Haçlı Ordusu
Ordular ilk hedefiniz Akdeniz, ileri…. Emri ile 26
Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruzla 30
Ağustos’ta Başkumandanlık Meydan Muharebesi kazanılmış, Yunan ordusu
dağıtılmış, akabinde Kütahya, Uşak kurtarılmış, Timur’un fethederek Türk
Milletine hediye ettiği İzmir’in 9 Eylül’de kurtarılması ile zafer
taclandırılmıştır. 17 Eylül’de de
Bandırma’dan Yunan askerlerinin çekilmesi ile Anadolu coğrafyası arkasında
İngiliz ve batı desteği olan haçlı ordusundan tamamen temizlenmiştir.
Türk Milleti, 1914’te başlayan bir süreçten günümüze kadar çok
yönlü, çok cepheli bir savaşla Akdeniz çanağı ve bu çanağın en uzun kıyısına
sahip Anadolu’dan uzaklaştırılmak isteniyor. Bu savaş, kah ekonomi cephesinde,
kah diplomasi masasında, kah da Kıbrıs, Suriye, Libya’da olduğu gibi sahada
yürütülüyor.
Sevr paçavrasını yırtıp atan 30 Ağustos zaferi gibi bugün de
bize dayatılmaya çalışılan adı konulmamış Haçlı işbirliğinin Sevilla haritası Mavi
Vatan doktrini ile yırtılıp atılmıştır.
Türkiye’yi 1974’den beri diplomasi diye oyalayarak Kıbrıs’ta
adım atmasının önüne geçen güçler kah Macron gibi kırmızı çizgi ilan eder, kah
Merkel gibi diplomasi yoluyla aba altından sopa gösterir, Kah AB Yaksek Temscilcisi Borrel gibi yaptırım ile
tehdit eder. Yaptırım dediysek heriflerin derdi Türkiye’nin bölgede hidro
karbon aramasının önüne geçmek. Yani Akdeniz’de Türk karasularında hidro karbon
arayacak gemilere ve personeline yaptırım uygulayacaklar akılları sıra.
Yetmedi, bulunan enerjinin çıkartılmaması için platform kurulmasını
engelleyecekler.
Başkan Erdoğan, Merkel’in tehditlerine kulak asmadığı için
bu sefer de devreye ABD Başkanı Donad Trump girdi. Türkiye’yi bu saatten sonra
AB’ye almamakla tehdit edemezler her halde. Bu kapıyı kendileri kapattılar.
Sorunlu olan Kıbrıslı Rumlar’ı AB’ye alarak ne kadar ilkelerine bağlı
olduklarını gösterdiler zaten. 50 yıla yakındır da Kıbrıslı Türklere insanlık
dışı izolasyon uygulamaları da para etmedi. Kıbrıs’ta Türk varlığı ve Türk
devletini sona erdiremediler.
Türkiye’ye AB yolunda engel üstüne engel çıkartanlar,
Rusya’dan kopan 11 devleti hiçbir kriter gözetmeksizin önce AB’ye sonra da
NATO’ya aldılar. Bu yüzden de AB’de istedikleri sonucu çıkartamıyorlar. İtalya,
Bulgaristan, Macaristan, Malta ve İspanya Yunan şımarıklığına Türkiye ile
ilişkileri feda etmek istemiyor. Ukrayna Türkiye ile işbirliğini öyle
geliştirdi ki sadece uçak motoru ve İHA-SİHA ile kalmadı Türk Keneşi’nde
gözlemci statüsünü aldı. Kıbrıslı
Rumların, Belarus ambargosunu veto etme tehditleriyle Türkiye’ye konusunda
sözlü metinle yetinmek durumunda kaldılar. Yani Yunan’ın istediği ambargo
önümüzdeki aylara kaldı.
Oruç Reis’in çalışmalarını savaş gemisi ile, savaç
uçaklarıyla engelleyemeyince ellerinde tek argüman destek arayışı kaldı. Şayet
AB ve ABD Rum tezlerine teslim olurlarsa, 23 Adanın 13’ünü silahlandırarak
bugüne kadar yapılmış bütün anlaşmaları ayaklar altına alan, egede hakkı
olmayan kayalıklara bayrak çeken bu arsız işgalcinin pervasızlığı Mehmetçiğin
süngüsü ile durdurulacaktır. Fransa-İsrail dolduruşuyla meydanda peşrev çeken
Yunan, kıyılarımıza yakın Sisam, Midilli gibi adalar dahil Rodos ve Girit’ten
de olacaktır. Hatta hatta Dedeağaçta kurdurdukları ABD üssü Batı Trakya’nın
özgürlüğe kavuşmasına engel olamayacaktır. Geçtiğimiz hafta devreye alınan Atmaca ile Ege
ve Akdeniz’de yüzen her şeyin Deniz Kuvvetlerimiz tarafından 2 saat için denize
gömülmesi içten bile değil.
Türkiye’yi Akdeniz’de masaya çekmenin arkasındaki hesap,
Mısır, İsrail, Lübnan ve Suriye ile hatta hatta tanımadığımız Kıbrıslı Rumlar
ile görüştürmek değil, Doğu Akdeniz’de hiçbir hukukları olmadığı halde hariçten
gazel okumaya çalışan Yunanistan, İtalya, Almanya, Fransa, ABD, Rusya, Belçika
ile BAE ve Suudlar gibi enerji kartellerine Türk milletin geleceğini teslim
etme hesabı yatıyor.
Libya’yı silahlandırdıkları Hafter eliyle Türkiye’ye rağmen
teslim alamayacaklarını gören bu Haçlı ittifakı, Trablusgarpta sokakları
hareketlendirerek, Serrec hükümeti içinde çıkardıkları fitne ile sonuca varmak
istiyorlar. Misrata Türklerinin dengeleri değiştirmesinden endişeye kapılan bu
güruh ellerinde son koz olarak da Kaddafi’nin oğlu Seyfulislam Kaddafiyi
sahneye çıkartmayı hedefliyor.
Onlar ne yaparsa yapsın 21. Yüzyıl Türk asrı olacaktır.
Hazır ol cenge ister isen sulhu salah. Türkiye hazır. Ya siz?