Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Mart 2014

Güzel Kırım

"Ey güzel Kırım" sadece bir şarkı sözü değil, yüreklerde yer etmiş ümit, bir inanç ve idealdir bizim için. Yüzyıllardan beri Türk ve Müslüman olan Kırım, bir özge vatandır. Camiler şahit buna, sebiller, türbeler tanık. Bütün ihmallere, hatta yıkımlara karşı Osmanlı mührü yine de görünür Akmescit'teu2026 Kırım'ın şehirlerinde, kasabalarında, köylerindeu2026 "Kırım'dan gelirim gelirim, adım da Sinan'dır hey aman" içli bir serhat türkümüz ve mehter marşımız.

Kırım sevgisini hale hale romanlarında işleyen merhum Cengiz Dağcı'nın özel yeri vardır gönüllerde. 1944 Kırım Sürgünü'nü en iyi anlatan bir kutlu kalemdir zira. Doksan yılı aşkın ömrünü Stalin'in Kırım Türkleri'ne uyguladığı soykırımı duyurmaya hasreden büyük romancı, unutulabilir mi? 1919 tarihinde Kırım'ın Yalta şehrinin Gurzuf köyünde doğan Dağcı'nın çocukluğu kıtlık, yoksulluk, Rus emperyalizminin zulmü ve büyük baskılar altında geçti. Temel tahsilini tamamladı. Kırım Pedagoji Enstitüsü'nde okurken İkinci Dünya Savaşı çıktı. 1941'de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düştü. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı. 1946'da Londra'ya yerleşti. Maddi sıkıntılar çekerken kalemi elinden hiç bırakmadı.

"Türkçe bana anamın konuştuğu dil" diyerek bütün eserlerini Türkiye Türkçesiyle kaleme aldı. Türk edebiyatının büyük yazarları arasına girdi. İlk kitabı 1956 yılında Varlık Yayınları tarafından neşredildi: Korkunç Yıllar. Sonra diğer romanlar: Yurdunu Kaybeden Adam, Biz Beraber Geçtik Bu Yolu, Badem Dalına Asılı Bebekler, O Topraklar Bizimdi ve diğerleriu2026 Bütün romanlarında Kırım Türklerinin yaşadığı büyük acıları hüzünlü bir üslu00fbp ve mükemmel bir dil ile anlatan yazar, Aytmatov ile birlikte yurtdışındaki Türk yazarların en çok okunanları arasındadır. "Kırım'ın faciasını bütün gerçeği ve içtenliğiyle yalnız ben yazabilirdim." diyen yazar, ömrü boyunca vatan topraklarının hürriyetine kavuşması yolunda ümidini kaybetmedi. Cengiz Dağcı'nın hayatını, fikirlerini, kişiliğini ve eserlerini İsa Kocakaplan yazdı. Kırım'ın Ebedu00ee Sesi Cengiz Dağcı adlı kitap okunmalıdır. Kocakaplan, "O olmasaydı Kırım Türkleri'nin yüreklerimizi kanatan acıları da bilinmeyecek ve o büyük katliam tarihin sessizliğine gömülüp gidecekti." diyor. Çok doğru. Kocakaplan ile Cengiz Dağcı ve Kırım Türkleri hakkındaki röportajım da Romancılar Konuşuyor kitabında yer aldı. Kırım, göremediğimiz ama hep yakınımızda hissettiğimiz güzel bir yurt, bir sevgili vatan. Kırımlıların lideri Yolbaşı Mustafa Cemil Kırımoğlu yaşarken efsaneleşti.

Kırımlı Türklerin yetiştirdiği dünya çapında şahsiyetler arasında büyük mütefekkir İsmail Gaspıralı da bulunuyor. Gaspıralı 1851-1914 yılları arasında yaşadı. Bu yıl UNESCO'nun kabulüyle vefatının 100. yılı anma programları yapılacak. Soyadı, Kırım'daki Gaspra şehrinden geliyor. "Dilde, fikirde, işte birlik" onun sloganlaşmış temel veciz sözüdür. 1983'te kurduğu ve 1918 yılına kadar da varlığını devam ettiren Tercüman gazetesinde düşüncelerini yazdı. Hedefi dünyadaki bütün Türklerin birlik ve beraberlik ruhu içinde olmaları idi. Eğitime önem verdi. "Geri kalmışlığımızın tek sebebi cehaletimizdir." diyordu. Doğu'yu iyi bildiğimiz gibi Batıyı da iyi tanımamız gerektiğini söylüyordu. Kadınlar için de u00c2lem-i Nisvan (Kadınlar Dünyası) adlı bir dergi çıkardı. Dergiyi kızı Şefika Hanım yayına hazırladı. Çocuklar için de u00c2lem-i Subyan (Çocuklar Dünyası) adlı bir yayın çıkardı. Toplum hayatının düzelmesinde kadınların ve çocukların da öneminin farkındaydı. Rus İmparatorluğu'ndaki Müslüman ve Türk aydınlarının bir araya geldiği İttifak-ı Müslimu00een teşkilatının kurucularındandır. Salname-i Türki, Mirat-ı Cedid, İki Bahadır, Medeniyet-i İslamiye, Arslan Kız, Rehber-i İslamiye, Meşhur Payitahtlar, Türkistan Uleması ve Asya'da Komşularımız başlıca eserleridir.

Rusya'nın gözünü Kırım'a diktiği öteden beri biliniyor. Nihayet Ukrayna'daki iktidar değişimini fırsat bilen Rus yönetimi, Kırım'da nüfus çoğunluğunu elde eden Rusları da harekete geçirerek uydurma referandumu pazar günü gerçekleştirdi. Gazetelerde "Evlere servis demokrasi" ve "Dostlar referandumda görsün" başlıklarıyla yayımlandı bu oylama. Hür dünyanın ülkeleri referandumu kabul etmedi. Kırım Türkleri ise referandum tuzağına düşmedi, bu çirkin oyunu reddetti. Mizansen beklenen sonucu verdi ve Kırım Özerk Bölgesindeki Kırım Parlamentosu'ndan Rusya'ya bağlanmaya 'evet' çıktı. Elbette kabul edilemez bir durum. Geçenlerde meşhur tarihçimiz Halil İnalcık, Kırım'ın Rusya için Anadolu'yu, Boğazları ve İstanbul'u tehdit etme konusunda bir 'atlama eşiği' olduğunu belirterek, "Kırım, Türkiye'yi tehdit emek için bir merkezdir. Bugün Sivastopol'da, Ukrayna'ya bağlı olmasına rağmen Rus hakimiyeti vardır. Bu neye yöneliktir? Türkiye'ye, Boğazlara ve İstanbul'a yönelik bir tehdittir." dedi.

Kırım'da Müslüman Türklere karşı sinsi bir oyun oynanıyor. Hareket kabiliyetleri daraltılıyor, hürriyetleri ellerinden alınıyor. Bunun zamanla yeniden bir şiddete, hatta soykırıma dönüşmeyeceğini kimse iddia edemez. Bu konuda Türkiye teyakkuz halinde olmalıdır. Ülkemizdeki Kırım Türkleri tedirgin. Hepimiz 'güzel vatan' Kırım'daki kardeşlerimiz için endişe duyuyor, dua ediyoruz. İnşallah Rusya'nın kurduğu tuzağa bütün dünya karşı çıkar ve yanlış hesap Kırım'dan döner. ESKADER, Kırım Türklerinin iki mütefekkir ve yazar evladını, Cengiz Dağcı'yı ve İsmail Gaspıralı'yı birlikte anıyor. Dağcı'yı Mustafa Çetin, Gaspıralı'yı ise M. Kamil Berse anlatacak. Cağaloğlu'nda Timaş Kitapkahve'de 20 Mart Perşembe akşamı saat 18.00'deki bu önemli toplantıya bütün okuyucularımı davet ediyorum. Gün, Kırım'a sahip çıkma günüdür.