Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Temmuz 2022

Hac evrensel nitelikli ibadetimizdir

Bismillahirrahmanirrahim

Bizleri, hac ibadetini görev kılarak evrenselleştiren yüce Allah'ımıza hamd ederim. Hac gibi evrensel bir ibadeti örneklendirerek bizlere öğreten aziz Peygamberimiz, biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed'e salât ve selam ederim.

Aziz kardeşlerim; Bilmemiz Gerekenler genel başlığı altında yaptığımız sohbetlerimizi sürdürüyoruz. Bu sohbetimizde “Hac Evrensel Nitelikli İbadetimizdir” üzerinde duracak, gerekli açıklamaları yapmaya çalışacağız. Zamanımız sınırlı olduğu için yer yer hazırladığımız metinden de aktarımlar yapacağız.

Sevgili kardeşlerim; hac Rabbimizin buyruğudur. Önce Rabbimizin hac ibadeti ile alakalı buyruğunu açıklayalım,

Kur’ân’da Hac

Kur'an-ı Kerim'in Ali İmran suresinin 96. ve 97. ayetlerinde yüce Mevla'mız şöyle buyurur:

Şüphesiz yeryüzünde insanlar için kurulmuş ilk mabet/ ibadet olunacak yer Mekke'deki Kâbe'dir.

Kâbe, giderek ünü ve ziyaretçileri çoğalan ve de insanlar için doğrulara yönlendiren Allah'ın özgün evidir. Kâbe'de açık açık belgeler, İbrahim'in makamı; sergilenen ihtişamı vardır. Kâbe'ye giren güvene erer. Yoluna gücü yeten insanların Kâbe'yi hac etmeleri Allah'ın yüklediği görevdir. Hac görevini tanımayan kişinin zararı kendine olur. Çünkü Allah zengindir, yarattığı varlıklara ihtiyaçlı değildir.”

Aziz kardeşlerim; kısaca meâlini aktardığımız Ali İmran sûresinin bu iki ayeti hac ibadetinin farz bir görev oluşunun delilidir.

Aziz Peygamberimiz efendimiz de bizler haccı ve özelliklerini ana hatlarıyla aktarır.

Peygamberimizin Dilinde Hac

Salât üzerine olsun, sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde; “İslam Dîni’nin üzerinde yükseleceği temelleri beş olarak bildirir ve bu beş temelden birinin de hac ibadeti olduğunu” açıklar. Hacca gidecekleri de şöylece yüceltir:

Hacca ve Umreye gidecek kişilerin sanalarının Allah'a gönderilmiş elçileridir. Onlar dua etseler duaları kabul olunacak, bağışlanmalarını isteseler Rabbimiz tarafından bağışlanacak olan özel insanlardır. “

Sevgili Peygamberimiz, hac ibadetinin İslam Dîni’nin iman esaslarına iman ve silahlı savaş anlamına cihad yanı sıra Allah'ın rızasını kazandıracak üçüncü büyük İslami amel olduğunu da bir soru üzerine şöylece açıklar:

“İslam Dîni’ne iman, iman öncesindeki günahları bağışlatır. Allah için hicret etme, hicret öncesi günahları siler ve bir de hac, hac da kul hakları dışındaki günahlardan arındırır ve onu anasından doğduğu günkü gibi ak kılar.”

Hacda Mükâfat ve Ceza

Aziz kardeşlerim; Sevgili Peygamberimiz efendimizin hacca yönlendirici müjdeleyici bir öğütleri de şöyledir:

Kabul olunacak haccın mükâfatı başka değil, ancak Cennet’tir.”

Önemli bir aktivite ve ibâdet olup mükâfatı da büyük olacak olan haccın mazeretsiz olarak terkedilmesi de pek azim bir günahtır. Üstelik imanımızı bile tehdit edebilecek olan bu terk günahı ile ilgili olarak Peygamberimiz bizleri şöylece uyarmaktadır:

Bir Müslüman görülür bir yoksulluk, engelleyici bir hastalık ve zalim bir yönetici ve yönetim baskısı olmaksızın, İslam dininin farz kıldığı haccı yapmadan ölürse, o kişi iki ölüm halinden biri üzerinde, dilerse Yahudi, isterse Hristiyan olarak ölsün, fark yoktur.”

Sevgili kardeşlerim; hac ibadeti ile ilgili temel ayetleri ve aziz Peygamberimizin açıklamalarını kısaca sunduktan sonra şimdi de hac ibadetini dış görüntüsü ile ilgili bilgiler sunabiliriz:

Hac İslâm’ın Özetidir

Hac İslam'ın özetidir. Hac, yüce Rabbimizin emrine mutlak itaattir. Hz. İbrahim'den Hz. Muhammed'e kadar bütün peygamberleri ve çağrılarını tanımaktır. Hac, tüm renkleri ve dilleri içinde insanlığı bir bütün halinde kucaklama ameliyesidir. Hac; eş, çocuk, ana, baba ve sosyal statü gibi tüm sevgililerimizi bırakarak, bedeni, ruhi ve maddi varlığımızla Allah'a koşmaktır. Onunla kulluk yapılacağı üzerinde sözleşmektir. Hac, benlikten ve beşeri duygulardan soyutlanmak, değer ölçüsü olarak yalnızca ilahi yasaları benimsemektir.

Hac, canlılara saygıdır, bitkiler dâhil bütün yaratıklarla barıştır. Şeytanlar ve şeytani güçlerle mücadele eğitimidir. Silahsız cihaddır, Ferdilik içinde sosyalleşmedir. Hac ümmet şuurunu pekiştirmektir, kültürel, iktisadi ve siyasi birliği kurmaya adım atmaktır. Hac, dış görüntüsü ile birliğin, iç hakikati ile kıyamet gününün, evet kıyamet gününü provasıdır.

Bütün bu özellikleri içinde hac bedenî, ruhî, malî, sosyal, siyasî ve ekonomik vasıflı bir ibadettir. Değinildiği üzere Hac dinimizin beş ana temelinden biridir, günahlardan aklayacak ve Cennet’e yol olacak ana ibadetlerimizir.

Hac, Rabbimiz tarafından dört bin yıl önce, Hz. İbrahim'le başlatılmış olup aziz Peygamberimiz Hz. Muhammed tarafından da aslî hüviyetine kavuşturulmuş ibadettir.

Hac Nedir?

Güzel kardeşlerim; bu genel girişten sonra, hac nedir sualini soralım. Hac, aziz Peygamberimiz efendimizin belirlediği Mîkat denilen yerlerden birinde İhram’a girmekle başlayan ibadettir. Yani, haç niyet edip Telbiye çekerek ihrama girmekle ve böylece helâl olan bazı işlemleri nefsimize yasak kılmakla başlar. Haccın alameti ve ihramın şartı olup İslam Dîni’nin iman esaslarını da özetleyen Telbiye zikri ve mânası şöyledir:

Lebbeyk Allahümme Lebbeyk. Lebbeyke Lâ Şerîke Leke Lebbeyk. İnnelhamde Vennimete Leke Velmülk. Lâ Şerîke Lek.

Buyur Allah'ım buyur/emrine amadeyim. Buyur Rabbim, senin yaratıcılığında, yaşatıcılığında, rızıklandırıcılığında ve yasa koyuculuğunda hiç bir ortağın yoktur. Bütün övgüler sanadır, bütün nimetler sendendir, bütün varlıklar da senindir, senin hiçbir ortağın yoktur Allah'ım.

Evet, hac, ihramla girmekle başlar. Kur'an'ın bildirdiği ihram yasakları olan Refes, Füsûk ve Cidal’den sakınmakla sürer.

Arafat Vakfesi ve Diğer Hac Görevleri

Hac, Kur'an'ımızın işaretlerine göre insanlık hayatının başladığı Mekke'deki Arafat vadisinde yapılacak insanlık kongresine, insanlık temsilcisi kişi olarak katılmakla devam eder. Bu katılışa Arafat'ta vakfeye durmak denir. Arafat vakfesinden sonra Müzdelife’de gecelenir.

Kurban Bayramının ilk günü Mina'da Büyük Şeytan sembolü taşlanır. Kurban kesilerek saçlar kısaltılır veya kesilir. Sonra da Mekke'nin merkezinde bulunan Kâbe-i Muazzama tavaf edilir. Tavaf ile Rabbimize kulca yaşanacağının sözü verilir. Ardından da Safa ile Merve denilen iki mekân arasında Sa’y yapılır. Bayramın ikinci ve üçüncü günlerinde ise Büyük Şeytan sembolü yanı sıra Orta ve Küçük Şeytan sembolleri de de taşlanır. Haccın bitiminde Mekke’den ayrılırken de Veda Tavafı yapılır.

Sevgili kardeşlerim; Nasıl anlaşılırsa anlaşılsın, bilgi ve bilinç düzeyimize göre nasıl yorumlanırsa yorumlansın, hac, İhramlanma’dır, Arafat'ta vakfedir, Şeytan sembollerini taşlamadır, Kurban kesme ve Traş olmadır. Kâbe-i Muazzama'yı Tavaf’tır ve Sa’y yapmaktır.

Haccı Anlamak İçin Yaratılış Maceramızı Bilmek Gerekir

Ancak bu hac görevlerinin ne anlam geldiğini Kur'an zemininde anlamaya çalışırsak haccı daha iyi kavrayabiliriz. Haccın özüne inebiliriz. Hac yapacak kardeşlerimiz için de daha bilinçli ve verimli bir hac yapma imkanı hâsıl olmuş olur.

Sevgili kardeşlerim; biraz önce değindik, hac İslam'ın özetidir. Ömrün hulasası olacak beş altı günde İslam Dîni’nin özeti olacak görevleri yaşamaktır. Evet, hac budur. Ömrün özeti sayılabilecek günlerde, İslam'ın özeti olarak sayılabilecek görevleri üstlenmek, böylece kültürel, ekonomik ve siyasî çok yönlü faydalar sağlamak, günahlardan arınmak ve Cennet’e yol almaktır.

Güzel kardeşlerim; İslam'ı, onun özetini anlayabilmek için, Kur'an'ın muhtelif sureler ve değişik ayetlerde sunduğu yaradılış maceramızı hatırlamamız gerekmektedir.

Ben size yaradılış maceramızı ve böylece İslam'ın özetini açıklarken, tamamen Kur'an ayetlerine dayalı bir özet sunacağım fakat zamandan tasarruf sağlamak için a ayetlerin orijinalini okumayacağım.

Sevgili kardeşlerim!

Şanı Yüce olan Allah ilk insan Âdem’i halk etmeden önce, özel varlıkları olan meleklere şöyle buyurur: Ey meleklerim, ben yeryüzünde benim emirlerimi ve yasaklarımı uygulayacak ve uygulatacak halife bir varlık yaratacağım.

Rabbimiz, halîfe varlık olarak Hz. Âdem'i halk edeceğini bildirdikten sonra melekler insanlardan önce yaratılmış bulunan Cân toplumunun isyanlarından hareketle olacak şöyle derler: Ya Rab biz seni tesbih ediyor, yüceliklerle vasıflandırıyor, sana hamdimizi sunuyor iken, Sen yeryüzünde kaos yaratacak, düzen bozacak, kan dökecek bir varlık mı yaratacaksın/ Füsûk yapacak bir varlık mı halk edeceksin.

Rabbimiz de onlara“ Benim bildiğimi siz bilmezsiniz “ buyurur. (Bakara 30)

Yüce Mevla'mız İlk insan Âdem’i yaratır, insanın Füsûk yapacağını/kaos oluşturup kan dökeceğini ileri süren meleklere şu emri verir: Ruhum’dan değerler üflediğim Hz. Âdem’e saygı secdesine varın. (Hıcr )

Melekler secdeye varırlar ama meleklerle aynı kökenli olup secde emrine muhatap olan Baş Şeytan İblîs’in öncülüğünde bir grup melek insana saygı secdesine varmaz. Rabbimiz, secdeye varmayanları temsilen İblîs’e sorar: Neden emrime icabet ederek saygı secdesine varmadın? İblis de, beni ateşten, Âdem’i topraktan yarattın, ben ondan üstünüm, der.

Kur'ân diliyle ifade edersek Cidal yapar.

Rabbimiz de onu aşağılayarak ve daha da önemlisi taşlanmaya mahkûm ederek huzurundan kovar. İblis de; Rabbim! Beni Âdem’e secdeye varmadığım için taşlanmaya mahkûm ederek huzurundan kovdun. Bana Kıyamet Günü’ne dek yaşat ki ben de sana insanoğlunun saygı secde secdesine varılmaya layık olmadığını kanıtlayayım.

Rabbimiz de ona; sen isteğin üzere yaşatılarak / izlenecek olanlardansın, buyurur.

Allah u zülcelal, Âdem’i ve yarattığı eşini Cennet’e koyar ve onlara: Cennet’te yeyip için ama şu ağaca yaklaşmayın emrini verir.

Bir diğer anlatımla, onlara yeyin için ama Refes yapmayın/cinsel ilişkiye girmeyin, denir.

Hz. Âdem’in ve eşi Havva’nın Cennete yerleştirilmesinden sonra İblîs Cennet’e girer. Önce Hz. Âdem’i, sonra her ikisini ikna ederek Refes yaptırır.

Yüce Mevla'mız bunun üzerine iblis ile birlikte Âdem ile Havva'yı Cennet’ten çıkarır ve sürgüne gönderir.

Kur'an'ımızın işaretlerine göre Âdem ile Havva insanlık hayatının başlayacağı Mekke'deki Arafat'a yerleşir. İblis de Arafat'ın yanı başındaki Mina'da mekân tutar.

Hz. Âdem ile Havva Şeytan’ın telkinlerine boyun eğerek yaptıklarına pişman olurlar ve şöylece dua ve tövbe ederler: Ey Rabbimiz, biz senin buyruğunu dinlemeyerek nefsimize zulmettik. Sen bize merhamet etmezsen, sen bizi bağışlamasan biz zarara uğrayanlardan oluruz.

Rabbimiz onların tövbe içeren dualarını kabul eder ve onlara şöyle buyurur: Yeryüzünde hayat vereceğim sizin çocuklarınıza, İslam dinini hayat düzeni olarak gönderdiğimde bu dine inanırlar ve ölçülerine göre yaşarlarsa, onlar hiçbir korku duymayacak ve üzüntü de çekmeyecekler; Cennetlerin de varisi olacaklardır. Ama İslâm dinine vucüd veren ayetlerimi yalanlayanlar da içinde ebedî olarak kalmak üzere ateş azabına mahkûm edileceklerdir.

Sevgili kardeşlerim; gerçekten özetin özeti bir sunum yaptım ama bilinmesini isterim her bir cümlemiz bir âyet anlamıydı.

İslâm Dîni’nin Özeti

Güzel kardeşlerim; sizlere sunduğum bu yaradılış macerasına göre bütün peygamberlerin ortak tebliği olan İslam dininin özeti şu görevlerden oluşur: Allah'ın hidayeti olan İslam'ı kabul etmek,

Yeryüzünü ifsad ile başta haklar ve özgürlükleri çiğneyerek ve kan dökerek Füsûk yapmamak,

İblis gibi Yaradan'ın buyruklarına eleştirel bir mantıkla başkaldırıp Cidal’de bulunmamak,

Yasaklanan Refes türü ilahi buyruklara aykırı davranarak,

Cennetten çıkarılmaya neden olacak şekilde şeytanî telkinlere uymamak, uyulursa hemen tevbe etmek.

Kader programı gereği, insanlara şer aşılama ile görevlendirilen İblîsi ve ona bağlı cin ve insan şeytanlarını düşman bilmek…

Allah'a hamd ile O'nu tesbih ve takdis ederek, yaradılış sebebimiz olan ibadet görevimizi yapmaktır.

İslâm’ın Özeti İle Hac Görevleri Örtüşür

Sevgili kardeşlerim, özetlediğimiz İslam'ın hulasası olan bu görevler, hacdaki görevlerimizle bütünüyle örtüşür. Bunu içindir ki hac, ömrün muayyen günlerinde İslam'ın özetini yaşamaktır.

İhram Yasakları Olarak Refes, Füsûk ve Cidal.

Güzel kardeşlerim; burada temel nitelikli bir bilgi vererek kısaca konumuzu toparlayacağım. Kur'an-ı Kerim'de Bakara sûresinin 197. ayetinde İhram yasakları olarak üç madde zikredilir: Refes, Füsûk ve Cidal. Hac için ihramlanan kişi bu üç yasağı işleyemez.

Refes, ihramlı iken zina yapmamak, eşle dahi ilişkiye sevişmemek ve ilişkiye girmemektir.

Füsûk, Allah'ın emirleri veya yasaklarını çiğnemektir. Özellikle de sövme ve dövme gibi insana yönelik günah işlememektir.

Cidal ise Allah'ın emirleri ve yasakları üzerinde şöyle veya böyle yerici yorum yapmaktır.

Bu açıklamayı yaptıktan sonra şimdi size Kur’ân’da açıklanan ve bizim de özetlediğimiz yaratılış maceramız çizgisinde haccı size kısaca yorumlamaya çalışacağım. istiyorum.

Kişi ihramlılığı süresince hiçbir şekilde Refes yapmaz, bir diğer anlatımla eşi ile sevişmez ve ilişkiye girmez.

Hiçbir şekilde Füsûk yapmaz yani insanlara yönelik aşağılamada bulunmaz, alay, gıybet ve iftira etmez işkence yapmaz ve öldürmez. Kendi vücudundan bir kıl dahi koparmaz. Hiçbir canlının canına kıymaz, haram bölgesindeki hiçbir bitkiyi koparmaz.

Yaradan'ımızın herhangi bir emri ve yasağı üzerinde Cidal yapmaz örneğin neden faiz, zina ve eşcinsellik yasağı; niçin namaz zekât ve adalet emri demez, yani Rabbimizin emirleri ve yasakları üzerinde olumsuz bir mantık yürütmez, Allah'a inandığı halde Yaradan'ın koyduğu emirler ve yasaklara teslim olmayan insanlar gibi cidal yapmaz.

Kişi hacı adayı olarak ihramlanır, açıklanan üç yasağa riayet ederek haccın temel görevlerinden biri olan Arafat vakfesine çıkmak üzere, kurban bayramının arefe günü Arafat'a çıkar. Arafat insanlık hayatının başladığı yerdir. Arafat Vakfesi Hac ibadetinin ana görevlerinden biridir. İnsanlığın temsilcileri konumunda olan hacılarımızın iştiraki ile yapılan bir tür evrensel insanlık kongresidir ve kıyamet gününün de bir provası gibidir.

Allah’ın Meleklerine Karşı İftiharı

Hacı adayı Âdem veya Havva olarak ihram yasakları olan refes, füsûk ve cidal yapmadan yani Âdem ve Havva gibi ilişkiye girmeden, meleklerin yapacağını iddia ettiği gibi insana yönelik fesat ve kan dökme türü günahlar işlemeden ve İblîs gibi Rabbimizin buyruklarına ilişkin tartışmaya girmeden Arafat'a geldiği için Rabbimiz tarafından meleklere karşı iftihar edilen kullardan olur.

Arafat vakfesinden sonra kişi bayramın birinci günü Mina'ya gelir. Mina'da, toprak kökenli olduğu için küçümseyerekÂdem’e saygı secdesine varmayan ve böylece cidal yapan İblîs’in sembolünü toprak ürünü küçük taşlarla taşlar. Her bir atışta Allahü Ekber diyerek yaptığı bu taşlama ile yeryüzünün muhteşem varlığı olan insanın özüne saygısını da sunmuş olur. Ardından bir şükrane olarak kurban keser/kestirir, günahları sembolize eden saçlarını kısaltır veya dipten keser. Kadınlar yalnızca kısaltma yaparlar.

Bayramın birinci günü yaptığı açıklana görevlerin akabinde Mekke’nin merkezinde yer alan Kâbe’ye gelir. Temel ibadetimiz olan Allah'ı yüceltme, teşbih ve takdis ile hamd etme görevimizi temsil etmek üzere diğer müminlerle birlikte Kabe-i Muazzama'yı tavaf eder. Sonra da ve Yaradan'a kullukla yücelmenin sembolünü içeren Sa’y görevini de yapar ve haccını bitirir.

Hac Arınma ve Cennet’tir

Güzel kardeşlerim; İslam kişiyi günahlarından arındıracak ve Cennet’e götürecek ilahi kurumdur. İslam'ın özeti olduğu Hac da için aynı sonuçları verir. Nitekim Peygamberimiz bir hadislerinde “Kim haccın yasaklarına riayet ederek hac yaparsa(kul hakları müstesna)anasından doğmuş günkü gibi günahlarından aklanır” buyururken bir diğer hadislerinde de şu müjdeyi verir: “Kabul olunacak haccın mükâfatı ancak Cennet’tir”

Haccın Olması Gereken Dünyevî Faydaları

Sevgili kardeşlerim; hac faydaları âhiretimiz için olduğu kadar dünyamız için de olan/olması gereken muhteşem bir ibadettir ama biz haccın anlatımında bu yöne değinmiyoruz. Oysaki Yüce Rabbimiz, Hac suresinde “İnsanlar hacca gelsinler de kendi menfaatlerine şahit olsunlar…” buyurmakta ve Müslümanlar olarak kişisel, toplumsal ve de evrensel düzeyde sağlamamız gereken faydalara dikkatlerimizi çekmektedir. (Hac 28)

Hac ibadettir. Bir mahşer provasıdır ama Müslümanlar için ilmî, siyasi, kültürel ve ekonomik, bütün bu hayati alanlarda büyükçe faydaların sağlanabileceği, sağlanabilmesi için gerekli atılımların yapılması gereken bir kurumdur.

Güzel kardeşlerim; hac ibadetini ne kadar anlatırsak anlatalım. Bu 45 dakikalık, konuşmayı saatlere iblağ etsek dahi hac yapmadan haccı kavramamız, içselleştirebilmemiz mümkün değildir.

Şartları tahakkuk ettiğinde ertelemeksizin mutlaka hac kararı almanızı yı tavsiye eder, Hacla taçlanacak sağlıklı bir ömür niyaz ederim sevgili kardeşlerim.