Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Nisan 2021

Hadi oradan Biden kafalı

Dünyaya insan hakları, özgürlük ve demokrasi havariliği yapan ABD, önce kendi kirli tarihine bakmalıdır. Kendi vatanlarında katliama tuttuğu Kızılderililerden Afrikalılara, Japonlardan Korelilere, Endonezyalılardan Kübalılara, Iraklılardan Filistinlilere kadar dünya üzerinde var olan her milletin tarihinde ABD soykırımı mevcuttur ABD’nin. Meksika, Küba, Nikaragua, Hiroşima, Nagazaki, Guatemala, Endonezya, Laos, Kamboçya, Vietnam, Şili, Lübnan, Libya, Panama, Afganistan, Irak, Suriye ve daha birçok yerde ABD’nin vahşetinin izleri vardır. Gittiği her coğrafyaya adalet, barış, sevgi ve hoşgörü götüren Türk Milleti’ne iftira atmadan önce soykırım ve vahşetlerle dolu kendi tarihine bakmalıdır.

1776 tarihinde kurulan ABD, 245 yıllık tarihinin hemen hemen tamamını savaş ve katliamlarla geçirdi. Kendi yurtlarında 70 milyon Kızılderili’yi öldüren ABD bu vahşetini o günden bu güne her kıtada, her ülkede sürdürdü.

Afrikalıları köleleştirmek için uyguladığı politikalar sonucu 35 milyondan fazla Afrikalıyı yurdundan etti. Kimini köleleştirdi, kimini öldürdü.

İkinci Dünya Savaşı’nda mağlup edemediği Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombası ile 350 bin kişinin ölmesine ve binlerce insanın sakat kalmasına neden oldu.

1945 yılında, Almanya’nın teslim olduğu bir zamanda ABD Hava Kuvvetleri’nin İngiliz işbirliği yapıp 1249 bombardıman uçağı ile Dresden semalarında ölüm kusarak fosfor bombaları ile üç gün içinde 200 binden fazla insanın ölümüne sebep olmuştur. Bugün bile hâlâ yenilenmeye devam eden Dresden’de acıların izleri silinmiş değildir.

1950-53 yıllarında Kore savaşında 4 milyona yakın insan öldürülürken de ABD oradaydı ve kendi menfaatleri uğruna insanların ölümüne seyirci olmakla kalmıyor taraf oluyordu.

1954’de Guatemala’da gerçekleştirdikleri darbe ve sonrasındaki devlet terörü sonucu, iç savaşlar, kanlı katliamlar, utanç verici toplama kampları ve kanlı diktatörlükler sonucu 200 bin kişi hayatını kaybetti.

İran’da 10 binden fazla İranlı ABD’nin desteği ile infaz edilirken, Küba’da, Batista birliklerince 60 bin kişi katledilirken, Kongo’da 3 milyona yakın kişi öldürülürken ve Endonezya’da 1 milyona yakın köylü, işçi ve aydın yok edilirken de ABD oralardaydı ve her anına müdahale etmişti.

1962-1975 yılları arasında Vietnam’da sivil halkın üzerinde zehirli portakal gazı kullandığında 3 milyon kişiyi öldürmüştü.

1970- 1975 yılları arasında Kamboçya ve Laos’ta 1 milyon, 1973 yılında Şili’de 5 bin, 1974-1983 yılları arasında Arjantin’de 30 bin, 1977 yılında El-Salvador’da 70 bin kişi öldürüldüğünde sahnede yine ABD vardı.

Saymakla bitmez ki ABD’nin katliamları. 1980-1988 yılları arasında Irak’a verdiği biyolojik ve kimyasal silahlara 700 binden fazla insanın ölümüne sebep olmuştur. Nikaragua’da desteklediği iç savaş sonucu 50 bin sivil öldü. Lübnan’da 14 bin deniz piyadesi ve binlerce sivili, Grenada’nın işgalinde 300 binden fazla kişiyi, Panama’nın işgalinde 3 binden fazla insanı, 1991 yılında Irak’ın işgalinde 1 milyondan fazla Iraklıyı öldüren de bu katil ABD değil mi?

250 binden fazla Müslüman Boşnak, Sırplar tarafından katledilirken, Filistin’de 150 binden fazla Filistinli İsrail terör devleti tarafından şehit edilirken, Arap Baharı çıkışıyla Orta Doğu’da 100 binden fazla sivil öldürülürken de ABD baş aktördü.

Yine ABD güdümüyle Irak iç savaşında 1 milyondan fazla kişi öldürülürken, Suriye iç savaşında 100 binden fazla kişi katledilirken ve 5 milyondan fazla kişi yurtlarını terk etmek mecburiyetinde kalırken bu ABD demokrasi ve özgürlük naraları atmıyor muydu?

Sudan Darfur’da 30 bin kişi ölürken, ABD, insansız hava araçları saldırıları ile 10 binden fazla insanı öldürürken de insan haklarından dem vuruyordu.

Kendi mezalimlerini örtmek için benim kadim medeniyetime saldıran zalimler. Bütün bu katliamları yaptıktan sonra sevgi üzerine kurulmuş medeniyetime dil uzatmaya kalkan katillere söylenecek tek söz “Hadi oradan Biden kafalılar.”