Haccın ruhu ve Ümmetin Kurbanlığı
Bugün Kurban Bayramı. Müslüman'ın bayramı. Müslüman'ın Allah için kurban olmaya hazır olduğunu bildirdiği gün. Rabbine şükrünün doruk noktası. Hazreti İbrahim'in şahsında insanın malından, canından evladından Allah için vazgeçebileceğinin göstergesi. Gücü yetenin imkanı olanın bunun nişanesi olarak Kurban kestiği gün. O kurbanların 'kanları Allah'a ulaşmasa da' niyetlerinin ulaştığı gün.
Dünya yanıyor. Dünya kan ağlıyor. Dünyanın bağrı dağlamıyor. Top yeku00fbn başlayan İslam düşmanlığı, Müslüman coğrafyasını kasıp kavuruyor. Ortadoğu'nun hali ortada. Uzak doğu ayrı bir garabet. Orta Asya'da hakeza. İslam ülkeleri darmadağın. Birinci Dünya Savaşı dünya da imparatorlukların yıkılması ile sonuçlandı. Son yüz yıldır da dağılan İmparatorlukların üzerinde huzursuzluk yaşanıyor. Özellikle Osmanlı bölgesi böyle. 54 ülkenin kurulu olduğu coğrafyanın yüzü 100 yıldır gülmedi. En şiddetli devresini ise son yıllarda geçiriyor. Irak'ta sular durulmadı. Suriye'de kan akmaya devam ediyor. Mısır'da başka bir patlama öncesi sessizlik var. Kuzey Afrika Libya'nın hali belli. Suudi Arabistan, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar olayları ayrı yaşanıyor. Myanmar'da Uygur'da farklı hadiseler yaşanıyor.
Son bir haftadır Myanmar'da yaşanan Müslüman katliamına seyirci kalmaktan başka bir şey yapamıyoruz. Haberlerini izlememek, görüntülerini seyretmemek, fotoğraflarına bakmamak için iletişim kanallarından kaçar olduk.
İslam aleminin üzerindeki bu kara bulutların dağıtılması için batının bulaşmadığı, her bölgenin yerli yapılarının mutlaka harekete geçme zamanıdır, gelip geçmektedir. 5 yıl sonra-10 yıl sonra çok geç olacaktır. Sözü edilen bütün İslam coğrafyasının üzerinde Batı medeniyeti sömürge zihniyetinin hükümranlığı muhakkaktır. Küçük menfaatlerle yetinen işbirlikçilerin öncelikle batı ile irtibatı kesilmelidir. Hep övünmez miyiz? Hac Müslümanların buluşma noktası, istişare yeri değil midir? u00c2limlerimiz Haccı bir ibadetten ibaret görür. Oysa Hac ümmetin en yüksek istişare organı, en önemli buluşma yeridir. Haccın gerçek manadaki hikmetini unuttuğumuzdan bu yana İslam alemi bölük böncük, un ufak, darmadağındır. Haccın ruhundan uzaklaştığınız da İslam u00c2leminin bugün içinde bulunduğu duruma düşüyoruz. Rabbimin bizlere farz kıldığı hangi ibadet varsa hikmeti iyi bilinmelidir. Hikmeti kavranmayan ne varsa helakimize sebep olmaktan ileri gitmeyecektir. Tıpkı bugün olduğu gibi.
Öyle buruk, öyle içimizi acıtan bir Bayram geçiriyoruz ki. Kurban yerine Müslümanların kurban edildiği bir bayram. Bayram yerine Müslümanların katledildiği bir coğrafya. Myanmar neredir Müslüman bilmez. Kaç kişi çevrenizde bu adı duymuştur. Ama Batı'da istediğiniz yeri 7 yaşındaki çocuğa sorunuz semt semt size izah eder. Öyle koparılmışız ki dünya ile İslam coğrafyası ile üç-beş kişi Myanmar denildiğinde 'Bu da nereden çıktı' diyenlerimizi şaşkınlıkla görüyoruz. O nedenle aynı Allah'a inandığımız, aynı kıbleye secde ettiğimiz, aynı dini paylaştığımız insanlardan daha fazla haberdar olmak zorundayız. Unutmayın onları hayranlıkla 200 yıldır baktığımız sömürüye devam ediyor. Sömürü için her türlü yolu denemeye devam ediyor.
Tüm bu yaşananlara karşı koyabilecek güçte tek bir ülke vardır. O da Türkiye'dir. Türkiye 200 yıldır Batı'ya çevirdiği gözlerini radarlaştırmak zorundadır. İslam aleminin uyanışını ve bu uyanışın liderliğini Türkiye yapmak zorundadır. Kuklalaşan İslam ülkeleri ile bu imkansızdır. Şu unutulması dünya da top yeku00fbn bir İslam üzerine saldırı vardır. Bu saldırı da yine maşalar Müslüman görünümlüdür. Bu duruma adanılmasın.
İki bayramı birlikte yaşadığımız bugün milletin dirliğine, ümmetin uyanışına dünyanın huzuruna vesile olsun. Kanı sadece kurbanlıklarımız da, gözyaşını sadece sevinçlerimizde görmek umudu ile Hayırlı bayramlar dilerim.
NOT: Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım 'Zihniyet devrimi ve bürokratik kafa' yazımızda ki yaşadıklarımı aktardığım bölümlere itiraz geldi. SGK ile ilgili bölüm dolayısıyla SGK Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Uğur Korkmaz aradı. SGK'nın bu yazıdaki eleştirileri hak etmediğine yönelik olarak. SGK Başkan'ını da Basın Müşaviri'ni de şahsen tanımam. SGK Başkanı'nın sadece çok sevdiğim zaman zaman ortak mekanlarda buluşup konuştuğumuz şimdi Nevşehir Hacı Bektaş-ı Veli Üniversitesi Rektörü olan Prof Dr. Mazhar Bağlı'nın kardeşi olduğunu biliyorum.
'Bu yazdıklarımı birilerini şikayet için yazmıyorum. Bu yazı üzerine de soruşturma falan açılsın diye de. Zaten yazıp yazmamakta ki tereddüdüm de ondan.''diye yazmama rağmen dostlarımızı rahatsız etmişiz. Bir kişinin bile rahatsız olacağını bilseydim bu cümleleri kaleme almazdım. Türkiye'nin değişim ve dönüşümünün sadece siyasetle sınırlı kalmaması gerekliliğine işaret ettiğimiz bu yazı dolayısıyla üzdüğümüz dostlarımızdan özür dileriz.