Güzel Yaşamak!

İnsan için nihayeti görünmeyen muazzam bir felsefedir bu. Güzel yaşamak için söylediklerinizi duyuyorum.

Yüreği her daim uyanık Alim! Güzel yaşamak ne çok yakışıyor sana. Konuşmuyorsun. Sadece yaşıyorsun. Hem de gösterişsiz ve sade.

Yürüyüşün herkesi hayran bırakıyor Ayşem! Güzellik bu kadar mı çok yakışır bir insana. Yüreğinin derin derelerinde aklının dehlizlerinde neler geçiyor. Herkes güzel yaşamak işte böyle olur diyor. Giyinişin mi yollarda gidişin mi güzel yaşamanın kaynağıdır.

Ah Attilam! Ah uç Beyim! İmparatorluklar gibi zevali düşünmeyen bir kemalle güzel yaşayıp duruyorsun. Bedenin eskimiyor. Havan da her zamanki gibi etrafını yakıyor. Ekranda olmasan da daima akıllardasın güzel yaşamınla. Bakımlı bedenin yürekleri bir hoş eden narin hallerinle. Duydum ki senin de yüzünde çizgiler, şakaklarında beyazlıklar oluşmuş.

Biliyorum seni Beyefendi, hem de çok iyi biliyorum! Benim için güzel yaşamak daima çalışmaktır diyorsun. Zaman ve mekan sınırı tanımadan. Her yaştaki dinginliğimi çalışmaya borçluyum diyorsun. Unutma etrafında olanları fark etmeyerek asıl güzel yaşamı ıskalıyorsun.

Seni de biliyorum Hanımefendi, seni de! Bitmek bilmeyen arzularına nasıl gem vurduğunu, gerçekleşmeyen arzularının seni nasıl mutsuz ettiğini, denetlenmeyen arzulardan kurtulmak için gösterdiğin çabaların hatta bu uğurda yaşadığın zorlukların senin için asıl güzel yaşamak olduğunu hiç unutur muyum.

Seni hiç unutmadım hayatım boyunca! O hırsının davranışına kibarlık, lisanına naziklik olarak aksedişini. Bir sakinlik var gibiydi davranışlarında, lakin altındaki hırsın güzel yaşamına verdiği zararı hiç fark etmedin. Kaybettin hayatındaki güzellikleri. Başta aileni ve en yakınında olanları. Sonra da sana en uzak olması gerekenleri güzel yaşamanın merkezine aldın. Bak şimdi sen de benim gibi yapayalnızsın.

Hep sana imrendim! Senin için güzel yaşamak hep kendini anlama çabası olmuştu. Uzaktan seyrederken bu halini ne çok ilham kaynağı oluyordun. Ne kendini anlatırdın, ne de başkasını. Sana verilenleri ve onları sana vereni anlama çaban çok etkileyiciydi. Deli diyorlardı sana. İmkanı var ama güzel yaşamasını bilmeyen adam etiketiyle ne çok zaman konuşuldun bizim semtte. Meğerse en akıllımız, hatta asıl güzel yaşayanlardan biri de senmişsin.

Bir de siz vardınız sesleriyle güzel yaşayanlar! Sizleri dinleyenler kendilerinden geçerken çok azı söylediklerinizin manasındaki güzelliğin farkına varıyordu ve oradaki güzel yaşamayı anlıyordu. Çoğu sesinizdeki tınının etkisiyle kendinden geçiyor, güzel yaşamak için türlü hallere giriyordu.

Ekranları kaplayan perde arkasındaki hüzünlü yaşamın kader mağdurları siz de vardınız! Kılıktan kılığa girerek gerçek olmayan hayatlara dair sahneledikleriniz ne çok uzaktı güzel yaşamaktan. Size öykünenler ve rollerinizin güzel yaşamak için bir gerçek olmadığını öğrenenler bir de gerçek hayatınıza şahit olanlar ne çok ürkmüşlerdi güzel yaşamaktan.

Bir hülya idin sen Hülya! İffetinle güzelliğin kaynağı iken şefkatinle çevreni aydınlatan ayın on dördü gibiydin. Senin yaşadığın güzelliği yaşamak isteyen ne çok insan tanıdım. Lakin hiçbirisi sana benzemedi. Çünkü güzel yaşamanın omzundaki bedeli çok ağır idi.

İşte hayat böyle Ahmet Bey! Bir zamanlar yürüyüşünle bile etrafı dikkate sevk ediyor, duruşunla güzel yaşadığını ima ediyordun. Etiketlerin, isminin önündeki sıfatların güzel yaşadığının göstergeleri gibiydi. Duydum ki şimdi bir lokalde veya herhangi bir kahve köşesinde bizim gibi güzel yaşamaya razı olmuşsun.

Barış için koşanlar, savaşa karşı duranlar; iktidar için her yolu meşru bulanlar; içinden çıktığı kabuğu beğenmeyenler; gölgelendiği ağacı kendisi bilenler; çok konuşanlar az düşünenler; haddinden tecavüz etmeyi erdem görenler; her fırsatı kendine imkana çevirenler: gördükleri her çiviye bir poşet asmak isteyenler ne çok ihtiraslıymışız güzel yaşamak için.

Zenginler ve fakirler; işçiler ve patronlar; memurlar ve amirler; köylüler ve kentliler; yaşlılar ve gençler; etiketliler ve etiketsizler; kadınlar ve erkekler; cahiller ve alimler; bilinenler ve garipler biliyorum her birinizin güzel yaşamak için söyleyecek çok şeyinizin ama gerçekleşen az hayalinizin olduğunu.

Başkanım ve bakanım; valim ve rektörüm; şehreminim ve müdürüm; hekimim ve hakimim; mühendisim ve öğretmenim; kendini her makamda gören çaycım; mührü çok can yakan muhtarım... Sizlerin de güzel yaşamak için ne çok şey yaptığınızı biliyorum.

Çorbanın suyunda, kuru fasulyenin tanesinde, çöpten topladığı ekmeklerin aziz hürmetinde koşanların ya da tatmadığı lezzet kalmayan mide mutfağındaki dil kapıcısının doymak bilmeyen iştahında güzel yaşamak isteyenleri de biliyorum.

Topuklu ayakkabıdan düz tabana; cızlavetten her türlü markayı ayağına takana; deri kemerden, kemerin yerine ip bağlayana sadece bedenini türlü türlü kıyafetle kalıba sokan ve o kalıpla yollarda arzı endam edenlerin de güzel yaşamak için neler yaptığını biliyorum.

Güzel yaşamak anlamaktır. Varlık karşısında tavır almaktır. Anı yakalamaktır. Zihnini hikmeti anlamaya sürekli uyanık, kalbinin kapılarını da ardına kadar sevmeye açık bırakmaktır.

Güzel yaşamak sıradanlaşarak sadeliğin serinliğine dalmaktır. Yaşam boyu sadece ve sadece Bir’in önünde eğilip ona kul olmakla var olmaktır.

Zannederim güzel yaşamak sonsuza dek var olmaktır. Teklikteki hürriyete, ruhtaki asalete hislerin en kirlenmemiş inceliklerine ulaşmaktır.

Yaşamak güzeldir. Güzel yaşamak ise yaşamaktaki güzelliği görmektir.