmış… Hakaret ve küfür kuru odundur, meyve vermez ki.

Heykele atılan tokat unutulur gider ama çocuğa bilmem neyin çocuğuyum dedirtmek çocukta öyle bir iz bırakır ki ayrıca devlete ve polise iyice düşman olur. Zaten yıllarca baskıyla birilerini ve değerleri sevdirmek hiç netice vermedi. Sadece bu davranışla, sorunlu insanları çoğalttık... Sonra 16 yaşında bir çocuğa anasına hakaret ettirmek hangi polisin şerefini ve güvenirliğini arttırır? O çocuğun belleğinden iz yapan bu hadise nasıl silinir? Bir psikologa sorasınız sizlere neler anlatır neler... Şimdi bu polis güvenlik gücümüdür? Anaya hakaret ettirmek kanun mudur? Yiğit Süleyman Soylu’dan bu polis için de gerekeni yapmasını bekleriz. Şimdi o polisi gönderip, anasının önünde, ben bir ahlaksızım diye defalarca söylettirilmeli mi?

Atatürk heykeline tokat atan çocuğu zaten yakalamışsın, bedenini ve ruhunu hırpalamak yerine karakolda oturtursun karşına, bak evladım dersin; Atatürk cumhuriyeti kurmuş, seversin sevmezsin ama hakaret edemezsin dersin. Bir delikanlının şimdiden hakaret dilini terk etmesi için müspet davranışta bulunursun. Atatürk kimdir? Neler yapmıştır, objektif şekilde anlatırsınız, sevmeği karşı tarafa bırakırsınız. Ha her ne olursa olsun sadece Atatürk’e değil hiç kimseye hakaret edilmemesi gerektiğini sağlam şekilde öğretirsiniz. Çünkü bu bir toplumun huzur içinde yaşaması için elzemdir. Herhangi bir mevzuda zorla sevdirmeye çalışırken, düşman bile etmiş olunur…

Kâinatın Sultanı Hz. Rasûlullah - sallallahu aleyhi ve sellem hiç kimseye zorla Allah’ı ve kendisini bile sevdirmeye çalışmamış. Ama İslam bize şunu zorunlu öğretiyor; hakareti bırak, düşman kazanma! Müspet hareket herkesin zorunlu olduğu bir davranıştır. Heykeli tokatlamak yerine şeytanı tokatlayıp, Allah’a karşı güzel bir kul olmak, ahlaklı ve örnek bir insan olmaya çalışmak, çok daha kazançlı bir davranış olur!