Haçlı terörü
CUMA gününe çok korkunç bir terör saldırısıyla uyanmıştık. Camide Cuma namazı hazırlığı yapan Müslümanlar en masum, en korumasız bir anda alçak bir terör saldırısıyla acımasızca katledildiler. Halen de katliamın şokundayız. Yeni Zelanda’da Türkleri, Müslümanları ve yabancıları hedef alan söylemleriyle 73 sayfalık bir manifesto ilan eden ve iki yıl önceden bu katliamın planlarını yapan terörist, en küçüğü 3 yaşında olmak üzere 50 Müslüman kardeşimizi şehit etti. Ve onlarca yaralı...
Terörist, çok soğukkanlı bir şekilde saldırıyı gerçekleştiriyor, sosyal medya hesaplarında da bunu canlı yayınlıyor. Yalnız kurt gibi görünse de bu saldırıyı tek başına planlaması ve icraya koyması kesinlikle mümkün değildir. Tamamen örgütsel bağı ve sosyolojik tabanı da olan bir saldırı.
Terörist, tarihe şekil vermiş İslam karşıtı kimi olayları ve kimi şahısları da referans alıyor. Vatanımıza, kutsallarımıza ve Cumhurbaşkanımıza dahi alçakça sözler söyleme cüretinde bulunuyor. Son derece planlı ve son derece ideolojik bir saldırı. Doğrudan İslam’ı ve Müslümanları hedef alıyor. Olayın ırkçı fikri boyutları var.
Paylaşımları izlenseydi!
Yeni Zelanda güvenlik güçleri belki bu teröristi sosyal medya paylaşımlarından dolayı yakın takibe alsalardı, yakalayabilirlerdi ve böyle bir saldırı gerçekleşmeyebilirdi. Ancak Norveç gibi, İsveç gibi, Yeni Zelanda gibi ülkelerde böyle saldırıların hiç olmayacağı, genellikle terör eylemlerinin Ortadoğu ülkelerinde olacağı gibi bir yanılsama ve ön kabul var. Bu ülkelerin hükümetleri, bu tip teröristleri ve ortaya çıkan tehditleri hiç önemsemediler, hep küçümsediler ve hafife aldılar.
Genel olarak Amerika’da, Avrupa ülkelerinde yani Batı dünyasında, çoğunlukla Müslümanları hedef alan, onları teröre ve şiddet eylemlerine yatkın gören, hep şüpheli gösteren bir dil kullanıldı kimi siyasetçiler ve parti liderleri tarafından. Bu cani gibi düşünen oldukça fazla insan var dünyada. Sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler de var.
Özellikle yaşam tarzını koruma gerekçesi ve iddiasıyla yabancıları, Müslümanları, Türkleri ötekileştiren, düşmanlaştıran ve onları adeta hedef haline getiren bir söylem bugün hâlâ çok yaygın bir şekilde Batı dünyasında devam ediyor.
CHP’nin bakış açısı!
Salt Batı dünyası mı? Günah çıkarma gününün Müslümanların değil de Batı’nın olması geren bir katliam karşısında, Batı dünyasında körüklenen İslam karşıtlığından, yükselen ırkçılık ve faşizmden hiç bahsetmeyen Kemal Kılıçdaroğlu da kalkmış “İslam dünyasından kaynaklanan terör” diyerek bu alçak katliamda suçu ve günahı haçlı zihniyeti gibi Müslümanlarda buluyor.
Terör eylemi görmediler!
Bakın ABD ve İngiltere yönetimi bunu bir “terör eylemi” olarak dahi değerlendirmediler, o ifadeyi kullanmaktan kaçındılar. Cılız bir kınama ve göstermelik bir itiraz. Bir kiliseye veya bir sinagoga yapılsaydı bu saldırı, bütün dünya ayağa kalkardı ve hepsi Yeni Zelanda olurlardı.
Dünya ırkçılıkla, aşırı sağcılıkla, İslam düşmanlığıyla aklını ve insanlığını yitiriyor. İkiyüzlü Batı dünyası ölen Müslümanlar olunca göstermelik tepkiler, açıklamalar ortaya koyuyor. Oysa Fransa’daki Charlie Hebdo saldırısında bütün dünya liderleri Fransa’da kol kola girmişlerdi, Hepsi Charlie hepsi Hebdo olmuşlardı.
Bugüne kadar İngiltere’de, özellikle de Fransa’da, Almanya ve İsveç’te camiler kundaklandı, birçok Müslümana karşı saldırılar gerçekleşti. Türklerin 1993’te Solingen’de nasıl canlı canlı yakıldığı hepimizi çok iyi biliyoruz.
Müslümanların öldürülmesine seyirci kalan, onları hedef alan dil ve söylem devam ettiği sürece buna benzer saldırıları daha çok göreceğiz. Batı ve Doğu yani Hristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki bağın gittikçe koptuğuna şahitlik ediyoruz.
Dünyada uzun bir süredir yükselişe geçen hatta teşvik edilen İslam düşmanlığının bir yansımasıdır bu saldırı. Katilin temsil ettiği anlayışın, Batı toplumlarında bir kanser gibi yayıldığı açıktır. Özellikle Batı ülkelerinin, insanlığın tamamını tehdit eden bu gidişe karşı mutlaka bir tedbir alması lazım.