Güzel gören güzel düşünür
Tüm kalbimizle bu sürecin sonunda inşallah şiddetin yerine barış kaim olur diyoruz. İşte o zaman çocuklarımız kendilerine, böylesi güzel bir ülke bırakmak için elini taşın altına koyan herkesi hayırla anacak.
Uzak bir gelecekten söz ediyormuşum gibi oldu. Ama çok yakın bir gelecekte barışın hayatımıza kattığı artılara bizzat kendimiz de şahit olacağız. Bundan zerre kadar şüphem yok.
***
Bazıları "yerli malı" çözüm ve "gavur malı" fitne tabirlerimizi çok klişe buluyor. Ama ilk günden bu yana yaşananlara bakılırsa haksız değiliz.
Oslo ve Paris sabotajlarının da Ankara'daki saldırının da faillerinin kuyruğu dışarıda.
Bakın Öcalan'ın Nevruz'daki çağrısını tüm yabancı basın "ateşkes" olarak duyurmadı mı dünyaya? Halbuki çağrının can alıcı noktası ateşkes değil "sınır dışına çıkın" kısmıydı.
Çünkü yılların oyun kurucusu dış odaklar, hala inanamıyor kendi kendimize barışacağımıza. Türkiye'nin huzura kavuşmasına dahi "aman kimse duymasın" hassasiyetiyle yaklaşıyorlar.
***
Hep bardağın boş tarafından bakanların medyada sesi çok çıkıyor bazen.
Bediüzzaman Said Nursi, "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır" diyor.
Hayattan lezzet alamayan pesimistlerin tüm kötümser öngörülerine karşı, biz umudu, hayatı, güzellikleri yeşertmeliyiz.
***
Karşılıksız ve soyut bir umuttan bahsetmiyorum. Polyanna psikolojisiyle veya sevgi kelebeği romantizmiyle yazmıyorum bunları.
Düne kadar "barışçı" bugün "tedirgin" kesilenlerin, şiddeti romantize eden bazı solcuların ve ulusolcuların karamsarlığına inat yazıyorum.
Bu kötümser tutumları milleti "tedirgin" ediyor mu peki? Hiç sanmıyorum. Çünkü bunları ciddiye almıyor ki.
Bizim gibi gazeteci milleti belki de gereğinden fazla önem atfediyoruz bu tiplere.
Yıllardır "barış" diye haykıranların samimi olduğunu sanıyorduk. Dindar olmasalar da vicdani gerekçelerle, hümanizm adına veya ideolojileri gereği gerçekten de kanın durmasını istediklerini düşünüyorduk. Fakat aynı isimler bugün "Ne oldu ki PKK silah bırakıyor?" demeye başladı.
***
Bütün mesele inanmakta.
Hiçbir stratejik niyet gütmeden şiddetten arınmış bir Türkiye'nin, demokratik, ekonomik ve politik anlamda müthiş bir dinamizm kazanacağına inanıyoruz.
Otuz yıldır ok gibi gerilmiş Türkiye'nin, iç barışını sağladıktan sonra, yayından fırlamışçasına uçuşa geçeceğine inanıyoruz.
Bunun, günlük hayatımıza yansıyan ekonomik ve sosyal faydalarına da çok kısa sürede tanık olacağız. Yarınlarımız adına her zamankinden daha fazla umut doluyuzu2026